MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Sahte fatura düzenlemek
HÜKÜM : Mahkumiyet

1-Haklarında 2008, 2009 ve 2010 takvim yıllarında sahte fatura düzenlemek suçlarından kamu davası açılan sanıklardan ...’ın; suçlamaları kabul etmediğini, kendisinin adı geçen firmalara iş yaptığını ancak fatura vermediğini, kendisinden fatura isteyen kişileri, yardımcı olabileceğini düşünerek tanıdığı olan diğer sanık ...’a yönlendirdiğini, ancak bu aşamadan sonra konuyla ilgili bir bilgisinin bulunmadığını savunması, sanık ...’ın ise şirketteki hisselerini 2007 yılında devrettiğini, bu devirden sonra şirketle bir bağlantısının kalmadığını, faturaların düzenlenmesinden haberdar olmadığını, ortağı olan...’u bazı iş yaptığı şirketlerle tanıştırdığını, kendisine gösterilen faturalardaki imza ve yazıların ise ortağı olan...’a ait olduğunu savunması, yargılama aşamasında dinlenen bazı mükelleflerin beyanlarında şirketin yeni sahibinden bahsedilmesi karşısında; gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespit edilmesi bakımından; ...’un açık kimlik ve adres bilgileri tespit edilip 5271 sayılı CMK"nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakkı da hatırlatılarak tanık sıfatıyla beyanına başvurulması ve gerektiğinde faturalardaki imza yazıların sanıklara ya da tanık...’a ait olup olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılmasından sonra, sanık ... bakımından 213 sayılı Kanunun 360. maddesindeki iştirak hükümleri de dikkate alınarak sanıkların hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik inceleme ile hükümler kurulması,
2-Kabule göre de; 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafiinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 06.11.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.