Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2013/1750
Karar No: 2015/1181
Karar Tarihi: 08.04.2015

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2013/1750 Esas 2015/1181 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2013/1750 E.  ,  2015/1181 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Bodrum 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 27/02/2012
    NUMARASI : 2011/533-2012/76

    Taraflar arasındaki “ tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Bodrum 2. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 22.05.2009 gün ve 2004/240 E.-2009/172 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 14.03.2011 gün ve 2010/8154 E., 2011/2688 K. sayılı ilamıyla
    “...Davacı vekili asıl davada, müvekkili şirketin Muğla ili, Bodrum ilçesi, Gündoğan Köyü, .parsel sayılı taşınmazı 9 yıllığına kiraladığını, davalılardan T. A.Ş." nin malik, davalı A.A.Ş." nin işletmecisi olduğu T. isimli otelin yüzer iskelesinin 22.01.2004 tarihinde halatlarını kopararak sürüklenip müvekkilinin iskelelerine, iskele üzerindeki bungalovlarına çarparak yıktığını ve işletmeyi kullanılamaz hale getirdiğini, zararın Bodrum 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2004/30 D.İş sayılı dosyasında 12.500,00 TL olarak tespit edildiğini ileri sürerek, 12.500,00 TL’nin faizi ile birlikte davalılar T. A.Ş. ve A. A.Ş’den tahsilini talep etmiş, birleşen davada da dava konusu tesisi dava dışı üçüncü bir şirkete 3 yıllığına kiraladığını, ancak bu kaza nedeni ile karşı tarafın kira sözleşmesini feshettiğini, müvekkilinin kâr mahrumiyeti doğduğunu, müvekkilinin ticari itibarının zedelendiğini ileri sürerek, 5.000 YTL kâr mahrumiyetinin tüm davalılardan, 5.000 YTL manevi tazminatın sigorta şirketi dışındaki davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davalı Tekaş A.Ş. vekili, müvekkilinin Tropicana isimli tesisin maliki olduğunu, otelin davalı A. A.Ş tarafından işletildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Davalı Astral A.Ş. vekili, davanın reddini istemiştir.
    Davalı Axa Oyak A.Ş. vekili, müvekkili ile davacı arasında sigorta ilişkisi bulunmadığını, meydana gelen olayda sigortalı Astral A.Ş."nin kusuru bulunmadığından müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, Bodrum Mal Müdürlüğü’nün 28.10.2008 tarihli, Gündoğan Belediye Başkanlığı’nın 16.04.2008 tarihli cevabi yazılarından davaya konu edilen iskele ve güneşlenme terasının ruhsatsız ve izinsiz olduğunun anlaşıldığı, davacının zarara uğradığını iddia ettiği iskele üzerinde hukuki veya ekonomik hak ve menfaatinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
    Dava, davacının kiracı olarak işlettiği turistik tesisin iskele ve eklentilerine, davalıların ilgilisi olduğu yüzer nitelikteki iskelenin halatlarının kopması neticesi çarparak zarar vermesine dayalı tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davacının kullanımındaki iskelenin ruhsatsız ve izinsiz olduğu, davacıya Bodrum Mal Müdürlüğü’nce ecrimisil kesildiği, davacının zarara uğradığını iddia ettiği iskele üzerinde hukuki veya ekonomik hak ve menfaatinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de dava konusu iskelenin İmar Kanununa ve Yönetmeliklere aykırı yapılmış olması idari işlemlere konu olabilir ve çözüm yeri de idari yargıdır. Mahkemece, dava konusu edilen yer ve zarara uğradığı iddia edilen eklentiler üzerinde davacının mülkiyet, zilyetlik gibi korunmaya değer üstün hakkının bulunup bulunmadığı, davacının iddia ettiği zararının meydana gelmesinde davalıların sorumluluklarının bulunup bulunmadığı hususları üzerinde durulmadan yazılı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....”
    bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

    TEMYİZ EDEN: Davacı vekili

    HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Dava, davacının kiracı olarak işlettiği turistik tesisin iskele ve eklentilerine, davalıların ilgilisi olduğu yüzer iskelenin halatlarının kopması sonucu çarparak zarar vermesine dayalı maddi tazminat, birleştirilen dava; kar mahrumiyetinin tazmini ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın reddine dair verilen karar, davacı vekilinin temyizi üzerine Özel Daire tarafından yukarıda açıklanan gerekçelerle bozulmuştur.
    Bozma üzerine yeniden yapılan yargılama sırasında 27.02.2014 günlü oturumda taraf vekillerinin beyanları alındıktan sonra verilen ara kararı ile;
    “G.D. Yargıtay 11 Hukuk dairesi 2010/8154, 2011/2688 sayılı ilamı gereği bozma ilamına uyulmasına kara verilerek açık yargılamaya devam olundu.
    Davacı vekilinden soruldu: Bozma kararına uyulsun, dedi
    Davalı TEK AŞ vekilinden soruldu:Bozma karar ilamına direnilmesini talep ediyoruz, dedi.Birleşen dava davalısı AXA Oyak vekil Av. E. U.l’dan soruldu:Bozma kararı ilamına direlinsin, dedi.
    G.D.Mahkememizin 2004/240 E. 2009/272 karar sayılı ilamında direnilmesine,
    Davanın REDDİNE" şeklinde hüküm oluşturulmuştur.
    Görüldüğü üzere tarafların beyanları alındıktan sonra mahkemece; ilk olarak "Yargıtay Özel Daire bozma ilamına uyulmasına" ilişkin ara kararı oluşturulmasına karşın, aynı oturumda bu karardan dönülerek açıklanan bu hukuki sonucun tam aksine bir karar verilmesine (direnilmesine) hukuken olanak bulunup bulunmadığı üzerinde durulması gerekmektedir.
    Konuya açıklık getirmek için öncelikle usuli kazanılmış hak kavramı üzerinde durulmasında yarar vardır:
    Usuli kazanılmış hak; Yargıtayca bir kararın bozulması ve mahkemece bozma kararına uyulması halinde, bozulan kararın bozma sebeplerinin kapsamı dışında kalmış cihetlerinin kesinleşmiş sayılması, davaların uzamasını önlemek maksadıyla kabul edilmiş çok önemli bir usul hükmüdür. Bir konunun bozma sebebi sayılmamış ve başka sebeplere dayanan bozma kararına mahkemenin uymuş olması halinde, bu durum taraflardan birisi lehine usuli bir müktesep hak meydana getirir ki bu hakkı ne mahkeme ne de Yargıtay halele uğratabilir.
    Belirtilmelidir ki; vermiş olduğu bir hüküm Yargıtay tarafından bozulan ve Yargıtayın bu bozma kararına gerek iradi ve gerekse kanuni şekilde uymuş olan yerel mahkeme, bozma kararı doğrultusunda inceleme yapmak ve hüküm kurmak zorundadır. Mahkeme uyma kararını kaldırarak, direnme kararı veremeyeceği gibi hükmünün bozma kararının kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan bölümleri hakkında da yeni bir hüküm kuramaz. Bozmaya uyulmakla bozma lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak doğmuş olur.Bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada, mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.
    Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Y.İ.B.K.).
    Bu ilke kamu düzeni ile ilgili olup, Yargıtay"ca kendiliğinden dikkate alınması gerekir. Hakimin değişmesi dahi açıklanan bu hukuki ilkeye etki yapamaz. (Aynı yönde H.G.K."nun 26.2.1986 gün ve 1986/1-50 E.-174 K.; 11.5.1994 gün ve 1994/8-252 E.-314 K.; 1.12.1999 gün ve 1999/18-1041 E.-1006 K.; 11.5.2005 gün ve 2005/2-315 E.-333 K.; 27.09.2006 gün ve 2006/19-635 E.-573 K. sayılı ilamları).
    Kural olarak, hakim ara kararından dönebilirse de, bozmaya uyulmasına ilişkin karar, bunun istisnalarındandır. İster aynı oturumda, ister daha sonraki oturumlarda olsun bundan dönerek eski hükmünde ısrar edemez. Hakim değişikliği olsa dahi, bozmaya uymaya ilişkin ara kararından dönülemez ve direnme kararı verilemez. Verilirse bu bir direnme kararı değil, yeni bir karar niteliğindedir(H.G.K."nun 15.10.2008 gün ve 2008/19-624 E.-632 K.).
    Kazanılmış haklar, Hukuk Devleti kavramının temelini oluşturan en önemli unsurlardandır. Kazanılmış hakları ortadan kaldırıcı nitelikte sonuçlara yol açan yorumlar Anayasanın 2.maddesinde açıklanan “Türkiye Cumhuriyeti sosyal bir hukuk devletidir” hükmüne aykırılık oluşturacağı gibi toplumsal kararlılığı, hukuksal güvenceyi ortadan kaldırır, belirsizlik ortamına neden olur ki, bu kabul edilemez.
    Mahkemece tarafların beyanlarının alınıp bozmaya uyulmasına da karar verildikten sonra yapılacak iş; bozma gereklerinin yerine getirilmesi olmalıdır. Zira, mahkemece bozmaya uyulması yönünde oluşturulan karar bozma lehine olan taraf yararına usule ilişkin kazanılmış hakkın gerçekleşmesine neden olur. Mahkemece uyma yönünde verilen karardan dönülerek önceki kararda direnilmesi usulen olanaklı değildir (H.G.K. 27.09.2006 gün ve 2006/19-635 E.-573 K.;15.10.2008 gün ve 2008/19-624 E.-632 K.).
    Yukarıda yapılan açıklamaların ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davalı yanın temyizi üzerine verilen Yargıtay bozma kararı ve yerel mahkemenin bu karara uyması ile davalı yararına usulü kazanılmış hak oluşmuştur. Bu ilke, yukarıda da belirtildiği gibi kamu düzeni ile ilgili olup Yargıtayca kendiliğinden dikkate alınması gerekir.
    Açıklanan nedenlerle, Mahkemece bozmaya uyulmakla gerçekleşen usule ilişkin kazanılmış hak nazara alınarak hükmüne uyulan bozma gereklerinin yerine getirilmesi gerekirken, uyma kararından dönülüp direnme kararı verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 08.04.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi