Abaküs Yazılım
17. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/10873
Karar No: 2019/12528
Karar Tarihi: 15.10.2019

Hırsızlık - Yargıtay 17. Ceza Dairesi 2019/10873 Esas 2019/12528 Karar Sayılı İlamı

17. Ceza Dairesi         2019/10873 E.  ,  2019/12528 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Çocuk Mahkemesi
    SUÇ : Hırsızlık
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Yerel mahkemece hükümlü hakkında nitelikli hırsızlık suçundan verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
    Hapis cezasının ertelenmesi, sanığın kişiliğine uydurulmasını öngören bir kurum olup talep halinde veya resen ele alınıp olumlu veya olumsuz bir karar verilirken gerekçe gösterilmesi zorunludur.
    Ertelememe halinde gerekçe, sanığın kişiliği ile ilgili ve belgelerin isabetli değerlendirildiğini gösterir biçimde yasal ve yeterli olmalıdır. Bunun içinde sanığın kişiliği, sair halleri, suçun işleniş biçimi ve işlenmesindeki özellikler nazara alınmalıdır.
    Sanığın kişiliği, sair halleri dahilince sanığın sabıkasının bulunup bulunmadığı, medeni hali, işi, muhitindeki durumu, duruşmadaki tutum ve davranışları, mahkemeye karşı tavrı; suçun işlenmesindeki özellikler ise; sanığı suç işlemeye iten sebep ve sair kast ve yoğunluk, suç işlemesinden sonraki davranışlar gözetilip, cezanın ertelenmesinde suçlunun yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlığı gözetilir. Maddede pişmanlık şartını getirmiş, gerekçede pişmanlıktan söz edilmemiştir. Bu koşul suçu kabul etme ve işlendiğinden dolayı pişman olduğunu belirtme şeklinde ele alınmamalıdır. Sanığın duruşmadaki davranışları, mağdura yönelik hareketleri, zararı karşılaması, yardım etmesi gibi olay sonrası ve yargılama sürecindeki tutumu gözetilerek pişmanlık duyup duymadığı saptanmalıdır. TCK"nin 51. maddesinde cezanın ertelenmesi için suçtan duyulan pişmanlığın yanı sıra bir daha suç işlemeyeceği yönünde yargıç üzerinde olumlu etki halinde cezanın ertelenmesi, olumsuz etki halinde de bunun gerekçesinin gösterilmesi gerektiği; cezanın şahsilendirilmesi, 5237 sayılı TCK"nin 51. maddesinde öngörülen normlar olup, TCK’nin 51. maddesindeki erteleme kararının sonuçları denetim süresi ve denetimli serbestlik tedbiri ise; serbest bırakılan mahkumun belli bir süre denetime tabi tutulmasıdır. Bu süre TCK’de denetim süresi olarak adlandırılır. Kanunda denetim süreleri öngörülmüştür. 5237 sayılı TCK’de erteleme bir infaz rejimi olarak düşünülmüş, buna göre de;
    Denetim süresinin iyi halli olarak geçirilmesi, bu sürede suç işlenmemesi, denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere uygun davranılması halinde, sanığın cezası infaz edilmiş sayılır. Bu sonuç için ayrıca bir karar verilmesi gerekmez.
    Denetim süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlenmesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere uygun davranılmamış olması halinde yapılacak işlemler, TCK’nin 51. maddesinin 7. fıkrasında düzenlenmiştir.
    Erteleme kararını geri alan mahkeme ‘ertelenen cezanın bir kısmını veya tamamını infaz kurumunda çektirilmesine’ karar verir. Yani, ertelemenin geri alınması konusunda mahkemenin karar vermesi gerekir. Erteleme kararının geri alınmasına dair kararlar ise; infaz hukukunu ilgilendirip, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun"un 98 ila 101. maddelerine göre itiraz kanun yoluna tabidir.
    Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu ise, hukukumuzda ilk kez 15.07.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5395 sayılı Çocuk Koruma Yasa"sının 23. maddesi ile çocuklar hakkında, 19.12.2006 tarihinde yürürlüğe giren 5560 sayılı Yasa"nın 23. maddesiyle 5271 sayılı Yasa"nın 231. maddesine eklenen 5-14. fıkralar ile de yetişkinler için kabul edilmiş, aynı Yasa"nın 40. maddesiyle 5395 sayılı Yasa"nın 23. maddesi değiştirilmek suretiyle denetim süresindeki farklılık hariç olmak koşuluyla, çocuklar ile yetişkinler hükmün açıklanmasının geri bırakılması açısından aynı koşullara tabi kılınmıştır.
    Yetişkin sanıklar yönünden başlangıçta şikâyete bağlı suçlarla sınırlı olarak, hükmolunan bir yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezası için kabul edilen bu müessese, 08.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren 23.01.2008 gün ve 5728 sayılı Yasa"nın 562. maddesiyle 5271 sayılı Yasa"nın 231. maddesinin 5 ve 14. fıkralarında yapılan değişiklik ile hükmolunan iki yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezaları için uygulanabilir hale getirilmiş, böylece başlangıçta yetişkin sanıklar hakkında şikâyete bağlı suçlarla sınırlı olarak uygulanan bu kurum Anayasanın 174. maddesinde güvence altına alınan İnkılâp Yasaları"nda yer alan suçlar ayrık olmak üzere tüm suçları kapsayacak şekle dönüştürülmüş, ancak; 01.03.2008 tarihinde yürürlüğe giren 26.02.2008 gün ve 5739 sayılı Yasa ile 3713 sayılı Yasa"nın 13. maddesinde yapılan değişiklik ve 1632 sayılı Askeri Ceza Yasasına eklenen Ek 10. madde ile; 15 yaşından büyüklerin işledikleri terör suçları ile 1632 sayılı Yasada yer alan suçlar yönünden hükmün açıklanmasının geri bırakılması kapsam dışına çıkarılarak kurumun uygulanma alanı tekrar daraltılmış, 25.07.2010 gün ve 27650 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 22.07.2010 gün ve 6008 sayılı Yasa"nın 7. maddesi ile 231. maddenin 6. fıkrasına eklenen cümle ile, sanığın kabul etmemesi halinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemeyeceği esası getirilmiş, 3713 sayılı Yasa"nın 13. maddesindeki “on beş yaşını tamamlamamış” ibaresi yürürlükten kaldırılmak suretiyle bu kurumun terör suçu işleyen 15 yaşından büyük çocuklar yönünden de uygulanmasına olanak sağlanmıştır.
    Sanık hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünün hukuki bir sonuç doğurmamasını ifade eden ve doğurduğu sonuçlar itibariyle karma bir özelliğe sahip bulunan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu, denetim süresi içinde kasten yeni bir suçun işlenmemesi ve yükümlülüklere uygun davranılması halinde, geri bırakılan hükmün ortadan kaldırılarak kamu davasının 5271 sayılı CYY’nin 223. maddesi uyarınca düşürülmesi sonucu doğurduğundan, bu niteliğiyle sanık ile devlet arasındaki cezai nitelikteki ilişkiyi sona erdiren düşme nedenlerinden birisini oluşturmaktadır.
    Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının koşulları;
    a) Suça ilişkin koşullar;
    1-Yapılan yargılama sonucunda, sanık hakkında mahkûmiyet hükmü tesis edilmeli ve hükmolunan ceza ise iki yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezasından ibaret olmalıdır.
    2- Suç, Anayasanın 174. maddesinde güvence altına alınan İnkılâp Yasalarında yer alan suçlardan bulunmamalıdır.
    3- 01.03.2008 tarihinden itibaren işlenen suçlarda ise, suçun ayrıca 3713 sayılı Yasa ile 1632 sayılı Yasa kapsamında yer alan suçlardan olmaması gerekmektedir.
    b) Sanığa ilişkin koşullar;
    1- Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış olması,
    2-Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tamamen giderilmesi,
    3-Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak, sanığın yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate ulaşılması gerekmektedir.
