8. Hukuk Dairesi 2015/9455 E. , 2016/724 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İstihkak
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz eden tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire"ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR
Davacı 3. kişi vekili, borçlu şirketin....Büyükşehir Belediyesi"nden 30.04.2012 tarihinde,...Rekreasyon alanı altyapı ihalesini aldığını,bu firmanın ilgili idare ile yaptığı anlaşma çerçevesinde ihaleyi alan firma ile yaptıkları anlaşmaya istinaden alt yapı çalışmalarının bir kısmını alt yüklenici olarak müvekkili şirketin aldığını, 21.11.2012 tarihinde müvekkiline ait inşaat alanındaki bir kısım menkullerin haczedildiğini, mahcuzlara ilişkin istihkak iddialarının kabulü ile hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı alacaklı vekili, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, asıl takibin yapıldığı... İcra Hukuk Mahkemeleri"nde bu davanın açılması gerektiğini, öncelikle yetkisizlik kararı verilmesini istemiş; ayrıca, haczedilen malların takip borçlusuna ait olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece tüm dosya kapsamına göre; istihkak iddiasında bulunan 3. kişinin 2004 sayılı Yasa"nın 97/a maddesinde düzenlenen ve alacaklı lehine olan mülkiyet karinesinin aksini ispat ettiği gerekçesiyle davanın kabulü ile menkuller üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı istihkak davası niteliğindedir.
1- Dava, 6100 sayılı HMK’nun yürürlüğe girmesinden sonra 23.11.2012’de açılmıştır. 1086 sayılı HUMK’nun 512/1. maddesine göre eşyanın bulunduğu ya da icra takibinin yapıldığı yer mahkemesinde istihkak davasının açılabileceği açıkça düzenlenmiştir. Bu özel yetki kuralı HUMK"nun 9. maddesindeki genel yetki kuralına ayrıcalık oluşturmakla birlikte genel yetki kuralını ortadan kaldırmadığı ve İİK’nun 50. maddesi gereğince de HUMK’nun yetkiye ilişkin hükümleri takip hukukunda da uygulandığı için, hacizden doğan istihkak davaları genel yetki kuralınca, Yasa"da ayrıca düzenlenmiş olmadıkça (taşınmazlarda ve
ve iflastaki istihkak davası gibi) davalının yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir, özel yetki kuralı uyarınca da; haciz icra takibinin yapıldığı yerde uygulanmış ise bu yer, talimat aracılığı ile uygulanmışsa hacizli malın bulunduğu yer ya da icra takibinin yapıldığı yer, icra mahkemesinde açılabilirdi (HUMK’nun 512/1, 9, İİK’nun md. 97–99. maddeleri).
Eldeki dava, 6100 sayılı HMK yürürlüğe girdikten sonra açılmış olup bu Kanun’da 1086 sayılı HUMK’nun 512. maddesine paralel bir düzenleme getirilmemiştir. Bu durumda İİK’nun yetkiye ilişkin 4, 50. maddeleri ve 6100 sayılı HMK’nun 5, 6. maddeleri uyarınca genel yetki kuralının uygulanması gerekir. Buna göre istihkak davalarının asıl icra takibinin yapıldığı yer mahkemesi ile davalının yerleşim yeri mahkemelerinde açılması mümkündür. HMK’nun 7/1. maddesi gereğince, davalının birden fazla olması halinde davanın, bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılması mümkündür. Aksi halde yetki itirazında bulunulmuşsa HMK’nun 19, 331. maddeleri uyarınca yetkisizlik kararı verilmesi gerekir.
Davalı alacaklı taraf cevap dilekçesinde, süresi içerisinde usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunmuştur. Davalı alacaklı şirketin yerleşim yeri İstanbul sınırları içinde kaldığı gibi, asıl icra takibinin yapıldığı yer de İstanbul"dur. Açıklanan ilkeler doğrultusunda, Mahkemece, yetkisizlik kararı verilmesi gerekirken, tahkikat aşamasına geçilerek karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün İİK"nun 366. ve HUMK"nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek olmadığına, taraflarca İİK"nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 546,90 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 21.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.