Esas No: 2021/123
Karar No: 2022/55
Karar Tarihi: 09.02.2022
Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu 2021/123 Esas 2022/55 Karar Sayılı İlamı
DANIŞTAY VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU 2021/123 E. , 2022/55 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2021/123
Karar No : 2022/55
TEMYİZ EDENLER : 1- (DAVACI) .... Elektrik Taahhüt Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi
2- (DAVALI) ...Vergi Dairesi Başkanlığı - ...
(...Vergi Dairesi Müdürlüğü) VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU : ...Vergi Mahkemesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, yasal defter ve belgelerini incelemeye ibraz etmediğinden ve gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmayan faturaları kayıtlarına intikal ettirdiğinden bahisle düzenlenen vergi inceleme raporuna istinaden 2008 yılının Ocak ilâ Aralık dönemleri için re'sen tarh edilen katma değer vergileri, vergilerin üç katı tutarında kesilen vergi ziyaı cezaları ile 2008 yılı için 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun mükerrer 355. maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılması istemiyle dava açılmıştır.
...Vergi Mahkemesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararı:
Vergi mahkemesi, cezalı tarhiyatın yasal defter ve belgelerin incelemeye ibraz edilmemesinden kaynaklanan kısmı ile özel usulsüzlük cezasını kaldırmış; diğer yönlerden davayı reddetmiştir.
Tarafların temyiz istemlerini inceleyen Danıştay Dokuzuncu Dairesinin 19/11/2018 tarih ve E:2016/5159, K:2018/7463 sayılı kararı:
Daire, davacının temyiz istemini kabul ederek vergi mahkemesi kararının davanın kısmen reddine ilişkin hüküm fıkrasını bozmuş; davalının temyiz istemini reddetmiştir.
Daire, davalının karar düzeltme istemini de reddetmiştir.
...Vergi Mahkemesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararı:
Mahkeme, aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle bozulan hüküm fıkrası yönünden ilk kararında ısrar etmiş; diğer taraftan, cezalı tarhiyatın 2007 yılının Aralık döneminden 2008 yılının Ocak dönemine devreden katma değer vergisinin 0,00 TL olarak dikkate alınmasından kaynaklanan kısmına ilişkin olarak ilk defa değerlendirmede bulunmak suretiyle kabul kararı vermiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI: Taraflarca vergi mahkemesi kararının aleyhe olan hüküm fıkralarının hukuka aykırı olduğu belirtilerek bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
TARAFLARIN SAVUNMALARI: Davalı tarafından temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuş; davacı tarafından cevap verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...DÜŞÜNCESİ: Vergi mahkemesince uyuşmazlığın esası hakkında karar verilebilmesinin ön şartlarından biri davacının taraf ehliyetini haiz olmasıdır. Aynı şekilde Danıştayca temyiz istemi hakkında karar verilebilmesinin ön şartlarından biri de istemde bulunanın taraf ehliyetini haiz olmasıdır.
Davacı şirketin tüzel kişiliğinin ve dolayısıyla taraf ehliyetinin 17/06/2013 tarihi itibarıyla sona erdiği anlaşılmaktadır.
Bu durum karşısında yukarıda yer verilen hukuksal nedenlerle davacının temyiz isteminin incelenmeksizin reddi; davalının temyiz isteminin kabulü ile vergi mahkemesi kararının, tüzel kişiliği sona eren şirket tarafından açılan davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmek üzere bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY:
Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi'nden yapılan sorgulamada, 25/06/2013 tarih ve 8349 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi'nde, münfesih olmalarına veya sayılmalarına rağmen Türk Ticaret Kanunu'nun geçici 7. maddesi uyarınca müdürlük tarafından kendilerine yapılan ihtar ve 15/04/2013 tarih ve 8300 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi'nde yayımlanan ilâna rağmen süresi içerisinde bildirimde bulunmayan ve aralarında davacının da yer aldığı anonim ve limited şirketler ile kooperatiflerin 17/06/2013 tarihinde ticaret sicilinden re'sen silindiklerinin Samsun Ticaret Sicili Müdürlüğü tarafından tescil ve ilan olunduğu anlaşılmaktadır.
