Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/11291
Karar No: 2019/6014
Karar Tarihi: 21.11.2019

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2016/11291 Esas 2019/6014 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2016/11291 E.  ,  2019/6014 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TENKİS

    Taraflar arasında görülen tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 21.11.2019 Perşembe günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Avukat ... ile temyiz edilen davacı vekili Avukat ... geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
    -KARAR-
    Dava, tenkis isteğine ilişkindir.
    Davacı, mirasbırakanı ..."ın ... ada ... parsel sayılı taşınmazıdaki 1 nolu ve ... ada ... parsel sayılı taşınmazdaki 7 nolu bağımsız bölümlerini davalıya bağış yoluyla devrettiğini, temliklerin saklı payını ortadan kaldırma amaçlı olduğunu ileri sürerek tenkise karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, çekişme konusu temliklerin mirasbırakanın ölümünden 4 yıl evvel yapıldığını, işlemin ancak saklı payı ihlal etme kastıyla yapılması halinde tenkise tabi olabileceğini, davacı tarafın mirasbırakanın saklı payı ihlal kastını kanıtlaması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, murisin çekişmeli temlikler ile tek mirasçısı olan davacının haklarını zedelediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan ...’ın 06.03.2012 tarihinde öldüğü, geriye tek mirasçı olarak davacı kızının kaldığı, mirasbırakanın ... ada ... parsel sayılı taşınmazıdaki 1 nolu bağımsız bölümü 14.04.2008 tarihinde, ... ada ... parsel sayılı taşınmazdaki 7 nolu bağımsız bölümü ise 16.04.2008 tarihinde intifa hakkını üzerinde bırakıp çıplak mülkiyetini vekil eliyle davalıya bağış yoluyla temlik ettiği anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere, mirasçılık ve mirasın geçişi mirasbırakanın ölüm tarihinde yürürlükte olan hükümlere göre belirlenir (4722 s. Türk Medeni Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun m. 17). Mirasbırakan 1.1.2002 tarihinden önce ölmüşse 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi hükümlerinin, 01.01.2002 tarihinden sonra ölmüşse 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun ilgili hükümlerinin uygulanması gerekir.
    Tenkis (indirim) davası, miras bırakanın saklı payları zedeleyen ölüme bağlı veya sağlar arası kazandırmaların (bağış) yasal sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu (inşai) davalardandır. Tenkis davasının dinlenebilmesi için öncelikli koşul; mirasbırakanın ölüme bağlı veya sağlar arası bir kazandırma işlemi ile saklı pay sahiplerinin haklarını zedelemiş olmasıdır. Saklı payların zedelendiğinden söz edilmesi ise kazandırma konusu tereke ile kazandırma (temlik ) dışı terekenin tümüyle bilinmesiyle mümkündür. Tereke mirasbırakanın ölüm tarihinde bırakmış olduğu malvarlığı kıymetleri ile iadeye ve tenkise tabi olarak yaptığı kazandırmalardır. Bunlar terekenin aktifini oluşturur. Mirasbırakanın borçları, bakmakla yükümlü olduğu kişilerin 743 sayılı Kanun uygulanacaksa bir aylık 4721 sayılı Kanun uygulanacaksa üç aylık nafakası, terekenin defterinin tutulması, mühürlenmesi, cenaze masrafları gibi giderler de pasifidir. Aktiften belirtilen borçların indirilmesi net terekeyi oluşturur. Tereke bu şekilde tesbit edildikten sonra mirasın açıldığı tarihteki fiyatlara göre değerlendirilmesi yapılarak parasal olarak miktarının tespiti gerekir (TMK m.564). Miras bırakanın TMK"nin 506. maddesinde belirlenen saklı paya tecavüz edip etmediği bulunan bu rakam üzerinden hesaplanır. Tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre icap ederse kazandırma işleminde, saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığı objektif (nesnel) ve sübjektif (öznel) unsurlar dikkate alınarak belirlenmelidir. Zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedeleme kastının varlığından söz edilemez.
    Mutlak olarak tenkise tabi tasarruflarda (ölüme bağlı tasarruflar veya TMK"nin 565. maddesinin 1, 2 ve 3 bentlerinde gösterilenler) veya saklı payın ihlal kastının varlığı kesin olarak anlaşılan diğerlerinde özellikle muayyen mal hakkında tenkis uygulanırken TMK"nin 570. maddesindeki sıralamaya dikkat etmek davalı mahfuz hisseli mirasçılardan ise aynı Kanunun 561. maddesinde yer alan mahfuz hisseden fazla olarak alınanla sorumluluk ilkesini gözetmek, dava konusu olup olmadığına bakılmayarak önce ölüme bağlı tasarruflarla davacının saklı payını tamamlamak, sonra sağlar arası tasarrufları dikkate almak gerekir. Bu işlem sırasında dava edilmeyen kişi veya tasarrufların tenkisi gerekeceği sonucu çıkarsa davacının onlardaki hakkını dava etmemesinin davalıyı etkilemeyeceği ve birden çok kişiye yapılan teberru tenkise tabi olursa 563. maddede yer alan, alınanla mütenasip sorumluluk kuralı gözetilmelidir.
