10. Hukuk Dairesi 2014/5823 E. , 2014/24807 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ankara 3. İş Mahkemesi
Tarihi :05.11.2013
No :2013/1161-2013/1170
İzinle Türk vatandaşlığını kaybeden davacı, askerlik süresini borçlanma hakkı olduğunun tespiti ile aksine Kurum işleminin iptalini istemiştir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi .. tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Eldeki davada; 403 sayılı Kanunun 20’nci maddesi gereğince Bakanlar Kurulu’nun 29.11.1993 gün ve 1993/5055 sayılı kararıyla Türk vatandaşlığından çıkmasına izin verilen ve çıkma belgesini teslim aldığı 16.08.1994 tarihi itibarıyla Türk vatandaşlığını yitiren davacının, askerlik süresinin tamamını borçlanmaya hakkı olduğunun tespiti ile talep tarihinde Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmadığı gerekçesiyle borçlanma istemini reddeden Kurum işleminin iptalini istemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne dair karar verilmiştir.
403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanununun 20’nci maddesinde, herhangi bir nedenle yabancı bir devlet vatandaşlığını kazanan kimseler yönünden Türk vatandaşlığından çıkma izninin İçişleri Bakanlığınca verilebileceği hüküm altına alındıktan sonra 06.07.2004 günü Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5203 sayılı Kanunun 1’inci maddesi ile değişik “Yabancı Muamelesi Ve Saklı Tutulan Haklar” başlıklı 29’uncu maddesinde; bu Kanun gereğince Türk vatandaşlığını kaybeden kişilerin, kayıp tarihinden başlayarak yabancı muamelesine tâbi tutulacağı, ancak doğumla Türk vatandaşı olup da, İçişleri Bakanlığından vatandaşlıktan çıkma izni alanların ve bunların vatandaşlıktan çıkma belgesinde kayıtlı ergin olmayan çocuklarının; Türkiye Cumhuriyetinin millî güvenliğine ve kamu düzenine ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla, askerlik hizmetini yapma yükümlülüğü ve seçme - seçilme, kamu görevlerine girme ve muafen araç veya ev eşyası ithal etme hakları dışında, sosyal güvenliğe ilişkin kazanılmış hakları saklı kalmak ve bu hakların kullanımında ilgili kanunlardaki hükümlere tâbi olmak koşuluyla Türk Vatandaşlarına tanınan haklardan aynen yararlanmaya devam
edecekleri yönünde düzenleme yapılmış olup; her ne kadar 12.06.2009 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanmasıyla yürürlüğe giren 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanununun 47’nci maddesiyle, söz konusu 403 sayılı Kanun yürürlükten kaldırılmış ise de; mülga 20’nci maddedeki düzenlemeye 5901 sayılı Kanunun “Türk vatandaşlığından çıkma” başlığını taşıyan 25’inci maddesinde, yine mülga 29’uncu maddedeki hükme ise, 5901 sayılı Kanunun “Çıkma izni almak suretiyle Türk vatandaşlığını kaybeden kişilere tanınan haklar” başlıklı 09.05.2012 tarih ve 6304 sayılı Yasanın 14.maddesiyle değişik 28’inci maddesinde bir düzenlemeye yer verilmiştir.
506 sayılı Kanunun 29/7/2003 tarih ve 4958 sayılı Kanunun 34. maddesi ile değişik 60/F bendinde; “Bu Kanuna göre sigortalı olarak tescil edilmiş bulunanların, er olarak silâh altında veya yedek subay okulunda geçen sürelerinin tamamını veya bir kısmını, kendilerinin veya hak sahiplerinin yazılı talepte bulunmaları halinde ve bu Kanunun 78 inci maddesi ile belirlenen prime esas kazancın alt sınırının talep tarihindeki tutarı üzerinden hesaplanacak malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primlerini tebliğ tarihinden itibaren altı ay içinde ödemeleri şartı ile borçlandırılır, altı ay içinde primi ödenmeyen borçlanma süreleri hizmetten sayılmaz.
Ancak Kanunla kurulmuş bulunan diğer sosyal güvenlik kuruluşları mevzuatına göre sigortalı veya iştirakçi olanlar hakkında yukarıdaki fıkra hükmü uygulanmaz,” şeklinde 506 sayılı Kanun kapsamında askerlik süresinin borçlanılması düzenlenmiştir.
