23. Hukuk Dairesi 2016/1372 E. , 2017/545 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki sözleşmenin feshi, tazminat, tapu iptali ve tescil davalarının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın reddine, birleşen 2007/439 E. sayılı davanın açılmamış sayılmasına yönelik olarak verilen hükmün asıl davada davalı-karşı davada davacı ... vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı-karşı davacı ... ve vekili avukat ... ile davacı-karşı davalılar vekili ... gelmiş, diğer taraftan gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Davacılar vekili, taraflar arasında imzalanan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin ileriye etkili olarak feshi ile geç teslim nedeniyle kira tazminatının tahsilini; davalı-karşı davacı yüklenici vekili; ıslah dilekçesi ile işin seviyesi dikkate alınarak, 2 adet bağımsız bölümün tapu kayıtlarının iptali ile yüklenici adına tescilini; birleşen davada, yüklenici vekili, tapu iptal ve tescil talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, sözleşmenin bir adet bağımsız bölüm yönünden ileriye etkili feshine; karşı davacı yüklenicinin, edimlerini yerine getirmediği ve kurumlara borçları olduğu gerekçesiyle, karşı davanın reddine; birleşen davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Karar, davalı-karşı davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı-karşı davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2) Asıl davada, davacı arsa sahipleri, davalı yüklenici ile imzalanan düzenleme şeklindeki 30.05.2003 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin, ileriye etkili feshi ile gecikme tazminatının tahsilini talep etmiş; karşı davada ise yüklenici, halen devredilmesi gereken beş adet bağımsız bölüm tapusu olduğunu belirterek, bunlardan üç adetin yapı kullanma izni alımına bırakılarak, kalan iki adet bağımsız bölümün tescilini istemiştir.
Yargılama sırasında alınan bilirkişi raporundan, inşaatın seviyesinin % 96 olduğu, eksik işler ve çeşitli borçlar nedeniyle, sözleşmede yükleniciye isabet eden 29 numaralı bağımsız bölümün bunları karşılayacağı anlaşılmış ve mahkemece, asıl davada, anılan bölüm yönünden sözleşmenin ileriye etkili feshi şeklinde hüküm kurulmuş, karşı davada ise, yüklenici edimlerini tam olarak ifa etmediğinden tescil talebi reddedilmiştir.
Öncelikle, davalı-karşı davacı yüklenicinin dava tarihi itibariyle, teslimde temerrüd halinde olduğunda şüphe yoktur. Bu durumda, mahkemece ileriye etkili fesih talebinin kabul edilmesi doğru olmuşsa da, asıl ve karşı davada, ileriye etkili feshe ilişkin hüküm kurulurken, bir adet bağımsız bölüme ilişkin olarak sözleşmenin feshedilmesi ile yetinilerek, sözleşmenin tasfiye edilmemesi ve bu itibarla, özellikle karşı davanın, sanki sözleşme feshedilmemiş gibi, yüklenicinin edimlerini yerine getirmediğinden bahisle reddi hatalı olmuştur.
İleriye etkili fesih, yüklenicinin yaptığı imalatın oranına göre bedel alması anlamına gelmektedir. Fesih ileriye etkili sonuçlar yaratacak şekilde yapılmış ise, feshin doğal sonucu olarak yapılacak tasfiye işleminde, yüklenici eserin getirildiği fiziki seviyeye uygun bağımsız bölüm tapusunun devrini isteyebilir. Yani işin eksik bırakıldığı oranda yüklenici arsa payı almaya hak kazanamayacaktır.
Bu durumda, mahkemece, yüklenicinin gerçekleştirdiği fiziki gerçekleşme oranı esas alınarak, bu oran dahilinde; yüklenicinin sözleşmeye göre alması gereken bağımsız bölüm adedinden, indirim yapılmak suretiyle hakettiği bağımsız bölümlerin adet ve yerlerinin saptanarak varsa alması gereken bağımsız bölümlerin, karşı davada, taleple bağlılık ilkesi gözden kaçırılmadan, yüklenici adına tesciline karar verilmesi gerekirken, bu hususun da nazara alınmaması hatalı olmuştur.
Açıklanan nedenlerle, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı-karşı davacı ... vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine; (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin asıl davadaki davacılardan alınarak, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davalı-karşı davacı ..."e verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.