(Kapatılan)16. Hukuk Dairesi 2017/5727 E. , 2021/3623 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; "Mahkemece yapılan inceleme ve araştırmanın hüküm kurmak için yeterli olmadığı belirtilerek, öncelikle keşif mahallinde dinlenen mahalli bilirkişiler dava konusu taşınmazın sınırlarını ve halen kim tarafından kullanıldığını bilmediklerini beyan ettiklerinden, dava konusu taşınmazın bulunduğu yöreyi iyi bilen, başka köyden yaşlı bilirkişilerin tespit edilmesi ve tanıkların da aynı şekilde yöreyi iyi bilen ve başka köyden taraflarca tespit edilmesinin sağlanması, bölgeye ait memleket haritasının merciinden istenilmesi, dava konusu taşınmazlara ait dayanak tapu veya vergi kayıtlarının getirtilmesi, komşu taşınmazlara ait tapu kayıtları ve kadastro tutanakları ve özellikle mera olduğu iddia edilen 118 ada 26 parsel sayılı taşınmaz ile başka bir köy sınırlarında kalan ve mera olduğu iddia olunan 117 ada 5 parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanaklarının getirtilmesi, köyün kuruluş tarihinin ... Bakanlığından sorularak köyün kadim ya da muhdes olup olmadığının saptanması ve mahallinde yapılacak keşifte, elde edilen belgelerin mahalli ve uzman bilirkişiler eşliğinde uygulanması ve krokiye bağlanması, çevre taşınmazlara ait kayıtlar da uygulanarak dava konusu yeri ne şekilde okuduğu ve uzman bilirkişiler aracılığıyla, çevre taşınmazlarla toprak yapısı, bitki örtüsü itibari ile kıyaslanarak mera özelliği gösterip göstermediğinin, bu suretle uyuşmazlığa konu yerin niteliğinin saptanması ve sonucuna göre karar verilmesi” gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili ve davacı ... Belediye Başkanlığı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı ... ve birleşen dosya davacısı ... Köyü Muhtarlığı, kadastro çalışmaları sırasında davalı adına tespit ve tescil edilen 118 ada 12 parsel sayılı taşınmazın bir bölümünün mera olduğunu belirterek, evveliyatı mera olan bölümünün tapusunun iptali ile mera olarak sınırlandırılmasını ve bu kısma elatmanın önlenmesini talep etmişlerdir. Mahkemece, taşınmazın uzun yıllardır tarla olarak kullanıldığı, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olmadığı ve kamu malı niteliğinde mera da olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm kurmak için yeterli olmadığı gibi, bozma ilamına uyulduğu halde bozma ilamının gerekleri de tam olarak yerine getirilmemiştir. Bozma ilamına uyulmakla, taraflar yararına usuli müktesep hak oluşacağından bu hakkın zedelenmemesi için bozma gereklerinin tam ve eksiksiz olarak yerine getirilmesi zorunludur. Bir arazinin niteliğinin, imar-ihyaya muhtaç yerlerden ise imar ihyanın tamamlandığı tarihin, üzerinde sürdürülen zilyetliğin süresinin ve sürdürülüş biçiminin belirlenmesinde en önemli delil hava fotoğraflarının incelenmesi olduğu halde, hava fotoğraflarından yararlanılmamış; çekişmeli taşınmaz ile çevresindeki mera parseli arasında ayırıcı unsur bulunup bulunmadığı, taşınmazın mera parselinden ne şekilde ayrıldığı belirlenmemiş; tanık beyanlarında çekişmeli taşınmazın komşusu köy merası olarak kullanılan alan bulunduğu belirtildiği halde, hava fotoğrafları üzerinde taşınmaz sınırları ile mera olarak kullanıldığı belirtilen yerin sınırları işaretlenmemiş, taşınmazın meradan açma veya meranın devamı niteliğinde olup olmadığı hususunda ayrıntılı, gerekçeli ve yan görünüş (kesit) krokisi ile desteklenmiş rapor aldırılmamış ve hüküm kurmak için yeterli ve elverişli olmayan tanık beyanları ve bilirkişi raporları esas alınarak hüküm kurulması cihetine gidilmiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak hüküm kurulamaz.