16. Hukuk Dairesi 2017/3798 E. , 2020/6562 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu, ... İlçesi ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 210 ada 2 parsel sayılı 280,35 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... oğlu ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., satınalma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, tapu iptali ve adına tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazda davalılar ... mirasçıları ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..."a ait hisselerin tapu kaydının iptali ile davacı ... adına kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ile, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastrodan önceki nedene dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Mahkemece, davacı tarafından önceki malikinden satın alınan çekişmeli taşınmazın, satın alma tarihinden bu yana davacının zilyetliğinde olduğu gerekçesiyle işin esasına girilerek yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş ise de, varılan sonuç usul ve yasaya uygun düşmemektedir. Şöyle ki, davacı ..., çekişmeli taşınmazı 28.08.1971 tarihli satış senedine dayalı olarak satın aldığını ve o tarihten bu yana taşınmazın kendisi tarafından kullanıldığını ileri sürerek dava açmış olup, açıklanan bu niteliğine göre davanın, 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 12/3. maddesinde öngörülen hak düşürücü süreye tabi olduğu kuşkusuzdur. Dosya içeriğinde yer alan kayıtlardan çekişmeli taşınmazın kadastro tespitinin 30.11.1971 tarihinde yapıldığı ve bu tespitin 26.02.1973 tarihinde kesinleşerek taşınmazın tapuya tescil edildiği anlaşılmaktadır. 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 12/3. maddesi uyarınca, kadastro tespitinin kesinleşmesinden itibaren 10 yıl geçtikten sonra "kadastrodan önceki nedenlere" dayanılarak dava açılamayacağı düzenlenmiştir. Somut olayda, kadastro tespitinin kesinleştiği tarih ile dava tarihi olan 07.04.2014 tarihi arasında 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği anlaşılmaktadır. Hak düşürücü süre, hakim tarafından re"sen dikkate alınması gereken dava şartlarındandır.
Hal böyle olunca; Mahkemece, davanın açıklanan nedenle reddine karar verilmesi gerekirken, hak düşürücü sürenin geçtiği gözetilmeksizin işin esasına girilerek davanın kabulüne karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29.12.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.