1-Miktar ve değeri temyiz kesinlik sınırını aşmayan taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararlar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 427/2. maddesi uyarınca temyiz edilemez.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 06.06.1975 gün ve 1975/6-8 sayılı içtihadında, 5521 sayılı yasada açık düzenleme olmamakla birlikte, bu yasanın 15. maddesindeki düzenleme gereği 1086 sayılı Kanun"un 427/2. maddesindeki kesinlik sınırının iş mahkemelerinde verilen kararlarda da uygulanması gerektiği, grup halinde açılan davaların salt iş mahkemelerine özgü bir dava türü olmadığı, bu nedenle seri olarak açılan davalarda her dosya için kesinlik sınırına bakılması gerektiği açıkça belirtilmiştir.
Dosya içeriğine göre temyize konu edilen alacak miktarı hüküm tarihi itibariyle 1.540,00 TL"lik kesinlik sınırı kapsamında kaldığından davalının temyiz isteminin reddine,
2-Davacının temyizine gelince;
Davacı vekili, davacının, davalının alt işvereni .... Ltd. Şti."nde 18.11.2007 tarihinde çalışmaya başladığını, Nakliyat İş Sendikası ile dava dışı .... Ltd. Şti. arasında 26.12.2007 tarihinde toplu iş sözleşmesi imzalandığını, toplu iş sözleşmesinin ücret, ikramiye, yakacak yardımlarını düzenlediğini, yürürlük süresinin 15.03.2007-14.03.2009 olduğunu, davacının davalı işyerindeki altı aylık çalışma süresini doldurmadığından iş güvencesi hükümlerinden yararlanamadığını, ancak işten çıkarılan yaklaşık 150 işçinin Üsküdar İş Mahkemesi"nde açtıkları işe iade davasının kabul edildiğini, yapılan feshin sendikal nedene dayandığının da tespit edildiğini, davacının davalı .... A.Ş."ne ait işyerinde çalışmasını sürdürmekte iken 02.01.2008 tarihinde işyerine geldiğinde ....Ltd. Şti. kadrosunda olup sendikadan istifa etmeme konusunda direnen işçilerin tamamı gibi işyeri güvenlik kapısından içeri alınmadığını, böylelikle işbaşı yapmasının fiili olarak engellendiğini, davalı ....A.Ş.’nin eskiden alt işveren işçisi olarak istihdam edilen personeli doğrudan kendi personeli olarak işe almada Nakliyat İş Sendikası’ndan istifa etmelerini şart koştuğunu, istifa eden ya da Türk
Metal iş sendikası’na üye olan işçilerin doğrudan ..... A.Ş. kadrolu personeli olarak işe başlatıldığını, toplu iş sözleşmesi hükmü uyarınca davacının işe başlama tarihinden itibaren uygulanıp 02.01.2008 tarihine kadar ödenmesi gereken aylık 300,00 TL ücret zammı, yıllık 120 günlük ikramiye, aylık 100,00 TL yakacak yardımının ödenmediğini belirterek, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla, ihbar tazminatı olarak 200,00 TL, sendikal tazminat olarak 200,00 TL, toplu iş sözleşmesine göre ücret farkları, ikramiye ve aylık yakacak yardımı olarak 200,00 TL olmak üzere toplam 600,00 TL alacağın faiziyle davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, kesin hüküm halini alan Üsküdar 1. ve 2. İş Mahkemelerinin kararına göre davacının dava dışı .....Ltd. Şti."nin işçisi olmayıp, davalı Arçelik A.Ş."nin işçisi olduğu, toplu iş sözleşmesinin ise dava dışı ...... Ltd. Şti."nin ile Nakliyat İş Sendikası arasında yapıldığı, .... A.Ş."nin iş yerlerinde bu sendikanın yetkili olmayıp, başka bir sendikanın yetkili olduğu, ayrıca davalı şirketin bağlı olduğu iş kolunun da farklı olduğu, davacının Nakliyat İş Sendikası ile yapılan toplu iş sözleşmesinin ve bu iş kolunda çalışan bir işçisi de olmadığından, bu toplu iş sözleşmesi hükümlerinden yararlanamayacağı, ancak davacının davalı ....A.Ş. işçisi olduğu, işyerinden haksız olarak çıkartıldığı ve çalışma süresine göre bilirkişi raporunda hesap edilen ihbar tazminatı tutarının ödenmesi gerektiği gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Uyuşmazlık, kesinleşen mahkeme kararı ile asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğunun tesbiti halinde, alt işveren işçisi olarak görünen işçinin alt işverenin imzaladığı toplu iş sözleşmesinden yararlanıp yararlanamayacağı noktasında toplanmaktadır.
Somut olayda, davalı ....A.Ş. ile dava dışı alt işveren .... Ltd. Şti."nin arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğu 14.12.2009 tarihinde kesinleşmiş emsal işe iade davaları ile sabittir. Davacının üyesi olduğu Nakliyat İş Sendikası ile dava dışı alt işveren Yıldıran İnşaat Yükleme Boşaltma Ltd. Şti. arasında imzalanan toplu iş sözleşmesi ise, 15.03.2007-14.03.2009 dönemi için yürürlüktedir. Asıl işveren-alt işveren ilişkisinin geçersiz olması durumunda, alt işverenin imzaladığı sözleşmenin uygulanma kabiliyetini yitireceğinin kabul edilmesi 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu"nda kabul edilen temel esaslara uygun görülmektedir. Ancak, asıl işveren-alt işveren konusunun düzenlenmesine hakim olan işçiyi korumak düşünceleri de dikkate alındığında, toplu iş sözleşmesinin hükümsüzlüğünün geçmişe etkili olmadığının, ileriye etkili olduğunun kabul edilmesi ve muvazaanın saptandığı tarihe kadar toplu iş sözleşmesinin geçerli sayılması gerekmektedir. Öte yandan, toplu iş sözleşmesinin baştan itibaren hükümsüzlüğü kabul edilse dahi, bir kimsenin kendi muvazaasından yararlanmaması esastır. Bu durumda, davacının, Nakliyat İş Sendikası ile dava dışı alt işveren ...... Ltd. Şti. arasında imzalanan toplu iş sözleşmesi hükümlerinden yararlanacağı açıktır. Ayrıca, kesinleşen emsal işe iade davalarında, işçilerin sendikal nedenlerle iş sözleşmelerinin feshedildiği de kabul edilmiştir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 16.03.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.