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece, öncelikle Harita Genel Müdürlüğü web sitesinin harita sorgulama sayfasına girilerek, taşınmazın bulunduğu Köyü/Mahalleyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafı bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya arasına alınmak suretiyle, buradan elde edilen verilere göre tespit tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ilişkin farklı dönemlerde çekilmiş stereoskopik hava fotoğraflarının en az üç tanesi tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğü"nden getirtilerek dosya arasına konulmalı, bu hava fotoğrafları kullanılarak üretilmiş memleket haritaları ile temin edilebilen en eski ve yeni tarihli uydu fotoğrafları ile komşu parsellere ait tespit tutanakları ve dayanak belgeler celp edilerek dosya ikmal edildikten sonra mahallinde, taşınmazın bulunduğu köyde ve komşu köyde ikamet eden, taşınmazın bulunduğu yöreyi bilen, davada yararı bulunmayan kişiler arasından arasında seçilecek yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile jeodezi ve fotogrametri mühendisi, fen bilirkişisi ve üç kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulunun katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve bu keşif sırasında dava konusu taşınmazın öncesinin geleneksel biçimde kullanılan kadim mera olup olmadığı, dava konusu taşınmaz ile komşu mera parseli arasında ayırıcı nitelikte bir unsur bulunup bulunmadığı araştırılmalı; mahkeme hakiminin, taşınmazın konumuna, niteliğine ve çevre parsellerle karşılaştırmalı olarak fiziksel özelliklerine ilişkin gözlemi keşif tutanağına aynen yansıtılmalı; yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından, ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, taşınmazın öncesinin mera olup olmadığı, davacıların iddia ettiği bölümün meraya doğru genişleme ile elde edilmiş olup olmadığı, taşınmazın evveliyatı itibariyle imar-ihya gerektiren yerlerden olup olmadığı, böyle yerlerden ise imar-ihyaya konu edilip edilmediği ve edilmiş ise imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığı ve üzerindeki zilyetliğin hangi tasarruflarla sürdürüldüğü hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı; yerel bilirkişiler ve tanıkların beyanları arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak giderilmeye çalışılmalı; yerel bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsellere ait tutanak ve dayanağı kayıtlarla denetlenmeli; ziraatçi bilirkişi kurulundan dava konusu taşınmazın öncesinin geleneksel biçimde kullanılan kadim mera olup olmadığını, taşınmazın toprak yapısı, eğimi, bitki deseni ve diğer yönlerden mera parselinden nasıl ayrıldığını, aralarında doğal ya da yapay ayırt edici bir sınır bulunup bulunmadığını, taşınmazın meradan açılan bir yer olup olmadığını, meranın devamı niteliğinde olup olmadığını açıklayıp, tarımsal niteliğini belirten, taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş, somut verilere dayalı, yan görünüş (kesit) krokisi ile desteklenmiş, taşınmaza komşu mera parseli ile çekişme konusu parselin toprak yapısı ve kot farkı yönünden mukayeseli olarak değerlendiren, somut verilere ve bilimsel esaslara dayanan, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiden, çekişmeli taşınmazın kadastro paftasındaki konumunun bilgisayar programı aracılığıyla uydu ve hava fotoğraflarına aktarılması suretiyle, hava ve uydu fotoğraflarının ait oldukları yıllara göre taşınmazın niteliğini, kullanım sınırlarının oluşup oluşmadığını, imar-ihyaya konu olup olmadığını, olmuş ise imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığını ve imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığını, taşınmazın ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığını ve zilyetliğin hangi tasarruflarla sürdürüldüğünü belirten rapor düzenlemesi ve hava fotoğrafları üzerinde çekişme konusu taşınmaz ile mera olduğu iddia edilen yerin sınırlarının işaretlenmesi istenilmeli; fen bilirkişisinden, yapılan keşfi takibe ve denetlemeye elverişli rapor ve kroki alınmalı; dava konusu taşınmazın mera olduğu sonucuna varıldığı takdirde meralar üzerinde sürdürülen zilyetliğin hukuken değer taşımayacağı gözetilmeli ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin eksik araştırma ve incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacı ... Belediye Başkanlığı"na iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.04.2021 gününde oybirliği ile karar verildi.