22. Hukuk Dairesi 2014/12562 E. , 2014/14390 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İzmir 4. İş Mahkemesi
TARİHİ : 30/12/2013
NUMARASI : 2011/881-2013/486
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili; davacının, 01.12.2013 tarihinden iş sözleşmesinin feshedildiği 28.11.2011 tarihine kadar kesintisiz çalıştığını, feshin 4857 sayılı İş Kanunu"nun 25/II maddesine dayandırıldığını, 25.11.2011 tarihinde 50 adet ürünü yapmadığı halde yapmış gibi DCT sistemine göstermiş olduğu iddiası ile feshedildiğini,ancak her çalışanın yaka kartlarında sicil numaralarının yazıldığını, dolayısıyla sicil numarasını bilen herkesin bu sisteme veri girişi yapabileceğini, yine üretim mühendislerinin DCT sistemine bilgisayardan müdahale edilebildiğini, 25.11.2011 tarihinde savunmasının istendiğini herhangi bir ihtar yapılmadan iş sözleşmesinin 3 gün sonra feshedildiğini,asıl feshin altında yatan sebebin ağabeyi ile yengesinin sendikaya üye olması nedeniyle işten çıkarılmaları olduğunu, kendisinin de sendika üyesi olduğu şüphesiyle iş sözleşmesinin feshedildiğini, kötüniyetli fesih olduğunu beyanla, feshin geçersizliğinin tespitine, işe iadesine ve işe başlatmama tazminatının işçinin sekiz aylık ücreti tutarında belirlenmesini ve boşta geçer süre ücretine hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili; davacının 05.02.2004 tarihinden beri fabrikanın 2. hat 7. Bandında montaj segmentinde etek kıvırma operatörü olarak çalıştığını,davacının şirkette kullanılmakta olan DCT sistemine yapmadığı işleri yapmış gibi girerek haksız kazanç elde etmeye çalıştığını, işverenin güvenini kötüye kullanması anlamını taşıyan bu durumun ahlak ve iyiniyet kurallarıyla bağdaşmadığını, 26.11.2011 tarihinde haftalık ean sayısı ile montaj sayısı arasındaki farkın yüksek olması sebebiyle inceleme başlatıldığını, ve davacının 25.11.2011 tarihinde yapmadığı halde 50 adetlik demetleri yapmış gibi sisteme girdiğinin anlaşıldığını, 28.11.2011 tarihinde savunmasının istendiği,davacının savunmasında da geçerli sebep gösteremediği ve aynı gün iş sözleşmesinin feshedildiği beyanla, iş sözleşmesinin 4857 sayılı Kanun"un 25/II maddesi gereğince tazminatsız feshedildiğini, feshin haklı sebeplere dayandığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Davacı tanıkları M.. İ.. ile A.. P.."nın sisteme ekip lideri, grup lideri ve üretim uzmanının müdahale edebildiğini, bazen yanlış gördüklerini silip çıkarıp ekleme yapabildiklerine dair beyanları ile davacının abisinin sendikaya üye olduğu ve bu sebeple davacının abisinin ve yengesinin de aynı gerekçelerle yani davacının iş sözleşmesinin feshine gerekçe gösterilen sebeplerle çıkarıldıklarına dair beyanları ile fabrika müdürünün kendilerine "sendikalaşırsanız fabrikayı kapatır başka ülkeye gideriz, sadece kumaş bedeli kadar zararımız olur ama işsiz kalırsınız" içerikli beyanları ve bilirkişilerin davacıya sisteme isnat edildiği üzere fazla kazanç elde etmeye yönelik fazla iş yapmış gibi veri girişinin kesinlikle davacı tarafça yapıldığının tespit edilemeyecek nitelikte olması ve davacının abisi H....C...."in de iş sözleşmesinin feshi sebebiyle İzmir 10. İş Mahkemesinin 2011/830 esaslı davasının varlığı ile davacının yengesi G..... C..."in İzmir 3. İş Mahkemesinin 2011/826 esaslı emsal dosyasının varlığı davacının iş sözleşmesinin fesihte gerekçe edildiği üzere 4875 sayılı Kanun"un 25/2 maddesi kapsamında haklı sebebe dayandığı davalı tarafça kanun gereği ispat edilmek durumundayken yukarıda açıklandığı üzere davacının abisi ve yengesinin de benzer sebeplerle yakın tarihlerde çıkarılmış olması hususları birlikte değerlendirildiğinde sözleşmenin feshinin haklı nedene dayandığının davalı tarafça ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verimiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