Yine 1479 sayılı Kanunun Ek 9. maddesinde gerek 1479 sayılı Kanun kapsamındaki sigortalılar gerek ise 2926 sayılı Kanun kapsamındaki sigortalıların askerlik borçlanması “Bu Kanun ile 2926 sayılı Kanun ve bu kanunlarda değişiklik yapan kanunlara göre sigortalı olanlar, askerlikte er olarak geçen hizmet süreleri ile yedek subay okulunda geçen sürelerinin tamamını borçlanabilirler. Ölümü halinde sigortalı olanların hak sahipleri de borçlanma talebinde bulunabilirler….” şeklinde düzenlenmiştir.
5510 sayılı Kanunun 41.maddesinin (b) bendinde de; “Bu Kanuna göre sigortalı sayılanların;
…
b) Er veya erbaş olarak silâh altında veya yedek subay okulunda geçen süreleri,…
kendilerinin veya hak sahiplerinin yazılı talepte bulunmaları ve talep tarihinde 82 nci maddeye göre belirlenen prime esas günlük kazanç alt ve üst sınırları arasında olmak üzere, kendilerince belirlenecek günlük kazancın % 32"si üzerinden hesaplanacak primlerini borcun tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde ödemeleri şartı ile borçlandırılarak, borçlandırılan süreleri sigortalılıklarına sayılır” şeklinde askerlik süresi borçlanması şartları düzenlenmiştir.
Gerek mülga 403 sayılı Kanunun 29’uncu, gerekse 5901 sayılı Kanunun 6304 sayılı Yasayla değişik 28’inci maddesinde; doğumla Türk vatandaşı olup da, İçişleri Bakanlığından çıkma izni alarak Türk vatandaşlığını yitirenlerin, sosyal güvenliğe ilişkin kazanılmış hakları saklı tutularak, anılan kişilerin, bu hakların kullanımında ilgili kanunlardaki hükümlere tâbi olmak koşuluyla Türk vatandaşlarına tanınan haklardan aynen yararlanmaya devam edecekleri kabul edilmiş, böylelikle, çıkma izni almak suretiyle Türk vatandaşlığını kaybeden kişiler yönünden kazanılmış haklar koruma altına alınmıştır. Kişinin bulunduğu statüden doğan, kendisi yönünden kesinleşmiş ve kişisel niteliğe dönüşmüş olan hak niteliğindeki “kazanılmış hak”, hukuk devleti kavramının temelini oluşturan en önemli unsurlardandır ve kazanılmış hakları ortadan kaldırıcı nitelikte sonuçlara yol açan yorumlar; Anayasa’nın, Cumhuriyetin niteliklerinin belirtildiği 2’nci maddesinde yer alan, Türkiye Cumhuriyetinin, sosyal bir hukuk devleti olduğu yönündeki hükmüne aykırılık oluşturacağı gibi, toplumsal kararlılığı ve hukuksal güvenceyi ortadan kaldırarak belirsizlik ortamının doğmasına neden olacağından kabul edilemez.
Yukarıda açıklanan hususlar ile birlikte; gerek 506 sayılı Yasanın 60/F maddesi, gerek 1479 sayılı Ek 9. maddesi, gerek ise 5510 sayılı Yasanın 41/b maddesindeki askerlik süresinin borçlanılmasına ilişkin düzenlemelerde, askerlik süresinin borçlanmasının anılan Kanunlar kapsamında yapılabilmesi için askerlik borçlanması için istemde bulunan kişinin anılan Kanunlar kapsamında sigortalı olması gerekmektedir.
Tüm bu açıklamalar ve yasal düzenlemeler ışığı altında yapılan değerlendirme sonunda; Türk vatandaşlığından izinle çıkan ve askerlik borçlanma başvurusunda bulunduğu tarihte Türk vatandaşı olmayan kişilerin istemlerinin, Türkiye’deki sigortalılık tescili araştırılarak, sigortalılık tescilinin bulunması halinde ise ilgili Kanun kapsamına göre askerlik süresini borçlanma hakkı tanınmalıdır.
Mahkemece, davacının, Türkiye’de tescil edilmiş sigortalılığı bulunup bulunmadığı, araştırılıp, elde edilecek sonuca göre hangi Kanun kapsamında askerlik süresinin borçlanma hakkının bulunduğunun belirlenmemesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
S O N U Ç : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 25.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.