22. Hukuk Dairesi 2017/24097 E. , 2019/17719 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin 02/03/2010-11/02/2015 tarihleri arasında davalı belediye nezdinde şoför olarak çalıştığını iş sözleşmesinin haksız feshedildiğini, kıdem tazminatının ödendiğini, ödenmeyen ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti ve fazla çalışma ücret alacağının davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, yıllık izinlerinin kullandırıldığını, fazla çalışma ve ulusal bayram-genel tatil çalışma karşılığı ücretlerinin ödendiğini, alacaklardan yüklenicinin sorumlu olduğunu, belirlenebilir alacakların belirsiz açılmasında hukuki yararı bulunmadığından davanın usulden reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, yapılan yargılama sonucu toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne fazla çalışma ücret alacağının reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında davacının fazla çalışma yapıp yapmadığı ve yapmışsa miktarının ne olduğu konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma ücreti hesaplanırken fazla çalışma tahakkuku olup da ihtirazı kayıtsız imzalanan bordrolar ile yine fazla çalışma tahakkuk olan ancak imzasız olmakla beraber banka kanalıyla ödendiği ispat edilen bordroların dikkate alınması gereklidir. Bu noktada ilk grup bordrolar yönünden aksi yazılı delille ispatlanmadıkça bordro döneminin dışlanması, ikinci grup bordrolar açısından ise banka kanalıyla yapılan fazla çalışma ödemelerinin yapılacak hesaplamadan mahsup edilmesi gereklidir.
Somut olayda, müvekkilinin fazla çalışma yaptığını iddia eden davacı vekili tarafından yazılı işyeri kayıtlarına dayanılmış ancak dosyaya işyeri giriş çıkış çizelgeleri ve puantaj kayıtları sunulmamıştır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda tahakkuk bulunan imzalı olmayan 2014 yılı bordrolar fazla çalışma ücreti alacağına ilişkin hesaplamadan dışlanarak hesaplama yapılmış ise de imzasız bordroların banka kanalı ile ödenip ödenmediği araştırılmamıştır. Mahkemece davacının kendisi gibi işçilik alacağı davası açan ve açacağını söyleyen tanık beyanları dışında başka bir delil ile fazla çalışma iddiasını ispatlayamadığı, Belediye Mimar ve Müdürlerinin görev nakil aracı minübüs şoförü olarak çalışması dikkate alındığında görevinin devlet memurlarının mesai düzenleri ile birlikte değerlendirildiği yaptığı işin mahiyeti gereği de fazla çalışmayı delillendiremediği gerekçesi ile talebin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Oysa banka kayıtları getirtilerek imzasız olan bordrolardaki fazla çalışma ücret tahakkuklarının ödenip ödenmediğinın tespitinden sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-Taraflar arasında davacının yıllık izin ücreti alacağı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu"nun 59. maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir sebeple sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada sözleşmenin sona erme şeklinin ve haklı olup olmadığının önemi bulunmamaktadır.
Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü, işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile ispatlamalıdır. Bu konuda ispat yükü üzerinde olan işveren, işçiye yemin teklif edebilir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 31. maddesinde, hakimin davayı aydınlatma ödevi düzenlenmiş olup madde uyarınca, hakim uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabileceği, soru sorabileceği ve delil gösterilmesini isteyebileceği düzenlenmiştir.
Somut olayda, hükme esas alınan bilirkişi raporunda; davacının 02/03/2010-11/02/2015 tarihleri arasında (1807 gün ) 4 yıl 11 ay 17 gün çalıştığı ve 56 gün izin hakkı bulunduğu kabul edilerek hesaplanan yıllık izin ücret alacağı mahkemece hüküm altına alınmıştır. Davacının çalıştığı tüm süre boyunca izin kullanmaması hayatın olağan akışına aykırıdır. 6100 Sayılı HMK 31. maddesi uyarınca hakimin davayı aydınlatma ödevi kapsamında davacının dört yıl boyunca izin kullanıp kullanmadığı hususu açıklattırılarak davacı beyanı ile birlikte tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine 30.09.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.