11. Ceza Dairesi 2016/10525 E. , 2019/7625 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Sahte fatura düzenleme
HÜKÜM : Mahkumiyet
Sanık ... müdafiinin duruşmalı inceleme isteminin, hükmolunan cezanın türü ve süresine göre koşulları bulunmadığından, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 318. maddesi uyarınca reddine oy birliğiyle karar verildikten sonra gereği görüşüldü:
Sanık ... hakkında 13.08.2012 tarihli ... Vergi Dairesi Başkanlığı"nın mütalaası ile vergi suçu raporu ve vergi tekniği raporlarında belirtilen 2007 takvim yılında sahte fatura düzenlemek suçundan da suç duyurusunda bulunulduğu ve Karşıyaka Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 20.11.2012 tarih ve 2012/5770 esas sayılı iddianamesi ile bu takvim yılından da dava açıldığı ancak 2007 takvim yılına ilişkin herhangi bir hüküm kurulmadığı anlaşılmakla, zamanaşımı süresinde bu konuda mahallinde karar verilmesi mümkün görülmüştür.
Sanıklar hakkında 2008 takvim yılında sahte belge düzenlemek suçundan açılan kamu davasında; sanık ...’un savunmalarında, 2007 yılı sonunda şirket müdürlüğünden ayrıldığını, kendisi ayrıldıktan sonra şirket faaaliyetinin durdurulup durdurulmadığını bilmediğini, şirketi diğer sanığa devrettiğini ancak onunla herhangi bir ilgisi olmadığını, suçlamaları kabul etmediğini beyan etmesi, sanık ...’in savunmalarında ise; 2008 yılında herhangi bir faaliyette bulunmadığını, mal alıp satmadığını, söz konusu faturaları kendisinin düzenlemediğini, tüm evrakının muhasebecisi ...’da olduğunu, faturaların onun tarafından düzenlendiğini beyan etmesi ve vergi dairesinin, muhasebeci ...’un 30.01.2008 tarihinde faaliyetine son verdiği halde, 2008 yılı şubat ayında mükellef kuruma ait KDV beyannamesinde imzasının olduğunu tespit etmesi karşısında; gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespit edilmesi bakımından;
1- ...’un CMK’nin 48. maddesindeki çekinme hakkı hatırlatılarak tanık sıfatıyla beyanına başvurulması ve faturaların sanıklara ve tanığa gösterilerek yazı ve imzaların kendilerine ait olup olmadığının sorulması, kendilerine ait olmadığını söylemeleri halinde yazı ve imza örnekleri temin edilerek, faturalardaki yazı ve imzaların sanıklara ya da tanığa ait olup olmadığı konusunda uzman bir kurum veya kuruluştan rapor alınması,
a-) Faturalardaki yazı ve imzaların, ...’a ait olduğunun belirlenmesi halinde, bu kişi hakkında suç duyurusunda bulunulması ve dava açıldığı taktirde bu dava ile birleştirilmesi,
b-) Faturalardaki yazı ve imzaların sanıklara ve ...’a ait olmadığının anlaşılması halinde ise;
aa-) Faturaları kullandığı belirlenen şirketler hakkında karşıt inceleme raporu düzenlenip düzenlenmediğinin ilgili vergi dairesinden sorularak, düzenlenmiş ise onaylı örneklerinin getirtilmesi,
bb-) Bu mükellefler hakkında dava açılıp açılmadığının araştırılması; dava açılmış ise, dosyalarının getirtilerek incelenmesi ve bu davayla ilgili belgelerin onaylı örneklerinin çıkartılarak dosya içine konulması,
cc-) Faturaları kullanan şirket yetkilileri veya kişilerin, CMK"nın 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatılarak tanık sıfatıyla dinlenmesi; kendilerinden, sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıklarının, sanıkları tanıyıp tanımadıklarının ve faturaların alınması konusunda bir iştiraklerinin bulunup bulunmadığının sorulması,
c-)Gerektiğinde, faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi için;
aa-) Faturayı düzenleyen şirkete ait mal ve para akışını gösteren sevk ve taşıma irsaliyelerinin, teslim ve tesellüm belgelerinin, bedelinin ödendiğine ilişkin ticari teamüle uygun ve kanıtlama yeterliliği olan banka hesaplarının ve kasa mevcuduyla uyumlu geçerli belgelerin olup olmadığının araştırılması,
bb-) Daha sonra, faturaları düzenleyen şirket ile kullanan şirketler ve kişilerin ticari defterleri ve belgeleri üzerinde, sanık ...’un temyiz aşamasında sunduğu belgeler de dikkate alınarak karşılıklı bilirkişi incelemesi yaptırılması,
Sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanıkların hukuki durumlarının belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile hükümler kurulması,
2- Kabule göre de; hükümden sonra 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi"nin 08/10/2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile, 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanıkların durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekili, sanık ... müdafii ile sanık ...’in temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, 06.11.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.