4857 sayılı Kanun’un 18. maddesi işverene, işçinin davranışlarından ve yeterliliğinden kaynaklanan sebeplerle iş sözleşmesini feshetme yetkisi vermiştir. İşçinin davranışlarından kaynaklanan fesihte takip edilen amaç, işçinin daha önce işlediği iş sözleşmesine aykırı davranışları cezalandırmak veya yaptırıma bağlamak değil; onun sözleşmesel yükümlülükleri ihlale devam etmesi, tekrarlaması rizikosundan kaçınmaktır. İşçinin davranışları sebebiyle iş sözleşmesinin feshedilebilmesi için, işçinin iş sözleşmesine aykırı, sözleşmeyi ihlal eden bir davranışının varlığı gerekir. İşçinin kusurlu davranışı ile sözleşmeye aykırı davranmış ve bunun sonucunda iş ilişkisi olumsuz bir şekilde etkilenmişse işçinin davranışından kaynaklanan geçerli bir fesih söz konusu olur. Buna karşılık, işçinin kusur ve ihmaline dayanmayan sözleşmeye aykırı davranışlarından dolayı işçiye bir sorumluluk yüklenemeyeceğinden işçinin davranışlarından kaynaklanan geçerli fesih nedeninden de bahsedilemez.
İşçinin davranışlarından ve yeterliliğinden kaynaklanan nedenler, aynı Kanun"un 25. maddesinde belirtilen sebepler yanında, bu nitelikte olmamakla birlikte, işyerlerinde işin görülmesini önemli ölçüde olumsuz etkileyen nedenlerdir. İşçinin davranışlarından veya yetersizliğinden kaynaklanan sebeplerde, iş ilişkisinin sürdürülmesinin işveren açısından önemli ve makul ölçüler içinde beklenemeyeceği durumlarda, feshin geçerli sebeplere dayandığını kabul etmek gerekecektir.
İşçinin davranışlarına dayanan fesih, herşeyden önce, iş sözleşmesinin işçi tarafından ihlal edilmesini şart koşmaktadır. Bu itibarla, önce işçiye somut olarak hangi sözleşmesel yükümlülüğün yüklendiği belirlendiği, daha sonra işçinin, hangi davranışı ile somut sözleşme yükümlülüğünü ihlal ettiğinin eksiksiz olarak tespit edilmesi gerekir. Şüphesiz, işçinin iş sözleşmesinin ihlali işverene derhal feshetme hakkını verecek ağırlıkta olmadığı da bu bağlamda incelenmelidir. Daha sonra ise, işçinin isteseydi yükümlülüğünü somut olarak ihlal etmekten kaçınabilip kaçınamayacağının belirlenmesi gerekir. İşçinin somut olarak tespit edilmiş sözleşme ihlali nedeniyle işverenin işletmesel menfaatlerinin zarar görmüş olması şarttır.İşçinin yükümlülüklerinin kapsamı bireysel ve toplu iş sözleşmesi ile kanuni düzenlemelerde belirlenmiştir. İşçinin kusurlu olarak (kasden veya ihmalle) sebebiyet verdiği sözleşme ihlalleri, sözleşmenin feshi açısından önem kazanır. Geçerli fesih sebebinden bahsedilebilmesi için, işçinin sözleşmesel yükümlülüklerini mutlaka kasıtlı ihlal etmesi şart değildir. Göstermesi gereken özen yükümlülüğünün ihlal edilerek ihmali davranış ile ihlali yeterlidir. Buna karşılık, işçinin kusuruna dayanmayan davranışları, kural olarak işverene işçinin davranışlarına dayanarak sözleşmeyi feshetme hakkı vermez. Kusurun derecesi, iş sözleşmesinin feshinden sonra iş ilişkisinin arzedebileceği olumsuzluklara ilişkin yapılan tahminî teşhislerde ve menfaatlerin tartılıp dengelenmesinde rol oynayacaktır.
