17. Hukuk Dairesi 2016/7209 E. , 2019/4563 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hüküm davalı ... ve davalı ... vekilince temyiz edilmiş, davalı ... vekilince de duruşma talep edilmiş olmakla duruşma için tayin edilen 20.03.2019 Salı günü davacı vekili Av. Zerrin Bostancı ile davalı ... vekili Av. ... geldiler. Diğer davalı tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraf vekilleri dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili asıl ve birleştirilen davada, davalı ..."nun kusurlu hareketi ile gerçekleşen kazada müvekkilinin yaralandığını ve malul kaldığını, kazanç kaybına uğradığını, kazaya neden olan aracın zorunlu mali sorumluluk sigortası bulunmadığını açıklayıp 2.000,00 TL maddi, 50.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile talebini artırmıştır.
Davalılar davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulü ile 33.724,68 TL iş görememezlik tazminatı ile 4.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı ... vekili ve davalı ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava trafik kazasında kaynaklanan cismani zarara dayalı tazminat istemine ilişkindir.
Davacının zararının belirlenebilmesi için gelir durumunun net olarak belirlenmesi gerekir.
Davacı vekili müvekkilinin muhasebe işi ile uğraştığını, mesleğini 40 yıldır icra ettiğini, kazada yaralanması nedeni ile tedavi süresince çalışamadığından kazanç kaybına uğradığını, çalışamaması nedeni ile bir kısım mükelleflerinin de müvekkili ile çalışmayı sonlandırdığını, aylık kazancının asgari ücretin çok üzerinde olduğunu belirtmiş, aktüerya uzmanı bilirkişi raporunda davacının aylık ortalama 7.240,00 TL (asgari ücretin 10.5 katı) düzeyinde gelir elde ettiği kabul edilerek hesaplama yapmış, mahkemece hesaplama hükme esas alınmıştır. Anılan hesaplama yöntemi Dairenin yerleşik içtihatlarına uygun değildir. Davacının muhasebe işinden elde ettiği aylık gelire göre değil yapılan işin özelliği, davacının tecrübesi gözetilerek bedensel ve yönetsel katkısı belirlenip, davacının yerine başkasının çalıştırılması olanağı gözönüne alınarak ona ödenecek ya da ödenmesi gereken ücret temel esas alınarak bu miktar üzerinden zararın hesaplanması gerekmektedir.
Yargılama sırasında dinlenen tanık beyanında; kendisinin de mali müşavir olduğunu, davacının kaza nedeni işini yapamadığını, kendisinin yardımcı olduğunu, bürosunu yönetmek için 3 kişi ile anlaşma yapıldığını ve bu kişilere 400,00 TL, 700,00 TL ve 1.000,00 TL ödendiğini, daha sonra bir kişi ile çalışmaya devam edildiğini, iki stajyerin de kendilerine yardımcı olduğunu beyan etmiştir.
Bu durumda mahkemece, kazanca göre değil davacının muhasebe bürosunun niteliği ve kapasitesine göre yerine ikame edilecek muhasebe işinden anlayan kişi için ödenmesi gereken ücretin belirlenmesi, tanık beyanında da belirtildiği üzere yardımcı kişilere ödenen ücretlere ilişkin davacının defterlerinde inceleme yapılması, bulunacak miktara göre hesaplama yapılması yönünden aktüer bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
3- Borçlar Kanunu"nun 44/1. maddesi hükmüne göre zarara uğrayan, zarar doğuran eyleme razı olmuş veya kendisinin sebep olduğu hal ve şartlar zararın meydana gelmesine etki yapmış veya tazminat ödevlisinin durumunu diğer bir surette ağırlaştırmış ise, hakim, tazminat miktarını hafifletebilir.
Somut olayda davacı, motosiklet ile seyri sırasında davaya konu kaza gerçekleşmiş, davalılar, davacının kask takmayarak zararın artmasına neden olduğunu, bu nedenle belirlenecek tazminattan indirim yapılması gerektiğini savunmuş, mahkemece maddi tazminat yönünden müterafik kusuru konusunda bir değerlendirme yapılmamış, manevi tazminat yönünden ise davacının kask takıp takmadığı, meydana gelen zararda müterafik kusurunun olup olmadığı doğrulusunda bir araştırma yapılmaksızın ve gerekçesi açıklanmaksızın davacının müterafik kusuru dikkate alınarak denilmek sureti ile manevi tazminata hükmedilmiştir.
Mahkeme hükmün gerekçeli olması Hukuk Muhakemeleri kanunu ile düzenlenmiştir.
Davaya konu olan olayda, davacı motorsiklet sürücüsünün kullandığı motosiklete kasksız bindiği iddiası mevcut olmakla meydana gelen kaza neticesinde davacının yaralanmalarının arasında beyin kanaması olduğu dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
Davacının motosiklete kasksız olarak binmiş olması halinde BK 44. maddesi uyarınca zarar görenin müterafik kusurunun bulunup bulunmadığı, tazminattan indirim yapılmasının gerekip gerekmediği hususunun tartışıldıktan sonra bir karar verilmesi gerekirken, bu hususun karar yerinde değerlendirilmemiş olması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekili ve davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekili ve davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 2.037,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davalı ..."na verilmesine, duruşmada vekille temsil olunmayan davalı ... yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine 11/04/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.