11. Hukuk Dairesi 2019/3430 E. , 2020/1157 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 08/03/2018 tarih ve 2017/252 E - 2018/84 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi"nce verilen 16/05/2019 tarih ve 2018/1126 E. - 2019/600 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin 161408, 2004/12723, 2010/75030, 2011/81546, 2008/37388, 2003/21103, 2014/71437, 2014/59224 sayılı ve "kyra", "kayra", "kayra", "kayra", "kayram", "kayrabella", "kayra", "kayra" ibareli tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalının, bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “ANKYRA+şekil” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere davalı Kuruma başvurduğunu, 2015/90698 kod numarasını alan başvuruya müvekkilince yapılan itirazın Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından reddedildiğini, bu kararın yeniden incelenmesi talebinin de nihai olarak YİDK tarafından reddine karar verildiğini, oysa davalı başvurusunun müvekkilinin tescilli markalarına iltibasa yol açacak derecede benzediğini, başvurunun müvekkili markalarının serisi olarak algılanacağını, müvekkili ile aynı sokakta faaliyet gösteren davalının müvekkilinden bihaber olmasının imkansız olduğunu, davalının kötü niyetli bulunduğunu ileri sürerek YİDK"in 2017-M-3891 sayılı kararının iptaline, tescili halinde davalı markasının hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Kurum vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, başvuru konusu ibare ile davacının itirazına mesnet markalar arasında 556 sayılı KHK"nın 8/1-b maddesi anlamında benzerlik ve iltibas tehlikesinin bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, müvekkiline ait şirketin tekstil sektöründe faaliyet gösteren hazır bayan giyim, abiye giysiler imal eden ve yurt içinde oldukça geniş bir dağıtım alanına sahip bir firma olduğunu, davacı tarafın dayandığı markaların kullanılmadığını, davacı tarafın markası ile müvekkiline ait markanın görsel, işitsel, anlamsal ve genel intiba bakımından birbirinden farklı olduğunu ve karıştırılmasının söz konusu olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesi, iddia, savunma, toplanan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet marka işaretleri arasında benzerlik olmadığı, dava konusu marka kapsamındaki malların davacı markaları kapsamındaki mallar ile aynı tür ve benzer bulunduğu, bu haliyle dava konusu başvuru ile davacı markaları arasında 556 sayılı KHK"nın 8/1-b maddesi anlamında iltibas ihtimalinin bulunmadığı, taraf marka işaretlerinin aynı veya benzer olmaması nedeniyle somut uyuşmazlığa 556 sayılı KHK"nın 8/4 maddesi hükmünün uygulanamayacağı, davalı başvurusunun kötü niyetle yapıldığının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf Mahkemesince iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, "ANKYRA+şekil" ibareli başvuru ile davacının itirazına mesnet markalar arasında 556 sayılı KHK"nın 8/1-b maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunmadığı gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, şağıda yazılı bakiye 10,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 10/02/2020 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.