10. Hukuk Dairesi 2019/3040 E. , 2020/2715 K.
"İçtihat Metni"Bölge Adliye
Mahkemesi : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi
No : 2018/167-2019/362
İlk Derece
Mahkemesi : Bakırköy 2. İş Mahkemesi
No : 2014/22-2017/291
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı ... İnş. Turizm San. ve Tic. Ltd. Şti., davalı ... İnş. Tur. Tic. A.Ş., davalı ... İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti., davacı Kurum vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34.Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı ve davalılardan ... İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. ve davalı ... Tic. A.Ş. vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı, davalı işyeri sigortalılarından ..."un 16.3.2010 tarihinde maruz kaldığı iş kazası sonucu %100 sürekli işgöremezlik durumuna girmesi nedeni ile uğranılan Kurum zararından şimdilik 52.231,11 TL"nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
II-CEVAP
Davalı .... vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın miktarı tespit edilebilir olduğundan kısmi dava açamayacağını, işçi ..."un Bakırköy 30. İş Mahkemesinde ve Bakırköy 31. İş Mahkemesinde tazminat davaları açtığını, tazminat davalarının birleştirildiğini, 30. İş Mahkemesince 306.425,50 TL maddi, 100.00 TL manevi tazminata hükmedildiğini, İcra Müdürlüğünce yapılan takiple 687.898,33 TL"nin ..."a ödendiğini, davalı şirketin işçinin maddi manevi zararlarını karşılığından tekrar rücu yoluna gidilemeyeceğini, davanın reddini savunmuştur.
Davalı ...Ş. vekili cevap dilekçesinde; kazalının ... Yapı İnşaat Şirketi işçisi olarak çalışırken iş kazasını geçirdiğini, bu nedenle işsağlığı ve güvenliği tedbirlerinin almakla yükümlü şirketin ... Yapı İnş. Şirketi olduğunu, davalı şirketin hukuki sorumluğunun bulunmadığını, davalı şirketle diğer davalı ... Yapı İnş. Şirketi arasında müşterek ve müteselsilen sorumluğu gerektirecek bir alt işveren ilişkisinin olmadığını beyanla, davanın reddini savunmuştur.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesince, davanın kabulüne ilişkin hüküm kurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı ...Ş. istinaf dilekçesinde; tüm tedbirleri alması gerekenin ... İnşaat Şirketi olduğunu, ... İnşaat Şirketinin %90 kusurlu olması gerektiği, müvekkiline kusur izafe edilemeyeceğini, kusur ve hesap raporlarına itirazlarının olduğunu, PMF Yaşam Tablosunun uygulanması gerektiğini belirterek, kararın kaldırılması ve davanın reddini; davalı .... Vekili istinaf dilekçesinde özetle; kazazedenin ... İnş. Şirketi işçisi olduğunu, zarar belli olduğu için belirsiz alacak davası açılamayacağını, şirket aleyhine verilen kusur oranına itiraz ettiklerini, şirketler arası alt-üst işveren ilişkisini kurumun ispat etmesi, davanın reddini; davalı .... vekili istinaf dilekçesinde ise; ... İnş. Şirketinin, bağımsız ve anahtar teslimi şeklinde çalışan bir firma olarak çalıştırdığı işçilerden sorumlu olduğunu, müvekkili firmanın ise ihale makamı olarak iş kazasından sorumlu tutulamayacağını belirterek, kararın kaldırılması talep etmiştir.
SGK vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı şirketlerin iş kazasında %100 oranında kusurlu olduğunu belirtmiştir.
B-BAM KARARI
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince, usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalı ... İnş. Turizm San. ve Tic. Ltd. Şti., davalı ... İnş. Tur. Tic. A.Ş., davalı ... İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti., davacı Kurum Kurum vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacı, davalı ... İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. ve davalı ... İnş. Tur. Tic. A.Ş. vekilleri istinaf dilekçesinde belirtilen nedenlerle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi Kararının bozulması gerektiğini beyan etmiştir.
IV-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Dava ehliyeti, kişinin bizzat veya vekili aracılığıyla bir davayı davacı veya davalı olarak takip etme ve usuli işlemleri yapabilme ehliyetidir. Dava ehliyeti, medeni hakları kullanma ehliyetinin usul hukukunda büründüğü şekildir; dolayısıyla, medeni hakları kullanma ehliyetine (fiil ehliyetine) sahip gerçek ve tüzel kişiler dava ehliyetine de sahiptirler.
Taraf sıfatına gelince; bir hakkı dava etme yetkisi (dava hakkı) kural olarak o hakkın sahibine aittir. Bir hakkın sahibinin kim olduğu, dolayısıyla o hakkı dava etme yetkisinin kime ait olduğu, (o davada davacı sıfatının kime ait olacağı) tamamen maddi hukuk kurallarına göre belirlenir. Ancak, bir davanın davacısının o dava yönünden davacı sıfatına sahip bulunmadığının belirlenmesi halinde, mahkeme dava konusu hakkın mevcut olup olmadığını inceleyemeyeceği ve sıfat yokluğundan davanın reddine karar vermek zorunda olduğu için, taraf sıfatı usul hukukunun da düzenleme alanındadır.
Eş söyleyişle, sıfat, dava konusu sübjektif hak (dava hakkı) ile taraflar arasındaki ilişkidir. Taraf ehliyeti, dava ehliyeti ve davayı takip yetkisi, davanın taraflarının kişilikleriyle ilgili olduğu halde, taraf sıfatı dava konusu sübjektif hakka ilişkindir (Baki Kuru-Ramazan Arslan-Ejder Yılmaz, Medeni Usul Hukuku, 7. baskı, Ankara 1995, s. 231). Bu nedenle, davanın tarafları, taraf ehliyetine sahip olmalıdır. Yani, bir davada taraf olabilmek için, ya, hakiki şahıs; ya da, hükmi şahıs olmak gerekir. Zira, taraf ehliyeti, medeni hukukun haklardan istifade ehliyetine tekabül eder (Saim Üstündağ, Medeni Yargılama Hukuku, C. I-II, 7. Baskı, İstanbul 2000, s.288). Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.06.2007 tarih, 2007/10-358 Esas, 2007/337 Karar sayılı kararında da benimsendiği üzere; ticari şirketin tüzel kişiliği ticaret sicilinden silinmesi (terkini) ile sona erer. Tüzel kişiliğin sona ermesi için tasfiye işlemlerinin eksiksiz yapılmış olması gerekir. Şayet tasfiye işlemleri gerektiği gibi tamamlanmamış ve tasfiyesi gereken hususlar eksik bırakılmış ise, tüzel kişilik ticaret sicilinden silinse bile limtited şirketinin tüzel kişiliğinin sona erdiğinin kabulü olanaksızdır. Bu durumda, tüzel kişiliğin yeniden ihyasına gidilerek taraf teşkili sağlanmak suretiyle yargılamanın devamının sağlanması gerekir. Şu halde yapılması gereken iş; anılan HGK kararı çerçevesinde, tüzel kişiliği sona eren davalı şirketin ihyası için tasfiye memurluğu ile Ticaret Siciline husumet yöneltilerek ayrı bir dava açılması için davacı tarafa uygun bir süre verilmeli, dava açıldığı takdirde bu davanın sonucu beklenmeli, tüzel kişiliğin yeniden ihyası halinde, taraf teşkili sağlanarak, sonucuna göre karar verilmelidir.
Somut olayda; davalı ... Yapı İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin Ticaret Odasından gelen belgeye göre, 09.10.2015 tarihinde re’sen terkin edildiği bu durumda taraf ehliyeti bulunmayan davalı şirket aleyhine karar verildiği anlaşılmış olmakla, davalı şirket hakkında ihya yapılması için yasal prosedür işletilmek suretiyle ihyasına dair karar alındıktan sonra, usulüne uygun şekilde taraf teşkilinin sağlanması ve sonrasında karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve infazı mümkün olmayacak şekilde, karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı ... İnş. Tur. Tic. A.Ş., davalı ... İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti., davacı Kurum vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi"nin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan ... İnş. Tur. Tic. A.Ş. ve ... İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti."ye iadesine, dosyanın kararı veren İlk derece Mahkemesine gönderilmesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, sair hususlar incelenmeksizin 03.06.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.