Davacı vekili, davacının Şahinbey Belediyesi Halk Ekmek Fabrikasında 17.08.2004 tarihinde işe başladığını, 1 yıl sonra Şahinbey Belediyesi İktisat Küşat Müdürlüğüne geçtiğini ve kısa süre önce Park Bahçeler Müdürlüğüne geçirilerek sekiz ay orada çalıştığını, Şahinbey Belediyesinin yan kuruluşu olan ....A.Ş.’de görünmesine rağmen Şahinbey Belediyesi İktisat Küşat Müdürlüğü ile Park Bahçeler Müdürlüğü emrinde çalıştığını, iki davalı arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi olduğunu, müvekkilinin iş sözleşmesinin 26.01.2010 tarihinde performans düşüklüğü ve arkadaşları ile uyumsuzluk gerekçesi ile feshedildiğini, yapılan feshin haksız olduğunu, savunmasının alınmadığını belirterek müvekkilinin işe iadesine ve kanuni haklarına karar verilmesini istemiştir.
Davalı Şahinbey Belediyesi vekili, davacının müvekkili idare tarafından işe alınmadığını ve çalışma koşullarının müvekkili tarafından düzenlenmediğini, maaşının ödenmediğini, davacının ....A,Ş.’nin işçisi olduğunu, çalışma koşullarından bu işyerinin sorumlu olduğunu ve iş sözleşmesinin bu işyeri tarafından sona erdirildiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir. Davalı .... A.Ş. vekili, davacının diğer davalı Şahinbey Belediyesine ait Halk Ekmek Fabrikasında işe başladığını, burada yeterli performansı gösteremediğinden diğer birimlerde görevlendirildiğini, ancak bu birimlerde de yeterli verim alınamadığını, bu durumun kendisine hatırlatıldığı ve arkadaşlarıyla uyumsuz olduğu kendisine bildirildiği halde değişmediğinden iş sözleşmesinin feshedildiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davalı belediye ile şirket arasında alt işveren-üst işveren ilişkisi bulunduğu, davalı belediyenin bir kısım işini davalı şirkete devrettiği ve belediyenin üst işveren davacının da alt işveren olan davalı şirketin işçisi olduğu, davalı işverenin davacı işçinin iş sözleşmesini haklı olarak feshettiğini ispat edemediği gerekçesiyle, feshin geçersizliğine, davacının Katılım Gıda işyerinde işe iadesine, haklardan davalıların müşterek ve müteselsilen sorumluluğuna karar verilmiştir. Hüküm her iki davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
4857 sayılı İş Kanunu"nun 2/6 son cümlesi uyarınca asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerden alt işverenle birlikte sorumludur. 4857 sayılı Kanun ile asıl işverenin, bu Kanundan, iş sözleşmesinden ve alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerden sorumlu tutulması şeklindeki düzenleme, asıl işverenin sorumluluğunun genişletilmesi olarak değerlendirilmelidir. Bu durumda, ihbar, kıdem, kötüniyet ve işe iade sonucu işe başlatmama tazminatları ile ücret, fazla çalışma, hafta tatili, bayram ve genel tatili, yıllık izin, ikramiye, prim, yemek yardımı, yol yardımı gibi tüm işçilik haklarından birlikte sorumluluk esastır.
Feshin geçersizliği ve işe iade davasının alt ve asıl işveren ilişkisinde, her iki işverene birlikte açılması halinde, davacı işçi alt işveren işçisi olup, iş sözleşmesi alt işveren tarafından feshedildiğinden, feshin geçersizliği ve işe iade yükümlülüğü alt işverenindir. Asıl işverenin iş ilişkisinde sözleşmenin taraf sıfat bulunmadığından, asıl işverenin işe iade yönünde bir yükümlülüğünden söz edilemez. Asıl işverenin işe iade kararı sonrası işçinin işe başlamak için başvurması ve alt işverenin işe almamasından kaynaklanan işe başlatmama tazminatı ile dört aya kadar boşta geçen süre ücretinden yukarda belirtilen hüküm sebebi ile alt işverenle birlikte sorumluluğu vardır.
Dosya içeriğinden, davalılar arasındaki hukuki ilişki net olarak anlaşılamamaktadır. Öncelikle SGK kayıtlarında yer alan işverenlerin unvanları araştırılarak, çalışma süreleri belirlenmelidir. Diğer taraftan davalılar arasında varsa hizmet alım sözleşmesi, dayanağı şartnameler getirtilmelidir. Davalı....A.Ş.’nin, diğer davalı belediyenin bir iştiraki olup olmadığının anlaşılması açısından Ticaret Sicili kayıtları da dosya arasına alınmalıdır. Davacının iddia ettiği çalışma süresinin hangi işveren ya da işverenler nezdinde geçtiği, öncesinde başka alt işverenler yanında çalışmasının bulunup bulunmadığı da açıklığa kavuşturulmalıdır. Mahkemece belirtilen eksiklikler giderilerek diğer delillerle birlikte değerlendirilmelidir. Yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Açıklanan sebeplerle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 22.03.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.