Anılan tarih itibarıyla ticaret sicilinden kaydı silinen davacı şirket adına re'sen tarh edilen vergiler ile kesilen cezalara ilişkin ihbarnamelerin 09/07/2013 tarihinde tebliği üzerine 06/08/2013 tarihinde mahkeme kayıtlarına giren dilekçe ile işbu dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun “Dilekçeler üzerine ilk inceleme” başlıklı 14. maddesinin (3) numaralı fıkrasının (c) işaretli bendinde, dava dilekçelerinin ehliyet yönünden ilk incelemeye tabi tutulacağı belirtilmiş, (6) numaralı fıkrasında ise maddede sayılan hususların ilk incelemeden sonra tespit edilmesi halinde de davanın her safhasında 15. madde hükmünün uygulanacağı ifade edilmiştir. Kanun'un 15. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) işaretli bendinde ise 14. maddenin (3) numaralı fıkrasının (c) işaretli bendinde yazılı hususta kanuna aykırılık görülürse davanın reddedileceği hükme bağlanmıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun geçici 7. maddesinde, 01/07/2015 tarihine kadar maddede belirtilen halleri tespit edilen ya da bildirilen anonim ve limited şirketler ile kooperatiflerin tasfiyeleri ve ticaret sicilinden kayıtların silinmesine ilişkin hususların ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın bu madde uyarınca yapılacağı hüküm altına alınmış ve maddede bu durumdaki şirket ve kooperatiflerle ilgili tasfiye usulü gösterilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre limited şirketler, ticaret sicilinde tescil ile tüzel kişilik kazanmakta, ana sözleşmesinde yazılı işletme konularında haklara ve borçlara sahip olmakta ve organları tarafından temsil edilmektedir. Diğer taraftan, şirketin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde ticaret sicil kaydının terkin edilmesi ile birlikte tüzel kişilik son bulmaktadır.
Tüzel kişiliğinin sona ermesi nedeniyle hak ve fiil ehliyetini yitiren şirketlerin, sona erme tarihinden sonra haklara sahip olması veya borçlu kılınması mümkün değildir. Tüzel kişiliğin sona ermesinden önceki dönemlere ilişkin olsa dahi tüzel kişiliği sona ermiş şirket adına vergi ve ceza ihbarnamesi düzenlenmesi veya başka bir idari işlem tesis edilmesi hiçbir hukuksal sonuç doğurmayacağı gibi bu şirketlerin yargı mercileri önünde temsil edilebilmelerine de olanak bulunmamaktadır.
Bu durumda, tüzel kişiliği sona eren şirket tarafından açılan davanın ehliyet yönünden reddedilmesi gerekirken, dava konusu vergi ve cezaların hukuka uygunluğu incelenerek verilen mahkeme kararında hukuka uygunluk görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1- Tarafların temyiz istemlerinin KABULÜNE,
2- ...Vergi Mahkemesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararının BOZULMASINA,
3- Yeniden verilecek kararda karşılanacağından, yargılama giderleri hakkında hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına,
2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin (1) numaralı fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren on beş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09/02/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
X - KARŞI OY:
Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi'nden yapılan sorgulamada, 25/06/2013 tarih ve 8349 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi'nde, münfesih olmalarına veya sayılmalarına rağmen Türk Ticaret Kanunu'nun geçici 7. maddesi uyarınca müdürlük tarafından kendilerine yapılan ihtar ve 15/04/2013 tarih ve 8300 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi'nde yayımlanan ilâna rağmen süresi içerisinde bildirimde bulunmayan ve aralarında davacının da yer aldığı anonim ve limited şirketler ile kooperatiflerin 17/06/2013 tarihinde ticaret sicilinden re'sen silindiklerinin Samsun Ticaret Sicili Müdürlüğü tarafından tescil ve ilan olunduğu anlaşılmaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 31. maddesinin birinci fıkrasında göndermede bulunulan ehliyet ve vekalete ilişkin düzenlemelerine göre yargılama işlemlerinde bulunabilmek için öncelikle hak ehliyetine sahip olmak gereklidir. Şirketler için söz konusu ehliyet tüzel kişiliğin kazanıldığı tarihten kaybedildiği tarihe kadar mevcut olan bir niteliktir. Başka anlatımla bir şirketin hak sahibi olması, borçlu kılınabilmesi ve temsili ancak tüzel kişilik kazandığı tarihle tüzel kişiliğinin sona erdiği tarih arasındaki zaman diliminde olanaklı bulunmaktadır. Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre de şirketlerin tüzel kişiliğinin sona ermesi ticaret sicil kayıtlarının silinmeleriyle olur.
Bu hukuki durum karşısında ticaret sicil kaydının re'sen terkini ile tüzel kişiliği, diğer bir deyişle hukuk alemindeki varlığı sona eren şirketin medeni haklardan yararlanma ve bu hakları kullanma ehliyeti de son bulmuştur. Dolayısıyla, yargılamanın hiçbir aşamasında taraf olma ehliyeti de bulunmayan münfesih tüzel kişiliğin, gerek yargı mercilerinde gerekse diğer resmi merciler önünde temsil edilebileceğinden söz etmek olanaklı değildir. Bu bakımdan hukuksal varlığı sona eren şirket adına açılan davanın incelenmesine ve bu davada verilen kararın taraflarca temyiz edilmesine yasal olanak bulunmadığından, temyiz istemlerinin incelenmeksizin reddi gerektiği oyu ile karara katılmıyoruz.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.