Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/12177 Esas 2017/1233 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/12177
Karar No: 2017/1233
Karar Tarihi: 16.02.2017

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/12177 Esas 2017/1233 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacı, davalının tehdit, hakaret ve sıkıştırmaları sonucu borcu olmadan davalıya 620.000 TL değerinde 3 adet senet verdiğini ve bunların takibe konulduğunu iddia ederek, borcu olmadığının tespitine karar verilmesi için menfi tespit davası açmıştır. Ancak mahkeme, davanın süresinde açılmadığı ve davacının senetlerin tehdit altında alındığını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Bunun üzerine davacı, temyiz başvurusunda bulunmuştur. Yargıtay da, hak düşürücü sürenin dolduğu ve davacının iddiasını ispat edemediği gerekçesiyle verilen kararın yanlış olduğunu belirterek hükmün bozulmasına karar vermiştir.
BK. m. 31 (TBK. m. 39): Hak düşürücü süre.
19. Hukuk Dairesi         2016/12177 E.  ,  2017/1233 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı asil ... ile davacı vekili Av. ... ve davalı vekili Av. ... gelmiş olduğundan duruşmaya başlanarak hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    -KARAR-
    Davacı vekili, davalının müvekkilinin kardeşi olduğunu ve müvekkilini sürekli sıkıştırdığını, tehdit ettiğini, müvekkilinin de davalının taciz, tehdit, hakaret ve sıkıştırmaları son bulur düşüncesi ile herhangi bir borcu olmamasına rağmen davalıya 3 adet toplam 620.000,00 TL bedelli senet verdiğini, davalının bu senetleri takibe koyduğunu iddia ederek müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davacının iddialarının doğru olmadığını, müvekkilinin davacıya borç para verdiğini ve bunun karşılığından dava konusu senetlerin düzenlendiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, davanın 620.000,00 TL bedelli üç adet senetten dolayı menfi tespit davası olduğu, davacının tehdit altında bu senetleri davalıya verdiğini iddia ettiği, ancak senetlerin tanzim edilme tarihinden itibaren 1 yıl içinde eldeki davanın açılmadığı, öte yandan davanın süresi içinde açıldığı kabul edilse bile davacının, davalı tarafından senetlerin tehdit altında, hukuka aykırı olarak alındığını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
    Dava, bonolardan dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davacı bonoların tehdit ile alındığını iddia etmiş, mahkemece davanın BK. m. 31 (TBK. m. 39) uyarınca 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmadığı ve tehdit olgusunun ispatlanamadığı gerekçesi ile reddine karar verilmiştir. Ancak BK. m. 31’de öngörülen bir yıllık hak düşürücü sürenin re’sen ve öncelikle dikkate alınması gerekmektedir. Hak düşürücü süre dolmuş ise başkaca bir araştırmaya gerek kalmaksızın bu sebeple davanın reddi gerekir. Mahkemece hem hak düşürücü sürenin dolduğu, hem de esastan davacının iddiasını ispat edemediği gerekçesi ile, başka bir deyişle hem usulden hemde esastan iki ayrı gerekçe ile davanın reddi doğru değildir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdiren 1.480,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 16/02/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.