    5237 sayılı TCK"nin 51/1. maddesi ile 5271 sayılı CMK"nin 231. maddesinin birbirinden farklı müesseseler olup, doğurduğu hukuki sonuçlar bakımından farklıdır. Bu hali ile de biri diğerinin yerine ele alınamaz.
    Bu açıklamalar ışığında somut dosyaya gelince;
    Şanlıurfa 1. Çocuk Mahkemesinin 28.06.2011 tarihli, 2011/156 Esas ve 2011/388 Karar sayılı ilamı ile hükümlü ... hakkında, TCK’nin 142/1-b, 143/1, 31/3, 62, 51. maddeleri uyarınca 1 yıl 3 ay hapis cezası verildiği, verilen cezanın ertelendiği ve 1 yıl 3 ay denetim süresinin belirlendiği; TCK’nin 116/4, 119/1-c, 31/3, 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 1 ay 10 gün hapis cezasına hükmedildiği ve CMK’nin 231. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği; son olarak 151/1, 31/3, 62, 52/2 maddeleri gereğince 1.320,00 TL kesin nitelikte adli para cezasına hükmolunduğu; verilen hükümlerin 06.07.2011 tarihinde kesinleştikleri; hükümlünün denetim süresi içinde 27.01.2012 tarihinde işlediği iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçu nedeniyle Şanlıurfa 1. Çocuk Mahkemesinin 2012/256 Esas ve 2012/782 Karar sayılı ilamı ile 1 yıl 3 ay 16 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, bu kararın 26.02.2015 tarihinde kesinleştiği, hükümlü hakkındaki kesinleşmiş bulunan bu mahkumiyet hükmüne ilişkin eylem nedeniyle, Şanlıurfa 1. Çocuk Mahkemesinin 28.06.2011 tarihli ilamı ile nitelikli hırsızlık suçundan verilen erteli hapis cezası ile konut dokunulmazlığının ihlali suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karara ilişkin denetim yükümlülüğünü ihlal ettiğinden bahisle ihbarda bulunulması üzerine;
    Şanlıurfa 1. Çocuk Mahkemesinin 27.10.2015 tarihli, 2015/202 Esas ve 2015/805 Karar sayılı ilamı ile hükümlü hakkında, TCK’nin 51. maddesinde belirlenen denetim yükümlülüğüne uymadığından bahisle nitelikli hırsızlık suçundan açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanmasına ve hükümlünün TCK’nin 142/1-b, 143/1, 31/3, 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, hükümlü ...’ın 28.10.2015 tarihinde anılan kararı temyiz ettiği olayda;
    TCK’nin 51. maddesine göre denetim süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlenmesi ile ilgili ihbar üzerine Şanlıurfa 1. Çocuk Mahkemesinin, hükümlü konumunda bulunan ... hakkında erteli 1 yıl 3 ay hapis cezasının kısmen ve/veya aynen infazına yönelik karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken; CMK’nin 231. maddesine göre hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair bir karar varmış gibi işlem yapmak suretiyle 5237 sayılı TCK’nin 51/7.maddesi ile CMK’nin 231. maddesinde düzenlenen hukuki kavramlara yanlış anlamlar vererek infazda da duraksamalara neden olacak şekilde uygulamaya yer verilmesinin hukuki değerden yoksun ve yok hükmünde olduğu, yok hükmünde olan kararların da temyizi olanaklı bulunmadığından, konut dokunulmazlığının ihlali suçundan daha önce verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın söz konusu ihbar sebebiyle mahkemesince CMK"nin 231/11 hükmü çerçevesinde açıklanması gerektiği gözetilerek hükümlü ...’ın vaki taleplerinin reddine, TCK’nin 51/7. maddesine göre, işlemin 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 98-101. maddelerine göre incelenmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE, 15/10/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi