11. Hukuk Dairesi 2018/118 E. , 2019/4248 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi"nce verilen 10/12/2015 gün ve 2012/505-2015/1049 sayılı kararı bozan Daire"nin 03/10/2017 gün ve 2016/2192 - 2017/4986 sayılı kararı aleyhinde davalı ... Ltd. Şti. vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkili şirkete kasko sigorta poliçesi ile sigortalı bulunan 2010 model traktörün 07/11/2011 tarihinde zirai faaliyet amacıyla kullanıldığı esnada çalışır vaziyette iken elektrik kablolarında meydana gelen kısa devre sonucu yanmaya başladığını ve aracın tamamen yandığını, hasar bedeli olan 139.314,00 TL tazminatın hak sahibine ödendiğini, davalı ... şirketinin traktörün imalatçısı olup diğer davalının ise satıcı ve servis sağlayıcı konumunda bulunduğunu, yangın raporuna göre, traktörün elektrik kablolarının ısınıp şase yapması sonucu çıktığının belirlendiğini, imalat hatası bulunduğunu, diğer davalının da yetkili servis olduğunu, lambalarla ilgili arıza nedeniyle aracın servise getirildiğini, servis tarafından aracın elektrik aksamında tamirat yapıldığını, yangına bu kabloların sebebiyet verdiğini beyanla ödenen tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Arna Gıda Ltd. Şti vekili; traktörün yanmasına neden olan olayın imalat hatası ya da servis bakım hatası olduğu iddiasının ispatlanması gerektiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Davalı ... Ltd Şti vekili; dava konusu traktörde üretimden kaynaklı bir ayıp bulunmadığını, sigorta ettirenin kusurlu kullanımı sonucu olayın meydana geldiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; yangının üretim veya servis hizmetindeki eksiklik veya ayıptan kaynaklanmadığı, tamamen aracın talimatlara uygun olmayarak uzun süreli yüksek yüklenme oranı ile çalışması ve aracın aşırı ısınması sonucu ve dış faktörlerin etkisiyle meydana geldiği gerekçesiyle davanın reddine dair verilen kararın davacı vekili tarafından temyizi üzerine karar Dairemizce bozulmuştur.
Bu kez davalı ... Makineleri Ltd. Şti. vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Dava, 6762 sayılı TTK 1301. maddesi kapsamında açılan rücuen tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, rücu talebinin dayanağını oluşturan sigortalı araçta yangın nedeniyle meydana gelen hasarın talimatlara uygun olmayarak uzun süre çalışması ve aracın aşırı ısınması sonucu oluştuğu kabul edilerek davanın reddine karar verilmiş ve karar Dairemizin 2016/2192 E. 2017/4986 K. sayılı ilamıyla dosya kapsamında bulunan iki bilirkişi raporu arasındaki çelişkinin giderilmesi gerektiği ifade edilerek bozulmuştur.
Davalı distribütör firma John Deere Makineleri Ltd. Şti. cevap dilekçesinde; davacı ... şirketinin sigorta teminatı kapsamında bulunmayan bir hasar nedeniyle ödeme yaptığını ve hatır ödemesi mahiyetindeki ödemeye dayalı olarak rücu davası açamayacağını savunmuştur. Bu savunma niteliği itibariyle, davacının rücu hakkının olup olmadığı ve aktif dava ehliyetinin bulunup bulunmadığı yönünde bir savunma olduğundan, mahkemece yargılamanın her aşamasında dikkate alınması gereken bir husustur. TTK 1278. madde hükmüne göre, sigortacı hiçbir halde sigorta ettiren veya sigortadan faydalanan kimsenin kasdından veya aksi mukavelede yazılı değilse sigorta edilen malın ayıbından doğan hasarları tazmine mecbur olmaz. Somut olayda mahkemece, 6762 sayılı TTK 1278. maddesinin son bendi ve öncelikle imalat hatasının açıkça sigorta teminatı altına alındığının davacı tarafça ileri sürülmemiş olduğu gözetilerek işbu gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmiş olması doğru değil ise de; sonucu itibariyle doğru olan kararın Dairemizce onanması gerekirken 2016/2192 E. 2017/4986 K. sayılı ilamda yazılı gerekçelerle bozulmuş olması yerinde değildir. Bu durumda davalı ... Makineleri Ltd. Şti. vekilinin karar düzeltme itirazının kabulü ile Dairemizin 03.10.2017 tarih, 2016/2192 E. 2017/4986 K. sayılı bozma ilamının kaldırılarak yerel mahkeme kararının bu değişik gerekçeyle onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... Makineleri Ltd. Şti. vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin tarih, 03.10.2017 tarih, 2016/2192 E. 2017/4986 K. sayılı bozma ilamının kaldırılarak hükmün yukarıda açıklanan değişik gerekçeyle ONANMASINA, ödediği karar düzeltme harcının isteği halinde karar düzeltme isteyen davalı ... Ltd. Şti."ye iadesine, peşin harcın onama harcından mahsubuyla 15,20 TL"nin davacıdan alınmasına, 11/06/2019 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Dava, kasko sigorta poliçesine dayalı olarak sigortalıya yapılan ödemenin zarar sorumlularından rücuen tahsili istemine ilişkindir.
İşbu davada davacı sigortacı, poliçe kapsamında ödeme yapmasına neden olan zararlandırıcı sigorta olayının, bizatihi sigorta konusu traktördeki imalat hatasından kaynaklandığını ileri sürmüş, davalılar ve özellikle karar düzeltme isteminde bulunan davalı yan ise poliçeye konu traktördeki yangının kullanım hatasından kaynaklandığını, bu nedenle teminat dışı olduğunu, sigortalı traktörde hiçbir imalat hatası bulunmadığını savunmuş, davanın hiçbir aşamasında 6762 sayılı TTK’nın 1278. maddesi çerçevesinde ve iddianın ileri sürülüş biçimine gore davacı sigortacının rücu hakkı bulunmadığını ileri sürmemişlerdir.
TTK’nın 1278. maddesi, sigortacının “mukavelede aksine hüküm bulunmaması halinde” sigortalı malın ayıbından kaynaklanan hasarları tazmine mecbur olmadığını hüküm altına almıştır. Bu bağlamda, mezkur kanun hükmünün, konumuzla ilgisi itibariyle, emredici nitelikte bir hüküm olmadığı, sigortacı ile sigorta ettirenin sözleşme ile aksini kararlaştırılabilecekleri açıktır.
Öte yandan, davada uygulanması gereken HMK’nın 25. maddesi, kanundaki istisnalar dışında, hakimin iki taraftan her birinin söylemediği şeyi kendiliğinden dikkate alamayacağı, hatırlatmada bile bulunamayacağı hükmünü haizdir.
Her ne kadar, aktif husumet ehliyetinin varlığı bir dava şartı ve davanın her aşamasında nazara alınabilir nitelikte ise de yukarda da değinildiği üzere, davanın hiçbir aşamasında, davalı yanca, davacı sigortacı ile davadışı sigorta ettiren arasındaki sigorta sözleşmesinde aksi kararlaştırılmadığı yolunda bir savunma söz konusu olmadığı için malın ayıbından kaynaklanan hasarların teminat dışı olması nedeniyle sigortacının rücu hakkının bulunmadığı, buna bağlı olarak aktif husumet ehliyetinin var olmadığı sonucuna varılamaz. Mahkemenin imalat hatası bulunmadığına ilişkin hükmü davalılarca gerekçe yönünden temyiz edilmemiş, temyize cevap verilirken bu yönde bir savunmaya yer verilmemiş, imalat hatasının varlığına işaret eden Dairemiz bozma kararına vaki karar düzeltme dilekçesinde de bu hususa hiç değinilmemiş, aksine dava boyunca savunulduğu üzere sigortalı malda hiçbir imalat hatası bulunmadığı ileri sürülmüştür.
Şu halde, davalılarca da benimsenmiş kabul edilmesi gereken ve kendilerince ileri sürülmeyen bu hususlara ilişkin olarak aktif husumet değerlendirmesi yapılması usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenlerle, Dairemiz çoğunluğunun karar düzeltme isteminin kabulüne ilişkin kararına katılamıyorum.