Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/5510 Esas 2017/1262 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/5510
Karar No: 2017/1262
Karar Tarihi: 20.02.2017

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/5510 Esas 2017/1262 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacı, faturaya dayalı alacağının tahsili için başlattığı icra takibinde davalının işlemiş faize ve faiz oranına itiraz ettiğini belirtmiş ancak asıl alacağa yönelik takibe devam edilmiştir. BK 100. maddesi gereğince hesaplama yapıldığında müvekkilinin icra kanalıyla tahsil edemediği bakiye alacağının 77.989,17 TL olduğunu iddia etmiştir. Davalı, davacının talep ettiği faiz miktarının fahiş olduğunu ve davacının asıl alacak yönünden borcu olmadığını savunmuştur. Mahkeme, davacının bakiye alacağı bulunduğu iddiasıyla davanın kısmen kabulüne karar vermiş ve hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Karar sonucunda davacının temyiz itirazları reddedilmiştir ve hüküm onanmıştır.
Kanun maddeleri: Borçlar Kanunu 100. madde, Türk Ticaret Kanunu 84. madde.
19. Hukuk Dairesi         2016/5510 E.  ,  2017/1262 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi


    Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    - K A R A R -

    Davacı vekili, müvekkilinin faturaya dayalı alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibinin, davacının işlemiş faize ve faiz oranına itiraz etmesiyle durduğunu, takibin sürüncemede kalmasını engellemek için faiz talebine ilişkin tüm haklar saklı tutularak asıl alacak üzerinden takibe devam ettiklerini, BK 100. maddesi gereğince hesaplama yapıldığında müvekkilinin icra kanalıyla tahsil edemediği bakiye 77.989,17 TL alacağı bulunduğunu ileri sürerek, 77.989,17 TL"nin takip tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, müvekkilinin davacıya asıl alacak yönünden borcu bulunmadığını, davacının talep ettiği faiz miktarının ve faiz oranının fahiş olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davacının faturaya dayalı alacağın tahsili istemiyle başlattığı icra takibinde davalının işlemiş faize ve faiz oranına itiraz ettiği, davalının takip borcuna istinaden çeşitli tarihlerde toplam 80.000 TL ödeme yaptığı, davacının huzurdaki davada tahsilatın öncelikle faizden mahsup edilmesi gerektiğini ileri sürerek, bakiye 77.989,17 TL alacağı bulunduğu iddiasıyla alacak isteminde bulunduğu, dava itirazın iptali olmayıp alacak davası olduğundan, huzurdaki davada bu kuralın uygulanamayacağı, kaldı ki davacının takip öncesinde davalıyı temerrüde düşürmemesi sebebiyle işlemiş faiz isteminde bulunamayacağı, tahsil edilen alacağın mahsup edileceği işlemiş faiz bulunmadığından yapılan ödemenin asıl alacağa yönelik olduğunun kabulü gerektiği, davacının ancak icra takip tarihinden dava tarihine kadar faiz isteyebileceği gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.


    Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 20/02/2017 gününde oyçokluğuyla karar verildi.


    KARŞI OY YAZISI

    Davacı-alacaklı tarafından davalı-borçlu aleyhine 18.08.2009 tarihinde yapılan ilamsız takipte, davalı-borçlu 92.021,77 TL asıl alacağa itiraz etmemiş fakat işlemiş faiz talebine ve takipten sonra işleyecek faiz oranına itiraz etmiş daha sonra davacı-alacaklıya ilki 23.09.2013 ve sonuncusu 07.03.2013 tarihinde olmak üzere dokuz seferde toplam 80.000,00 TL ödemiştir.
    Davalı-borçlu 18.08.2009 takip tarihi itibariyle asıl alacak yönünden temerrüte düşmüş olup tarafların tacir olması sebebiyle asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmesi ve yapılan kısmi ödemelerin de BK’nun 84. maddesi (TBK’nun 100. maddesi) gereğince öncelikle ödeme tarihine kadar işleyen faize mahsup edilmesi ve işleyen faiz borcunu aşan ödeme varsa bunun asıl alacaktan mahsup edilmesi ve asıl alacağın kalan kısmına bu kere ikinci ödeme tarihine kadar faiz işletilmesi ve davacı-alacaklının bakiye alacağının bu şekilde hesaplanması gerekmektedir.
    Davacı-alacaklı da 25.07.2014 tarihinde açtığı alacak davasında bu yönteme göre alacağını kendince hesaplayarak 77.989,17 TL bakiye alacağının takip tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Yerel mahkemece, “tahsilatın öncelikle faizden mahsubu kuralının somut olayda uygulanamayacağı”, sadece “işlemiş faizin dava konusu olduğu” ve davacının “takip ve dava tarihi arasındaki dönem için 59.117,75 TL faiz talebinin bulunduğu ve “talebin aşılamayacağı” gibi dosya içeriğiyle uyumlu olmayan gerekçelerle davanın 59.117,75 TL faiz alacağı için kısmen kabulüne karar verilmiş ve bu karar davacı tarafça temyiz edilmiştir.
    Yerel mahkemece yapılacak iş; yukarıda ikinci paragrafta açıklanan şekilde bir hesap yaptırılıp ödenmemiş asıl alacak ve işlemiş faiz dava tarihi itibariyle buldurulup asıl alacağa son ödeme tarihinden itibaren avans faizi uygulanacak şekilde hüküm verilmesi olup bu nedenle hüküm bozulmalıdır.
    Bu görüşüm nedeniyle saygıdeğer çoğunluğun onama görüşüne muhalifim. 20.02.2017



    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.