İşçinin iş sözleşmesini ihlal edip etmediğinin tespitinde, sadece asli edim yükümlülükleri değil; kanundan veya dürüstlük kuralından doğan yan edim yükümlülükleri ile yan yükümlerin de dikkate alınması gerekir. Sadakat yükümü, sözleşmenin taraflarına sözleşme ilişkisinden doğan borçların ifasında, karşı tarafın şahsına, mülkiyetine ve hukuken korunan diğer varlıklarına zarar vermeme, keza sözleşme ilişkisinin kapsamı dışında sözleşme ile güdülen amacı tehlikeye sokacak özellikle karşılıklı duyulan güveni sarsacak her türlü davranıştan kaçınma yükümlülüğünü yüklemektedir.
İşçinin iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini kusurlu olarak ihlal ettiğini işveren ispat etmekle yükümlüdür.
Yan yükümlere itaat borcu, günümüzde dürüstlük kuralından çıkarılmaktadır. Buna göre, iş görme edimi dürüstlük kuralının gerektirdiği şekilde ifa edilmelidir. İşçinin davranışlarından kaynaklanan fesih sebebi, işçinin kusurlu bir davranışını şart koşar.
Somut olayda davacının iş sözleşmesi; 26.11.2011 tarihinde haftalık ean sayısı ile montaj sayısı arasındaki farkın yüksek olması nedeniyle yapılan operatör bazlı kontrollerde, 25.11.2011 tarihinde davacının, 5........ sipariş numaralı E.... modele ait 6....., 6.... ve 6.... numaralı demetleri çalışmamasına rağmen 50 adetlik bu demetleri çalışmış gibi DCT sistemine giriş yaptığının tespit edilmesi üzerine, aslında yapmadığı bir işi yapmış gibi gösterip işvereni yanıltarak ve güveni kötüye kullanarak genel ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırı davranması gerekçesiyle 4857 sayılı Kanun"un 25-II bendi gereğince feshedilmiştir.
Davacı dava dilekçesinde verilerin davacı tarafından girildiğinin ispatlanması gerektiğini DCT sistemine sicil numarasıyla girildiğini ve sicili bilen herkesin veri girişi yapabileceğini, hatalı girişlerin bilgisayardan düzeltilebildiğini, DCT sistemindeki kayıtlara müdahale yapılabilmesi sebebiyle bu durumun işveren tarafından feshe gerekçe yaratmak için kullanılabildiğini belirtmiştir.
Mahkemece yargılama sırasında bilirkişi raporu alınıp davanın kabulüne karar verilmişse de yapılan araştırma sonucu alınan rapor hüküm kurmaya yeterli değildir.
Davalı işyerindeki üretim tekniğine vakıf, yazılım ve bilgisayar alanı ile tekstil üretimi konusunda uzman bilirkişi heyetiyle birlikte işyerinde yeniden inceleme yapılarak davacının yapmadığı halde yapmış gibi görünen işlerin girişinin davacı tarafından yapılıp yapılmadığı, sistemde başka bir kişi tarafından yükleme veya silme eylemi olup olmadığı, davacının iddiaları ve savunmaları tek tek irdelenip araştırılıp elde edilecek sonuca göre davacının doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışı olup olmadığı ve feshin haklı sebebe dayanıp dayanmadığı değerlendirilerek karar verilmesi gerekirken eksik araştırmayla karar verilmesi hatalıdır. Kabulüne göre de fesih nedeni ve davacının çalışma süresi dikkate alınarak işe başlatmama tazminatınını beş ay olarak belirlenmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi de isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 26.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.