Hukuk Genel Kurulu 2013/1986 E. , 2015/1171 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Konya 2.İş Mahkemesi
TARİHİ : 03/05/2013
NUMARASI : 2013/70 E-2013/327 K.
Taraflar arasındaki "İşçilik alacağı" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Konya 2.İş Mahkemesince davalı K. Şeker Fabrikası A.Ş yönünden husumet nedeniyle reddine, davalı F. Makine San. Tic. Ltd. Şti. yönünden kabulüne dair verilen 08.02.2011 gün ve 2009/344 E.-2011/62 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili ve davalılardan F.Makine San. Tic. Ltd. Şti. vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 9.Hukuk Dairesinin 27.12.2012 gün ve 2011/19186 E.-2012/44531 K. sayılı ilamı ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davacı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, ücret alacağı, fazla mesai alacağı ve hafta tatili alacağı ve ihbar tazminatı alacağından oluşan işçilik alacaklarının tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece davalı K. Şeker Fabrikası A.Ş yönünden husumet nedeniyle reddine diğer davalı F. F. Makine San. Tic. Ltd. Şti yönünden davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar Özel Dairece “ihale makamı olan kamu kurumunun, her hak ediş dönemine ilişkin son üç aylık ücretten sorumluluğu, yasadan doğan bir sorumluluktur. İşverenle ihale makamının birlikte dava edilmesi durumunda, müştereken müteselsilen sorumluluğa dair karar verilmelidir.”, “davalı kamu tüzel kişisi olmasa da 4857 sayılı İş Kanununun 36/son maddesi uyarınca sorumluluğu bulunup, bulunmadığı araştırılmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir” denilerek davalı K. Şeker Fabrikası A.Ş’nin Haziran 2008 ve Temmuz 2008 aylarında ait ödenmeyen ücretlerden sorumlu olacağı gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece davalı Konya Şeker Fabrikası A.Ş’nin ihale makamı olması nedeniyle husumet düşmeyeceği gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir. Uyuşmazlığa konu Haziran 2008 ve Temmuz 2008 aylarına ait ücret miktarının 1.300,00 TL olduğu bilirkişi aracılığı ile tespit edilmiştir.
Hukuk Genel Kurulundaki görüşmeler sırasında; işin esasına girilmeden önce, bozma ve direnme kararları ile davacı vekilinin temyiz dilekçesinin kapsamı ve hükme konu miktar itibariyle, 6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HUMK)’nun 427.maddesi gereğince, temyize konu Haziran 2008 ve Temmuz 2008 aylarına ait ödenmeyen ücretlerin bilirkişi raporu ile 1.300,00 TL olarak tespit edildiği gözetildiğinde, direnme kararına karşı temyiz yolunun açık olup olmadığı ön sorun olarak incelenmiştir.
Bilindiği üzere, 21.07.2004 gün ve 25529 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak, öngördüğü istisnalar dışındaki hükümleri yayım tarihinde yürürlüğe giren, 14.07.2004 tarih ve 5219 sayılı “Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” yürürlük tarihinden sonra Yerel Mahkemelerce verilen hükümler yönünden 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 427.maddesindeki temyiz (kesinlik) sınırını bir milyar TL olarak değiştirmiştir.
Sonraki yıllarda 5219 ve 5236 sayılı Kanunlarda öngörülen katsayılar çerçevesinde miktarlar giderek artmıştır. Buna göre, 01.01.2013 tarihinden 31.12.2013 tarihine kadar katsayı artışı sonucu uygulanması gereken kesinlik (temyiz edilebilirlik sınırı) "1.820,00 TL"dir.
Eldeki davada, temyiz istemine konu direnme kararının verildiği 02.05.2013 tarihinde 5219 ve 5236 Sayılı Kanunlar gereği temyiz(kesinlik) sınırını 1.820,00 TL olarak değiştiren hüküm yürürlükte bulunduğuna göre 1.300,00 TL olan uyuşmazlığa konu miktar bu sınırın altında kaldığından, direnme karara karşı temyiz yoluna gidilmesi miktar itibariyle mümkün değildir.
Hal böyle olunca, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi gerekir.
S O N U Ç : Yukarıda açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz isteminin kesinlikten REDDİNE, istek halinde temyiz peşin harcının iadesine, 08.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.