11. Ceza Dairesi 2016/8942 E. , 2019/7627 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Vergi Usul Kanununa muhalefet, tefecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet
I-Vergi Usul Kanununa muhalefet suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz nedenlerinin incelenmesinde;
2008 ve 2009 takvim yıllarında “sahte fatura düzenleme ve sahte fatura kullanma” suçlarından açılan kamu davasında, her bir takvim yılında işlenen sahte fatura düzenlemek ve kullanmak suçlarının birbirinden ayrı ve bağımsız suçları oluşturduğu, her takvim yılı ve suç için ayrı ayrı hüküm kurulması, ayrıca aynı takvim yılına ait birden fazla fatura düzenlenmesi ve kullanılması hâlinde zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği gözetilmeden ve hangi suçtan ve takvim yılından hüküm kurulduğu da belirtilmeksizin, sanığın eylemi tek suç kabul edilerek eksik ceza tayini aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamış; 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yargılama sürecindeki işlemlerin hukuka uygun olarak yapıldığı, iddia ve savunmada ileri sürülen görüşler ile delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışılarak değerlendirildiği, vicdanî kanının deliller ve dosyadaki bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, fiilin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, fiile uyan suç tipi ile yaptırımların doğru biçimde belirlenip uygulandığı, kurulan hükümlerde eleştiriler dışında bir aykırılık bulunmadığı anlaşılmış; sanığın temyiz nedenleri yerinde görülmemiş olduğundan, hükümlerin ONANMASINA,
II-Tefecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz nedenlerinin incelenmesine gelince;
Yapılan yargılamaya, toplanıp gerekçeli kararda gösterilerek tartışılan delillere, Mahkemenin oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, sanığın diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir, ancak;
1-Sanığın, Pos cihazlarını kullanım amaçları ve sözleşme koşulları dışında, kredi kartı sahiplerinin nakit ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla kullanmaktan ibaret eylemlerinin, hem TCK’nin 241. maddesinde düzenlenen tefecilik suçunu hem de 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu"nun 36. maddesinde düzenlenen gerçeğe aykırı olarak harcama belgesi düzenleme suçunu oluşturduğu anlaşılmakla, her iki suç için öngörülen cezaların aynı olması karşısında, 5237 sayılı TCK’nin 44. maddesi ve özel norm ilkesi önceliği gereğince sanık hakkında 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu"nun 36. maddesinde düzenlenen zincirleme şekilde gerçeğe aykırı olarak harcama belgesi düzenleme suçundan hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,
2-Hükümden sonra 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi"nin 08/10/2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile, 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
06.11.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.