Hukuk Genel Kurulu 2013/1825 E. , 2015/1173 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İstanbul(Kapatılan) 24. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 08/04/2013
NUMARASI : 2013/42-2013/92
Taraflar arasındaki “alacak” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 24. Asliye Ticaret Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 09.04.2012 gün; 2011/228 E., 2012/73 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 15.10.2012 gün ve 2012/10243 E., 2012/16183 K. sayılı ilamı ile;
(...Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankada 18.06.1999 tarihinde 223987 numaralı vadeli mevduat hesabına para yatırdığını, ancak vade sonunda hesapta paranın bulunmadığını öğrendiğini, davalı banka şube müdürünün yolsuzluk sonucu zimmetine para geçirdiğini, bunun üzerine başvurulduğunda sözlü olarak paranın ödeneceğinin söylendiği halde ödenmediğini ileri sürerek, anılan meblağın temerrüt faiziyle tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının parasının eski banka müdürü E. Y. tarafından çekildiğini, ancak daha sonra 25.11.1999 tarihinde “355” ek numaralı hesap açılarak 4.000,00 TL’nın bu hesaba yatırıldığını, bu hesaptaki paranın 03.01.2000 tarihinde davalı tarafından çekildiğini ve bu suretle davacı alacağının kalmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davalının davacının hesabına yatırdığı 4.319,00 TL"nin bankanın eski müdürü tarafından usulsüz olarak çekildiği, ancak aynı müdürün ek hesap açmak suretiyle 4.000,00 TL yatırdığı ve yatırılan bu tutarın da davacı tarafından imzalanan 03.01.2000 tarihli dekontla çekildiğini savunduğu, paranın çekildiğine dair 04/10/1999 tarihli ve 354 nolu dekonttaki imzanın davacıya ait olmadığının sabit olduğu, böylece bu paranın davacı tarafından çekilmediğinin, aksine davalı bankanın şube müdürü olarak görev yapan banka personeli E. Y. tarafından çekildiğinin dosyada mevcut soruşturma raporları ile sabit olduğu, davalı bankanın çalışanı olan E. Y."ın davacıya verdiği zarardan sorumlu olması gerektiği, davalı bankanın külli halef olarak devraldığı E. Bank A.Ş."nin çalışanın davranışından sorumlu olduğu ve kendisine emanet olarak bırakılan 4.319,00 TL"yi davacı tarafa iade etmesi gerektiği gerekçesiyle, 4.319 TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dava, bankacılık işleminden kaynaklanmakta olup, mahkemece daha önce verilen davanın kabulü kararı, Dairemizce davalının, bankanın eski müdürü tarafından usulsüz olarak çekilen paranın aynı müdürün ek hesap açmak suretiyle 4.000.00 TL yatırdığı ve yatırılan bu tutarın da davacı tarafından imzalanan dekontla çekildiğini savunması ve davacının ayrıca ek olarak aynı hesaba 4.000.00 TL yatırdığına ilişkin iddiasının mevcut olmadığı karşısında, bankanın eski müdürü tarafından açılan ek hesapta bulunan paranın davacı tarafından çekilip çekilmediğinin tespit edilmesi doğrultusunda dekonttaki imzanın davacıya ait olup olmadığı belirlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği şeklinde bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyulduktan sonra bozma ilamına aykırı olarak, bozma ilamında belirtilen dekont üzerinde bulunan imzaya yönelik değil, davacı tarafından açılan hesaptan çekilen paranın dekontu üzerinde bulunan imzaya yönelik inceleme yapılmış ise de, bozma ilamına uyulduktan sonra 21.02.2011 tarihli celsede davacı asille birlikte duruşmaya katılan davacı vekili davalı bankanın eski müdürü tarafından açılan hesaba para yatıranın müvekkili olduğu ve müvekkilinin parayı kendisinin çektiğini beyan etmesi, bozmaya uyulmakla davalı lehine usuli muktesep hak doğması ve davalı vekilinin de iddianın genişletilmesine muvafakat etmemesi karşısında bozma ilamında belirtilen imza incelenmesine ihtiyaç olmaksızın davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabulü doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
2-Bozma sebep ve şekline göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazları hakkında şimdilik inceleme yapılmasına gerek görülmemiştir...)
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davalı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
S O N U Ç : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, 08.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.