22. Hukuk Dairesi 2017/24103 E. , 2019/17723 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkili davacının depo görevlisi olarak davalı işyerinde 15/12/2008– 25/03/2015 tarihleri arasında çalıştığını, iş sözleşmesinin işveren tarafından haksız feshedildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili; davacının diğer arkadaşlarını kışkırtan davranışlar içine girdiğini, iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini, diğer alacak taleplerinin yerinde olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, yapılan yargılama sonucu toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.
Temyiz:
Kararı, davalı vekili kanuni süresi içerisinde temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacının fazla çalışma ücretine hak kazanıp kazanmadığı noktasında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Somut olayda hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının fazla çalışma ücret alacağı 26.01.2010- 08.06.2015 tarihleri arası tanık beyanları esas alınarak hesaplanmıştır. Mahkemece dinlenen davacı tanıklarından ...’in husumetli olduğu davalı aleyhine dava açtığı ve somut davada çıkacak sonuçtan menfaat elde edeceği tartışmasız olduğundan başka delillerle desteklenmeden tek başına husumetli tanık anlatımına itibar edilmesi mümkün değildir. Husumetli olmayan diğer davacı tanığın ise 2011 Mayıs-2014 Aralık arası çalıştığı belirtildiğinden hesaplamaya konu döneminin tamamında davacı ile birlikte çalışmadığı anlaşılmaktadır. Davalı tanıklarının ise işe giriş tarihi 2012 yılı olarak belirtilmiştir. Tanıklar ancak kendi çalışma dönemlerindeki çalışma şekli ile ilgili bilgi sahibi olabilirler ve tanıklıklarına ancak kendi çalışma dönemleri ile sınırlı olarak itibar edilebilir. Davacının tüm çalışma dönemi üzerinden tanık beyanlarına göre yapılan hesaplama ile fazla çalışma, ücret alacağının kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur. Bu durumda; tanıkların davalı işyerinde çalışma sürelerini gösteren Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtları temin edilmeli, davacı ile birlikte çalıştıkları sürelerle bağlı kalınarak dikkate alınarak fazla çalışma ücreti alacağı konusunda bir değerlendirme yapılmalıdır. Yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 30.09.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.