Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/1789
Karar No: 2020/1671
Karar Tarihi: 12.03.2020

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2019/1789 Esas 2020/1671 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2019/1789 E.  ,  2020/1671 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ...Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi
    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : ...36. İş Mahkemesi


    TÜRK MİLLETİ ADINA
    K A R A R

    A) DAVACININ İSTEMİ :
    Dava, davacının vergi mükellefiyet kaydına istinaden 01/10/1990 tarihinden itibaren zorunlu Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespiti ve tescili istemine ilişkindir.
    B) DAVALININ CEVABI :
    Davalı ... vekili tarafından sunulan cevap dilekçesi ile davacının tespitini talep ettiği dönemlere ait tescil başvurusunun olmadığı ve bu konuda süresinde Kurum"a yapılmış herhangi bir borçlanma talebinin olmadığı, Kurum işleminin bu yönüyle mevzuata uygun olduğu belirtilerek davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
    C) İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI :
    İlk Derece Mahkemesince, “davanın reddine,” karar verilmiştir.
    D) BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİNİN KARARI :
    Davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuş, istinaf yargılaması esnasında Kurum"un 12/04/2018 tarihli yazısı ile “davacının giriş bildirgesi ekinde kanuni süresinde vermiş olduğu, 04/10/2000 tarihi öncesi ticari vergi kayıt sürelerinin borçlanma talebinin Kurumca sehven dikkate alınmadığından ilgiliye bu sürelere ait borçlanma sürelerini ve borç tutarını gösterir tebligatın gönderilmediği”nin Bölge Adliye Mahkemesine bildirilmesi üzerine Mahkemece vergi mükellefiyeti kayıt sürelerine ilişkin ödenmesi gereken sigortalılık prim borç tutarı Kurumdan sorulmuş, bildirilen prim borç tutarının ödenmesi için davacıya süre verilmiş, Kurum tarafından davacının borç tutarını ödediğine dair makbuzun dosyaya sunulması sonrası Bölge Adliye Mahkemesince yargılamaya son verilmiş ve davacının geçici 18.madde kapsamında prim borcunun tamamını yatırdığı kabul edilerek “davacı asilin istinaf isteminin kabulü ile ...36. İş Mahkemesi"nin 06/06/2017 tarihli, 2016/78 Esas - 2017/135 Karar sayılı kararının HMK"nın 353/1-b-2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
    1)Davanın kabulüne,
    2)Davacının vergide kayıtlı olduğu, 01/10/1990 - 04/11/1993 ile 15/05/1998 - 03/10/2000 tarihleri arasındaki sürelerde davacının 1479 sayılı yasa kapsamında sigortalı olduğunun tespitine,” şeklinde yeni bir karar verilmiştir.
    E) TEMYİZ TALEPLERİ :
    Davalı Kurum vekili tarafından sunulan temyiz dilekçesi ile Kurumca yapılan işlemin mevzuata uygun ve yerinde olduğu, yapılan işlemin dayanağının 1479 sayılı Kanun"un kendisinin olduğu, Kurum hakkında yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiği belirtilerek usule ve yasaya aykırı olarak kurulan hükmün bozulmasına karar verilmesi talep olunmuştur.
    F) DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
    24/07/2003 tarihli 4956 sayılı Kanun"un 47. maddesi ile 1479 sayılı Kanun"a eklenen Geçici 18. maddede, "Bu Kanun"a göre sigortalılık nitelikleri taşıdıkları halde 04.10.2000 tarihine kadar kayıt ve tescilini yaptırmamış olan sigortalıların hak ve mükellefiyetlerinin 04.10.2000 tarihinden itibaren başlayacağı ancak bu Kanun"a göre zorunlu sigortalı olarak tescil edilmiş olan sigortalıların sigortalılıklarının bu kanunun yürürlük tarihinden itibaren altı ay içinde Kurum"a yazılı olarak başvurmaları ve 20/04/1982-04/10/2000 tarihleri arasındaki vergi kayıtlarını belgelemek ve belgelenen bu sürelere ilişkin olan hesaplanacak prim borçlarının tamamını tebliğden itibaren bir yıl içinde ödemede bulundukları takdirde bu sürelerin sigortalılık süresi olarak değerlendirileceği,” bildirilmiştir.
    Kanun"da, sigortalılık hak ve yükümlülüklerinin başlaması için öngörülen tarihlerden itibaren, borçlanma hakkı belirtilen bu süreler dahilinde kullanılmalıdır. Bu süreler içinde borçlanma hakkının kullanılmaması halinde ise, sonrasında Bağ-Kur sigortalılığının tespitine olanak bulunmamaktadır. Bilindiği gibi, 1479 sayılı Kanun"da 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu"nun hizmet tespitine ilişkin 79/10. maddesine koşut bir düzenleme bulunmamaktadır.
    Somut olayda; davacı 4956 sayılı Kanun"un 47. maddesi ile 1479 sayılı Kanun"a eklenen Geçici 18. maddesinden faydalanmak için 01/09/2003 tarihinde Bağ-Kur"a başvurarak 22/10/1985-04/10/2000 tarihleri arasında bulunan vergi mükellefiyet sürelerini borçlanma talebinde bulunmuş, talebe karşı davalı Kurum tarafından herhangi bir tahakkuk ve tebliğ işlemi gerçekleştirilmemiştir. 4956 sayılı Kanun"un 47. maddesi ile 1479 sayılı Kanun"a eklenen Geçici 18. maddesinden yararlanabilmek için hem süresi içerisinde başvurmak hem de maddede öngörülen yükümlülükleri yerine getirmek gerekmektedir. Ancak, davacı yükümlülüklerini yerine getirmeyerek başvurusunu takip etmemiş, başvuru tarihinden itibaren 13 (on üç) yıl geçtikten sonra 10/11/2016 tarihinde davasını açmıştır. Davacının 4956 sayılı Kanun"dan faydalanmak için aradan 13 (on üç) yıl geçtikten sonra davasını açması iyiniyet kurallarına aykırıdır. Bu durumda Kanundan doğan yükümlülüklerini süresinde yerine getirmeyen davacının geçmişe yönelik olarak sigortalılık elde etmesi mümkün değildir.
    Bu yönü ile davadaki yasal dayanağın MK. 2. maddesinde düzenlenen “objektif iyiniyet kuralı” olduğu, kişinin kendi kusuru bulunduğu takdirde de bu ilkeden yararlanamayacağı açıktır.
    Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Bölge Adliye Mahkemesi kararı bozulmalıdır.
    SONUÇ : Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, dosyanın BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE, 12/03/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi