Abaküs Yazılım
10. Daire
Esas No: 2021/1974
Karar No: 2022/522
Karar Tarihi: 09.02.2022

Danıştay 10. Daire 2021/1974 Esas 2022/522 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2021/1974 E.  ,  2022/522 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    ONUNCU DAİRE
    Esas No : 2021/1974
    Karar No : 2022/522

    TEMYİZ EDEN (DAVALI) : ...Bakanlığı / ...
    VEKİLİ : Av. ...

    TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ...
    VEKİLİ : Av. ...

    İSTEMLERİN_KONUSU : ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: .... Komando Tugay Komutanlığı Karargah Bölüğü'nde vatani görevini yapmakta iken, 17/12/2016 tarihinde çarşı iznine çıkan askerler için tahsis edilen otobüsün içinde seyir halindeyken Talas Bulvarı üzerinde, Erciyes Üniversitesi Kampüsü mevkiinde bulunan otobüs durağında bölücü terör örgütü mensuplarınca önceden yerleştirilen el yapımı patlayıcının infilak ettirilmesi neticesinde yaralanan davacı tarafından, olay nedeniyle uğradığını ileri sürdüğü zararlara karşılık olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 1.000,00 TL (miktar arttırımı sonrasında 447.461,00 TL) maddi tazminat ile 400.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: .... İdare Mahkemesince verilen ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararıyla; uyuşmazlık konusu olaya ilişkin olarak yapılan incelemede, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanlığı Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığının 10/12/2019 tarih ve 903479 sayılı raporuna göre davacının çalışma ve meslekte kazanma gücü kaybı oranının % 74 olduğu, davacının uğradığı iş gücü (efor) kaybından doğan maddi zararın tespiti amacıyla yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen ve Mahkemelerince hükme esas alınabilecek nitelikte görülen 06/03/2020 havale tarihli bilirkişi raporunda; davacının askerden önceki geliri göz önünde bulundurularak gelirinin asgari ücretin 1,12 katı kabul edildiği, davacıya 5434 sayılı Kanun uyarınca bağlanan vazife malullüğü aylığının 3713 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması sonucu %25 artırımlı olarak ödendiği, 5434 sayılı Kanunun Ek 79. maddesi uyarınca ek ödeme (tütün ikramiyesi) yapıldığı, vazife malullüğü aylığı ödemesinin ilk peşin sermaye değerinin yarısının ve ödenen 38.917,41 TL nakdi tazminatın rapor tarihine göre güncellenerek yarar kabul edilmesi sonucu yapılan hesaplama neticesinde davacının maddi zararının 447.461,00 TL olduğu yönünde görüş bildirildiği, anılan raporun taraflara tebliği üzerine 27/05/2020 havale tarihli miktar artırım dilekçesi ile davacı tarafından talep edilen 1.000,00 TL maddi tazminat isteminin 447.461,00 TL olacak şekilde artırıldığı, buna göre davacının Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde asker olarak vatanî görevini ifa etmekte iken, yaşanan terör saldırısı neticesinde uğradığı maddi ve manevi zararların kusursuz sorumluluk ilkesine göre karşılanması gerektiği gerekçesiyle davacının maddi tazminat isteminin kabulü ile 447.461,00 TL maddi tazminatın 1.000,00 TL'lik kısmının idareye başvurunun yapıldığı 07/03/2019 tarihinden, kalan 446.461,00 TL tazminatın ise miktar artırım dilekçesinin davalı idareye tebliğ edildiği 08/06/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacıya ödenmesine, manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 150.000,00 TL manevi tazminatın idareye başvuru tarihi olan 07/03/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı idareden alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istem yönünden ise davanın reddine karar verilmiştir.
    Bölge Mahkemesi kararının özeti: ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesince; davalı idarenin istinaf isteminin kısmen kabulü, kısmen reddi ile ...İdare Mahkemesi'nce verilen ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararın, davanın maddi tazminat istemi yönünden kabulüne ilişkin kısmının onanmasına, manevi tazminata ilişkin kısmının kaldırılarak davacının manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 50.000,00-TL manevi tazminatın idareye başvuru tarihi olan 07/03/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı idareden alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

    TEMYİZ_EDENLERİN_İDDİALARI : Davacı tarafından, hükmedilen manevi tazminat miktarının az olduğu ileri sürülmektedir.
    Davalı idare tarafından, olayda idarenin sorumluluğunun bulunmadığı, davacının maddi zararının bağlanan aylıklar ile giderildiği, bu nedenle maddi tazminat isteminin reddedilmesi gerektiği, hükmedilen manevi tazminatın yüksek olduğu iddiasıyla Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

    TARAFLARIN_SAVUNMASI : Taraflarca savunma verilmemiştir.
    DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : ...
    DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin kabulüne karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 17. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davacının duruşma istemi yerinde görülmeyerek ve dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE :

    MADDİ OLAY :
    Dava dosyasının incelenmesinden; davacının ...Komanda Tugay Komutanlığı'nda Piyade Onbaşı olarak vatani görevini yapmakta iken, 17/12/2016 tarihinde çarşı iznine çıkan askerleri şehir merkezine götürmek üzere tahsis edilen otobüsle seyir halinde bulunduğu sırada Talas Bulvarı üzerinde, Erciyes Üniversitesi Kampüsü mevkiinde bulunan otobüs durağında bölücü terör örgütü mensuplarınca önceden yerleştirilen el yapımı patlayıcının infilak ettirilmesi neticesinde ağır bir şekilde yaralandığı, Yalova Devlet Hastanesi'nin ... tarih ve ... sayılı sağlık kurulu raporunda; "Geçirilmiş sol bacak travması, opere sol diz plato kırığı, sol tibia distal uç parçalı kırığı, kalkaneus kırığı, opere ayak bileği ve ayak 2.-3. Parmak artrodez, yürüyüş bozukluğu" tanısı konulması üzerine hakkında "Askerliğe elverişli değildir. Seferde görev emri verilmez." kararı verilerek aynı tarihte terhis edilmesi üzerine olay nedeniyle uğradığı maddi ve manevi zararın giderilmesi istemiyle 07/03/2019 tarihinde davalı idareye başvurduğu, söz konusu başvurunun cevap verilmeyerek zımnen reddedilmesi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

    İLGİLİ MEVZUAT:
    Anayasanın 125. maddesinde, idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu belirtildikten sonra, son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmış; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde ise, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, idari dava türleri arasında sayılmıştır.
    İdare kural olarak, yürüttüğü kamu hizmetiyle nedensellik bağı kurulabilen zararları tazminle yükümlü olup; idari eylem ve/veya işlemlerden doğan zararlar, idare hukuku kuralları çerçevesinde, hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkeleri gereği tazmin edilmektedir.
    Kusursuz (objektif) sorumluluk, kamu hizmetinin görülmesi sırasında kişilerin uğradıkları özel ve olağan dışı zararların idarece tazmini esasına dayanmakta olup; kusur sorumluluğuna oranla ikincil derecede bir sorumluluk türüdür. Başka bir anlatımla idare, hukuka uygun olarak yürüttüğü hizmetin doğrudan sonucu olan, idari faaliyet ile nedensellik bağı kurulabilen, istisnai bir risk sonucu oluşan, özel ve olağan dışı zararları kusursuz sorumluluk ilkesi gereği tazmin etmekle yükümlüdür.
    Kusursuz sorumluluğun alt başlıklarından biri olan risk ilkesi ise, idarenin hiçbir kusuru olmasa bile, yürüttüğü tehlikeli faaliyetler veya kullandığı tehlikeli araçlar nedeniyle ortaya çıkan zararı tazmin etmekle yükümlü olmasını ifade etmektedir. İdari faaliyetin bizatihi kendisinin veya faaliyetin yürütülmesinde kullanılan araç ve gereçlerin bünyesinde taşıdığı tehlike nedeniyle hizmeti yürüten kamu görevlilerinin, hizmetten yararlanan kişilerin veya yürütülen hizmetle bağlantısı olmayan üçüncü kişilerin zarara uğraması halinde risk ilkesi uygulama alanı bulmaktadır.

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    A) TEMYİZ İSTEMİNE KONU KARARIN, DAVACININ MANEVİ TAZMİNAT İSTEMİNİN KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE İLİŞKİN KISIMLARI YÖNÜNDEN İNCELENMESİ:
    Bölge İdare Mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
    Temyizen incelenen kararın, davacının manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne, kısmen reddine ilişkin kısmı usul ve hukuka uygun olup, dilekçelerde ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bu kısımlarının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

    B) TEMYİZ İSTEMİNE KONU KARARIN, DAVACININ MADDİ TAZMİNAT İSTEMİNİN KABULÜNE İLİŞKİN KISMI YÖNÜNDEN İNCELENMESİ:
    Dosyanın incelenmesinden; davacının askerlik görevini ifası sırasında gerçekleşen terör saldırısında yaralandığı, hakkında Hacettepe Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığınca hazırlanan ...tarih ve ...sayılı raporda %74 oranında çalışma ve meslekte kazanma gücünü kaybetmiş sayılacağı yönünde görüş bildirildiği, bakılan davada malul olması nedeniyle uğradığı zararların karşılığı olarak fazlaya ilişkin hakları saklı tutulmak suretiyle 1.000,00 TL (miktar artırımıyla 447.461,00 TL) maddi tazminatın ödenmesine karar verilmesini istediği, dava ve temyiz dilekçelerinde davacının maddi tazminat isteminin, gelir kaybı ve beden (çalışma) gücü kaybına bağlı olarak fazladan sarf edilen güç (efor) kaybı karşılığı uğranılan zarara yönelik olduğunun belirtildiği görülmektedir.
    Dava konusu uyuşmazlığın gelir kaybına ilişkin kısmının incelenmesi:
    Uyuşmazlıkta, davacının zararı doğuran eylemden önce asgari ücretin üzerinde gelir elde ettiği, 03/08/2018 tarihli karar ile 01/06/2018 tarihinden itibaren 5434 sayılı Kanunun 56. maddesi uyarınca 5. derece vazife malulü olarak emekliye ayrıldığı, 3713 sayılı Kanun kapsamında emekli aylığı bağlandığı ve 5434 sayılı Kanun'un Ek 79. maddesi uyarınca ödeme yapıldığı görülmektedir.
    Bu durumda, davacının olay nedeniyle gelirinde azalma bulunup bulunmadığının tespit edilmesi amacıyla yaptırılacak bilirkişi incelemesinde, zararı doğuran olay olmasaydı davacının yasal olarak terhis olacağı tarihten içtihadi emeklilik yaşı olan 60 yaşına kadar aktif dönemde elde etmesi muhtemel geliri ile emekli olacağı kabul edilen 60 yaşından TRH 2010 yaşam tablosuna göre muhtemel yaşam süresi sonuna kadar alacağı emekli aylıklarının peşin sermaye tutarları zarar; 5434 sayılı Kanunun 56. maddesi uyarınca 5. derece vazife malulü olarak emekliye ayrılan davacıya 3713 sayılı Kanun kapsamında bağlanan emekli aylığı ve 5434 sayılı Kanun'un Ek 79. maddesi gereğince ödenen tütün ikramiyesi ile 2330 sayılı Kanun uyarınca ödenen nakdi tazminatın güncellenmiş halinin yarar kabul edilmek suretiyle hesaplama yapılması, bu hesaplama neticesinde davacının gelirinde azalma olduğu tespit edilmesi halinde Mahkemece bu tutar kadar maddi tazminata hükmedilmesi gerekmektedir.
    Dava konusu uyuşmazlığın güç (efor) kaybı zararına ilişkin kısmının incelenmesi:
    Tazminat hukukunda, çağın gereklerine uygun olarak geliştirilen içtihatlarla, kişinin kalıcı sakatlığı nedeniyle uğramış olduğu beden gücü kaybına bağlı olarak gelirinde ve dolayısıyla mal varlığında bir eksilme meydana gelmemiş olsa dahi "güç (efor) kaybı tazminatı" olarak adlandırılan tazminatın ödenmesi gerektiği kabul edilmiştir. Beden gücü kaybına uğrayan kişinin günlük yaşamını ve çalışma hayatını sürdürebilmesi için zarardan önceki durumuna ve diğer kişilere göre daha fazla bir güç (efor) sarf ettiği gerçeğinden hareket edilerek zararı, bir anlamda, bu "fazladan sarf edilen gücün" oluşturduğu esası benimsenmiştir. Bu doğrultuda, idari faaliyetlerin neden ve etkisiyle kamu görevlilerinin veya diğer kişilerin güç (efor) kaybına dayanan maddi zararının idare hukukunun ilke ve kuralları uyarınca idarece tazmin edilmesi gerektiği hususunda bir duraksama bulunmamaktadır.
    İdare hukuku ilkelerine göre maddi zarar; idari işlem veya eylem nedeniyle kişinin mal varlığının (patrimuanın) aktifinde meydana gelen azalma nedeniyle uğranılan zarar ile elde edilmesi kesin olan gelirden yoksun kalma sonucu uğranılan toplam zarar olup; bedensel nitelikteki maddi zarar ise, kişinin sağlığına kavuşmak için yaptığı tedavi giderleri ile çalışma gücünün azalması ya da yok olması nedeniyle elde edeceği gelirde ve gücünde meydana gelen azalmayı ifade etmektedir.
    Uyuşmazlıkta, davacının dava konusu olay nedeniyle %74 oranında çalışma gücü kaybına uğradığı, dolayısıyla günlük yaşamını ve çalışma hayatını emsallerine ve eskiye nazaran daha fazla güç (efor) sarf ederek sürdürmek zorunda kalması nedeniyle maddi zararının bulunduğu açık olup, davacının güç (efor) kaybından doğan zararı;
    Aktif dönemde, zarara uğranılan tarihten itibaren içtihadi emeklilik yaşı kabul edilen 60 yaşın sonuna kadar asgari geçim indirimi (AGİ) dahil net asgari ücrete (2022 yılına kadar AGİ dahil, 2022 yılından sonra AGİ hariç olmak üzere) güç kaybı oranının uygulanması suretiyle ortaya çıkan tutara çalışma gücü kaybı olan % 76 oranının uygulanması; pasif dönemde ise, davacının 60 yaşını ikmalinden TRH 2010 Ulusal Mortalite Tablosuna göre belirlenen muhtemel yaşam süresinin sonuna kadar geçecek süre için -bir çalışmanın karşılığı olmaması nedeniyle- AGİ hariç net asgari ücrete yine çalışma gücü kaybı oranının uygulanması suretiyle ortaya çıkacak miktarların toplanması suretiyle hesaplanmalıdır.
    Söz konusu hesaplamada, gelecek yılların asgari ücretleri, bilirkişi raporunun düzenlendiği tarihte bilinen net asgari ücret miktarının her yıl %10 artırılmak ve %10 iskontoya tabi tutulmak suretiyle belirlenmelidir.
    Ayrıca, yukarıda "gelir kaybı" bölümünde yapılacak denkleştirme (yarar-zarar hesabı) sonucu davacının halen yararının bulunması halinde, kalan yarar tutarının, ilgilinin efor kaybı zararından indirilerek yapılacak denkleştirme sonucu ortaya çıkacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekmektedir.
    Bu durumda, Bölge İdare Mahkemesince, yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda davacının gelir ve efor (güç) kaybından kaynaklanan maddi zararlarının bilirkişi marifetiyle hesaplanarak davacıya ödenmesine karar verilmesi gerekirken, davacının gelir kaybından doğan zararının, gelirinin asgari ücretin 1,12'si kadar olduğu, davacıya bağlanan vazife malullüğü maaşının peşin sermaye değerinin yarısının yarar olduğu kabul edilmek suretiyle yapılan hesaplama sonucu ortaya çıkan tazminat miktarının ödenmesi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında, dolayısıyla bu kısma yönelik olarak istinaf başvurusunun reddi yolunda verilen Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.

    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Davacının temyiz isteminin REDDİNE, davalı idarenin temyiz isteminin kısmen KABULÜNE, kısmen REDDİNE,
    2. ... İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan davalı idarenin istinaf başvurusunun kısmen kabulü, kısmen reddi yolundaki temyize konu ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının manevi tazminatın kısmen kabulüne, kısmen reddine ilişkin kısmının ONANMASINA, İdare Mahkemesi kararının maddi tazminat isteminin kabulüne ilişkin kısmına karşı yapılan istinaf isteminin reddine dair kısmının BOZULMASINA,
    3. Kullanılmayan ...TL yürütmeyi durdurma harcının istemi hâlinde davacıya iadesine,
    4. Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 09/02/2022 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi