12. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/8955 Karar No: 2014/11475 Karar Tarihi: 18.04.2014
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2014/8955 Esas 2014/11475 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2014/8955 E. , 2014/11475 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul 17. İcra Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 03/12/2013 NUMARASI : 2013/402-2013/873
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından borçlu hakkında bir adet bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibinde; örnek 10 numaralı ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun yasal süresi içerisinde icra mahkemesine yaptığı başvuruda takip dayanağı senedin teminat senedi olduğunu ileri sürerek takibin iptalini talep ettiği, mahkemece; istemin kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır. Takip dayanağı senedin teminat senedi olduğu iddiasının, hangi ilişkinin teminatı olduğu senet üzerine yazılmak suretiyle ya da yazılı bir belge ile ispatlanması gerekir (HGK"nun 06.03.2013 tarih ve 2012/12-768 E, 2013/312 K. sayılı ve yine HGK"nun 20.06.2001 T. ve 2001/12-496 sayılı kararları). Somut olayda takip dayanağı 35.000,00 TL bedelli bononun arka yüzünde “iş bu senet 334,67 gr has altın karşılığıdır” ibaresinin yer aldığı, alacağın varlığının şarta bağlandığı veya senedin teminat senedi olduğuna dair bir kayıt bulunmadığı görülmektedir. Her ne kadar alacaklı cumhuriyet savcılığında verdiği ifadesinde, borçlulara 334,67 gram ağırlığında külçe altın verdiğini, borçluların da teminat olarak takip dayanağı senedi düzenlediklerini beyan etmiş ve mahkemece alacaklının bu beyanı esas alınarak senedin teminat senedi olduğu kabul edilmiş ise de, alacaklının takip dayanağı bononun teminat olduğuna yönelik beyanı temel hukuki ilişkiyi açıklamaya yönelik olup sözkonusu beyanın kambiyo senedi vasfını etkileyecek nitelikte alacağın şarta bağlandığı ya da tahsilinin yargılamayı gerektirdiği şeklinde yorumlanması mümkün değildir. O halde, mahkemece, borçluların iddiasını İİK"nun 169/a maddesinde öngörülen bir belge ile ispat edemediği dikkate alınarak itirazın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18/04/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.