    Davalıya yapılan tasarrufun tenkisine sıra geldiği takdirde tasarrufun tümünün değeri ile davalıya yapılan fazla teberru arasında kurulan oranda (Sabit Tenkis Oranı) tasarrufa konu malın paylaşılmasının mümkün olup olamayacağı (TMK m.564) araştırılmalıdır. Bu araştırma sonunda tasarrufa konu mal sabit tenkis oranında bölünebilirse bu kısımların bağımsız bölüm halinde taraflar adına tesciline karar verilmelidir.
    Tasarrufa konu malın sabit tenkis oranında bölünmezliği ortaya çıktığı takdirde sözü geçen 564. maddedeki tercih hakkı gündeme gelecektir. Böyle bir durum ortaya çıkmadan davalının tercih hakkı doğmadan davalının tercihini kullanması söz konusu olamaz. Daha önce bir tercihten söz edilmişse sonuç doğurmaz. O zaman davalıdan tercihi sorulmak ve 11.11.1994 günlü 4/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca süratle dava konusu olup sabit tenkis oranına göre bölünemeyen malın, karar tarihindeki rayice göre değeri belirlenmeli ve bu değerin sabit tenkis oranıyla çarpımından bulunacak naktin ödetilmesine karar verilmelidir.
    Öte yandan, bilindiği ve 4721 sayılı TMK’nın 565/4. maddesinde düzenlendiği üzere mirasbırakanın saklı pay kurallarını etkisiz kılmak amacıyla yaptığı açık olan kazandırmalar tenkise tabidir.
    Somut olaya gelince, dinlenilen davacı tanıkları mirasbırakan ...’ın temlikleri davacının saklı payını zedeleme kastı ile yaptığı yönünde bir beyanda bulunmamışlardır. Toplanan deliller yukarıdaki ilkelerle birlikte değerlendirildiğinde, mirasbırakanın çekişmeli temlikleri saklı pay kurallarını etkisiz kılmak amacıyla yaptığı kanıtlanmış değildir.
    Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.
    Davalının yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 02.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 2.037.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 21/11/2019 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
    -KARŞI OY-
    Dava, tenkis isteğine ilişkindir.
    Mahkemece isteğin kabulüne karar verilmiş, karar davalı tarafından temyiz edilmiştir.
    Sayın çoğunluk, davanın ispat edilemediği gerekçesiyle bozulmasına karar vermiştir.
    Sayın çoğunluk ile aramızda oluşan görüş aykırılığı; somut olayda murisin iradesinin mal kaçırma olup olmadığı noktasındadır.
    Murisin çocuğu bulunmamaktadır. Tek mirasçısı yeğeni ve evlatlığı olan davacıdır.
    Muris tüm mal varlığı olan iki dairesini davalı vakfa bağışlamıştır.
    Bu tür uyuşmazlıklarda murisin iradesinin tespiti davanın sonucunu değiştirecek kadar önemlidir. Yıllar önce ölmüş şahsın ölümünden önce yapmış olduğu temliki işlemlemlerde iradesinin ne olduğunu tespit dış dünyaya yansıyan olayların ne olduğunun tespiti ile bunların hayatın olağan akışına, ülkenin ve murisin bulunduğu yörenin sosyal şartlarına uygun olarak yorumlanmasıyla mümkün olacaktır.
    Davacının, murisin evlatlığı olup tek mirasçısı olduğu tartışmasızdır. İnsanlar evlatlık alırken ilk düşünceleri yaşlılıklarında kendilerine bakılma isteğidir. Bu nedenle öncelikle kan bağı bulunan akraba çocuklarının evlatlık alınması tercih edilir.
    Davacı tanığı ..., ..., davacının baktığını ancak davacının 2008 yılında Denizli"ye gidince ilişkilerinin bozulur gibi olduğunu beyan etmiştir. Taşınmazların temlik tarihine baktığımızda 2008 yılının nisan ayı olduğu görülmektedir. Davacının Denizli"ye gidişi ile temliklerin tarihi birbirine yakındır.
    Bu durumda, tüm dosya kapsamı, hayatın olağan akışına uygun olarak değerlendirildiğinde, tüm mal varlığını davalı vakfa bağışlayan Murisin temlik amacının kendisine bakmaktan vazgeçtiğini düşündüğü evlatlığını mirasından mahrum etmek olduğu kanaat ve sonucuna vardığımdan davanın kabulüne ilişkin kararın onanması gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluğun bozma görüşüne katılmıyorum.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi