Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2014/211
Karar No: 2015/1179
Karar Tarihi: 08.04.2015

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2014/211 Esas 2015/1179 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2014/211 E.  ,  2015/1179 K.
  • TAPU İPTALİ VE TESCİLİ DAVASI
  • ZİLYETLİKLE EDİNME KOŞULLARI
  • YİRMİ YILI AŞKIN MALİK SIFATIYLA ZİLYETLİK
  • TÜRK MEDENİ KANUNU (TMK) (4721) Madde 713
  • TÜRK MEDENİ KANUNU (TMK) (4721) Madde 976
  • KADASTRO KANUNU (3402) Madde 14

"İçtihat Metni"

Taraflar arasındaki “tapu iptal ve tescil” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Mudanya 1. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 13.04.2010 gün 2006/693 E., 2010/168 K. sayılı kararın incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 15.05.2012 gün ve 2012/4457 E., 2012/4331 K. sayılı ilamı ile;    
(...Davacılar vekili dava dilekçesinde, Bursa İli, Mudanya İlçesi, Zeytinbağı beldesinde bulunan 129 ada 42 parsel sayılı zeytinlik vasfındaki taşınmazın davacıların murisi M.. G..’e ait olduğunu, bu durumun tahrir kaydı ve tanık beyanlarına göre sabit olduğunu, kadastro çalışmaları sırasında Hazine adına tespit ve tapuya tescil edildiğini açıklayarak davaya konu taşınmazın Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile miras payları oranında davacılar adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde, dava konusu taşınmazın bulunduğu köyün başkalarının oturduğu eski bir yerleşim merkezi olduğunu, iskanen verilen tapu kayıtları hariç diğer tüm köyün metruk arazi niteliğinde olduğunu, metruk arazilerde sürdürülen zilyetliğin hukukça değer taşımadığını açıklayarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, zilyetlikle edinme koşullarının oluşmadığı benimsenerek davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, muristen intikal ve kazanmayı sağlayan zilyetlik hukuksal nedenlerine dayalı olarak TMK. nun 713/1. ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesine göre açılan mülkiyetin aktarılmasına yönelik tapu iptali ve tescil davasıdır.
Mahkemece, zilyetlikle edinme koşullarının oluşmadığı benimsenerek davanın reddine karar verilmiş ise de, varılan sonuç doğru olmamıştır. Davaya konu 129 ada 42 parsel sayılı taşınmazın 03.10.2000 tarihinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında tapu ve vergi kaydına rastlanılmayan taşınmazın Damail Ölçer’in kullanımında olduğu ancak, çalışma alanının iskan köyü olduğundan mütegaip eşhas ve firarilerin yerleri olabileceği ve bilirkişiler aracılığıyla müteakip defalarca bu yere ait bilgi ve belgeye ulaşılmak istendiği, hiçbir belge ve bilgiye ulaşılamadığı, şahsın teknisyenliğe herhangi bir müracaatta bulunmadığı, bilirkişilerce de bu yere ait tapu ve vergi kaydının bulunup uygulanamadığı bu nedenle de malik tayini yapılamadığı, gerçek tespit maliki tayin edilinceye kadar 3402 sayılı Kadastro Kanununun 18. maddesine göre Hazine adına tespit edildiği, tespitin 13.3.2001 tarihinde kesinleştiği ve aynı tarihte M.. H.. adına tapuya tescil edildiği anlaşılmıştır. Temyiz incelemesi sırasında geri çevirme suretiyle dosya arasına eklenen Mudanya Tapu Sicil Müdürlüğünün 26.4.2012 tarihli cevabi yazısında, davaya konu 129 ada 42 parsel sayılı taşınmaza 1937 tarih ve 3578 nolu vergi kaydının revizyon gördüğü anlaşılmıştır. 8.4.2009 tarihinde yapılan keşif sırasında dinlenen yerel bilirkişi .. E.., davaya konu taşınmazın daha önceden davacıların murisi M..G..’in elinde olduğunu, 50 – 60 yıl öncesinde iskanen verildiğini, Bursa’da oturdukları için taşınmaza icar yoluyla baktıklarını beyan etmiştir. Davacı tanığı A.. A.., taşınmazın 30 – 35 sene kadar öncesinde M.. G.. ve ailesinin elinde olduğunu, enişteleri aracılığıyla buğday, yulaf ziraati yaptıklarını, 10 – 15 senedir ekilip biçilmediğini açıklamıştır. Davacı tanığı M.. İ.., taşınmazın M.. G.. ve ailesine ait olduğunu, 40 sene kadar önce babası tarafından işlendiğini, 12 sene öncede kendisinin yulaf ektiğini açıklamıştır. Ziraat bilirkişisi, 17.4.2009 tarihli raporunda taşınmazın güney ve batı yönünün zeytinlik olduğunu, uzun zamandan beri kullanılmadığı için üzerinde yaban böğürtlen bitkisi olduğunu, organik madde ve ogrigat yapısı bünyesindeki yoğun tın etkisiyle de iyi düzeye geldiğini, yaklaşık 10 – 12 yıldır kullanılmadığını, ikinci sınıf kuru tarım arazisi olduğunu açıklamıştır.
Kadastro çalışmaları sırasında taşınmaz senetsizden Hazine adına 3.10.2000 tarihinden önce tespit edildiğinden, tespit tarihinden geriye doğru 20 yıllık zilyetlikle kazanma süresiyle diğer iktisap koşullarının oluşup oluşmadığının belirlenmesi gerekir. Keşif sırasında yerel bilirkişi ve tanıklar, taşınmazın 10 – 15 yıldır ziraat bilirkişisi ise, 10 – 12 yıldır kullanılmadığını açıklamışlardır. Buna göre, tespit tarihi öncesindeki taşınmazın kullanılmadığı süreler 1- 6 yıldır. TMK. nun 976. maddesine göre, fiili hakimiyetin geçici nitelikli sebeplerle kullanılmaması veya kullanma olanağının ortadan kalkması zilyetliği sona erdirmez. Buna göre, Bursa İlinde oturan davacı tarafın tespit tarihinden önce 1 – 6 yıllık süre ile taşınmazı kullanmamalarının iradi terk olarak benimsenmesi olanaklı değildir.
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler ile, keşif sırasında dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanlarıyla taşınmaza uygulanan 1937 tarih 3578 nolu vergi kaydına göre, davaya konu taşınmazın tespit tarihinden önce davacıların murisi olan M.. G..’in 20 yılı aşkın malik sıfatıyla zilyetliğinde olduğu anlaşıldığından davacılar ve murisleri yararına zilyetlikle edinme koşulları oluştuğundan davacıların davasının kabulüne karar verilmesi gerektiği halde, karar yerinde yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır...)  
gerekçesiyle oyçokluğuyla bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.  
 
TEMYİZ EDEN:  Davacılar vekili     
 
HUKUK GENEL KURULU KARARI  
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:  
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.  
S O N U Ç : Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanun"un 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici Madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 08.04.2015 gününde oybirliği ile karar verilmiştir.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi