
Esas No: 2019/4847
Karar No: 2022/695
Karar Tarihi: 10.02.2022
Danıştay 4. Daire 2019/4847 Esas 2022/695 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 4. Daire Başkanlığı 2019/4847 E. , 2022/695 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2019/4847
Karar No : 2022/695
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, … Metal Yapı Turizm Tekstil Taşımacılık Sanayi ve Limited Şirketi'nin ödenemeyen vergi borçlarının tahsili amacıyla, kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen … tarih ve … , … ve … sayılı ödeme emirlerinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Danıştay bozma kararı üzerine Vergi Mahkemesince verilen kararda; dava konusu ödeme emirlerinden … sayılı ödeme emri yönünden, borcun asıl amme borçlusu şirket nezdinde kesinleşmiş olmadığı dolayısıyla, hukuka uyarlık bulunmadığı, … ve … sayılı ödeme emirleri yönünden ise, asıl amme borçlusu şirket hakkında mal varlığı araştırması yapılmaksızın davacı adına gönderilen ödeme emirlerinde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, idarece yapılan işlemlerin hukuka uygun olduğu, aksi yöndeki kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
Temyiz dilekçesinde belirtilen hususlar, kararın, … sayılı ödeme emrine ilişkin hüküm fıkrasının bozulmasını sağlayacak nitelikte görülmemiştir.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 10. maddesinde, tüzel kişilerle, küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde bunlara düşen ödevler kanuni temsilcileri, tüzel kişiliği olmayan teşekkülleri idare edenler ve varsa bunların temsilcileri tarafından yerine getirileceği, bu ödevleri yerine getirmemeleri yüzünden mükelleflerin veya vergi sorumlularının varlığından tamamen veya kısmen alınamayan vergi ve buna bağlı alacakların, kanuni ödevlerini yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınacağı; 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 54. maddesinde, ödeme müddeti içinde ödenmeyen amme alacağının tahsil dairesince cebren tahsil olunacağı, cebren tahsilin, amme borçlusu tahsil dairesine teminat göstermişse, teminatın paraya çevrilmesi yahut kefilin takibi, amme borçlusunun borcuna yetecek miktardaki mallarının haczedilerek paraya çevrilmesi, gerekli şartlar bulunduğu takdirde borçlunun iflasının istenmesi yöntemlerinden biriyle yapılacağı; olay tarihinde yürürlükte olan 55. maddesinde, amme alacağını vadesinde ödemeyenlere, 7 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir ödeme emriyle tebliğ olunacağı belirtilmiş; 58. maddesinde, kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahsın böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı iddiasını öne sürerek dava açabileceği; 62. maddesinde de, borçlunun, mal bildiriminde gösterilen veya tahsil dairesince tespit edilen borçlu veya üçüncü şahıslar elindeki menkul malları ile gayrimenkullerinden, alacak ve haklarından amme alacağına yetecek miktarının tahsil dairesince haczolunacağı belirtilmiştir.
Yukarıdaki mevzuat hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden; asıl amme borçlusundan tahsil imkanı kalmadığı anlaşılan amme borcu için kanuni temsilcilerin sorumluluğuna gidilebileceği, asıl amme borçlusunun mal varlığının bulunmasının tahsil imkanına doğrudan işaret etmediği, söz konusu mal varlığının amme alacağını karşılamaya yetecek düzeyde olmadığının anlaşılmasının yeterli olduğunun düzenlendiği anlaşılmaktadır.
Olayda; dosya içeriği bilgi ve belgelerden, amme alacağını karşılayacak miktarda mal varlığı bulunmadığı anlaşılan, asıl amme borçlusu şirketin kanuni temsilcisi hakkında takip işlemlerinin yapılmasında hukuka aykırılık, Mahkeme kararında isabet bulunmamaktadır.
Öte yandan, söz konusu ödeme emirlerine ilişkin olarak, borcun kesinleşmesiyle ilgili diğer hususların araştırılarak bir karar verilmesi gerektiği tabidir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kısmen kabul, kısmen reddine,
2. Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:... sayılı kararının, … sayılı ödeme emrine ilişkin hüküm fıkrasının ONANMASINA,
3. Mahkeme kararının … ve … sayılı ödeme emirlerine ilişkin hüküm fıkrasının BOZULMASINA,
4. Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
5. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş (15) gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 10/02/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.