17. Hukuk Dairesi 2016/7721 E. , 2019/4565 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacılar vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 20.03.2019 Çarşamba günü davacılar vekili Av. ... geldi.Davalılar tarafından gelen olmadı.Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacılar vekili dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkillerinin desteğinin meydana gelen kazada öldüğü, davalıların ise zarara neden olan aracın işleteni ve sürücüsü olarak zarardan sorumlu olduklarını, eldeki bu davadan önce kaza ile ilgili olarak davacılar tarafından açılmış bulunan maddi ve manevi tazminat davasının yargılaması sonucunda... Asliye Hukuk mahkemesince 10/03/2014 tarih ve 2013/195 esas, 2014/64 karar sayılı dosyasında taleplerinin kısmen kabul edildiğini ancak bu davada zuhulen faiz talebinde bulunulmadığını açıklayıp kaza tarihi itibarı ile mahkemenin verdiği karar esas alınmak sureti ile her bir davacı için hesaplanan maddi tazminat ve manevi tazminata isabet eden 62.338,40 TL faiz alacağının davalılardan alınarak davacılara ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlara raporuna göre; davacılar tarafından maddi-manevi tazminata ilişkin ilamın icra takibine konulduğu, davalı/borçlu tarafından borcun ödendiği, davacı tarafından alacak tahsil edilirken faiz hakkını saklı tutmadığı gibi durumun özelliğinden de faiz hakkının saklı tutulduğu anlaşılmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, faiz alacağı istemine ilişkindir.
Davacılar vekili, müvekkillerinin desteğinin meydana gelen kazada öldüğünü, davalılar aleyhine bu davadan önce açılan davada faiz talebinin unutulduğunu açıklayıp eldeki bu davada kaza nedeni ile davacılar yararına kaza tarihinden itibaren faize karar verilmesini talep etmiş, mahkemece davacının faiz hakkını saklı tutmadığı, asıl borcun ifa sebebiyle sona erdiğinden buna bağlı hak ve borçların da sona ermiş olacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Davacılar tarafından eldeki bu davadan önce aynı kaza nedeni ile davalılar aleyhine maddi-manevi tazminat istemi ile dava açılmış, dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile 10.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ile toplam 130.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesi talep edilmiş, 09.12.2013 tarihli ıslah dilekçesi ile 148.796,00 TL maddi, 130.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek en yüksek faiz ile tahsili istenmiş, mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulü ile hükmedilen maddi-manevi tazminatların ıslah tarihinden itibaren faiz ile tahsiline karar verilmiş, anılan kararın icrası maksadı ile icra takibine konulması ile davalı/borçlu tarafından 18.04.2014, 17.04.2014 ve 24.04.2014 tarihlerinde ödeme yapılmış, davacılar/alacaklılar vekilince takibe konu ödemeler 25.04.2014 tarihinde tahsil edilmiştir.
Mahkemece durumun özelliğinden davacıların faiz hakkının saklı tutulduğu anlaşılmadığı, asıl borcun ifa ile sona erdiğinden asıl alacağı bağlı faiz talebinin de sona erdiği, alacağın tahsili sırasında faize ilişkin hakkın saklı tutulmadığı gerekçesi ile davanın reddi hatalıdır. Şöyle ki; davacılar vekilince 09.12.2013 tarihli ıslah dilekçesi ile faiz talep edilmiş olmasına göre davacı tarafta faiz talebini ve faize ilişkin hakkın saklı tutulmasını içeren bir iradenin bulunduğu anlaşılmıştır. Öte yandan alacağın tahsil tarihinin 25.04.2014 olduğu, eldeki bu davanın açılış tarihinin 24.04.2014 olduğu gözetildiğinde alacağı tahsil etmeden eldeki bu davayı açan davacı/alacaklının tahsil işlemi sırasında faiz konusundaki talebini saklı tuttuğuna
dair bir ihtirazi kayıt koymasına da gerek yoktur. Zira eldeki davanın icra takip dosyasındaki alacağın tahsilinden önce açılmakla faiz talep iradesinin varlığı anlaşılmaktadır. Mahkemece her ne kadar asıl borç ifa veya diğer bir sebeple sona erdiği taktirde rehin, kefalet, faiz ve ceza koşulu gibi buna bağlı hak ve borçlar da sona ermiş olacağı gerekçesi ile de davanın reddine karar verilmiş ise de davanın açıldığı tarih itibari ile davacı/alacaklının icra takip dosyasına ödenen tazminatı henüz tahsil etmeden eldeki davayı açtığı gözetildiğinde asıl alacağın ifa ile sona ermiş olduğundan da bahsedilemez.
Buna göre yukarıda açıklanan nedenlerle mahkemece işin esasına girilerek karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde yanılgılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 2.037,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacılara verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 11/04/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.