Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/9268
Karar No: 2018/3369
Karar Tarihi: 19.02.2018

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2015/9268 Esas 2018/3369 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2015/9268 E.  ,  2018/3369 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ

    DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile fazla mesai ücreti, yıllık izin ücreti, ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    A) Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili, davacının 01/10/2011-31/12/2012 tarihleri arasında davalının ... Şehir Projesinde özel güvenlik elemanı olarak çalıştığını, son net maaşının asgari geçim indirimi hariç 900 TL olduğunu ve işyerinde 140 TL yol ile 120 TL yemek ücretinin de ödendiğini, ücretin asgari ücret kadarının banka ile bakiyesinin elden ödendiğini, son aya ait ücreti ile dört aylık elden ödenen ücretlerinin ödenmediğini, 08:00-20:00 saatleri arasında 2 gün gündüz 2 gün gece ve 2 gün dinlenme şeklinde mesai yaparak haftada 5 gün toplam 60 saat çalıştığını ancak fazla mesai ücretlerinin ödenmediğini, davalının..."deki projede işlerin bittiği gerekçesi ile davacı ve bir kısım çalışanları işten çıkararak başka bir projede görevlendirmediğini iddia ederek, kıdem ve ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti ve ücret alacaklarının tahsilini talep etmiştir.
    B) Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı vekili, davacının davalı şirkette 01/10/2011-19/12/2012 tarihleri arasında güvenlik görevlisi olarak çalıştığını, davacının görev yaptığı ... Şehir Sitesi 31/12/2012 tarihinden itibaren davalı ile sözleşmesini feshedeceğini bildirince davalının davacı ve diğer çalışanlara 07/12/2012 tarihinde durumu ve yeni görev yerlerini yazılı olarak tebliğ ettiğini, davacının belirtilen tarihi beklemeyerek 20/12/2012 tarihinden itibaren işe gelmediğini ve kendisine ulaşılamadığını, davalının 23/12/2012 tarihine kadar davacıyı beklediğini ancak çalışma arkadaşlarından davacının işe devam etmeyeceğini öğrenince istifa ettiği değerlendirilerek çıkışının yapıldığını, kendi isteği ile işten ayrıldığı için kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanamadığını, davacının asgari ücret aldığını ve ücret alacağının bulunmadığını, yıllık izin alacağının da olmadığını, çalıştığı süre içindeki tüm fazla mesailerinin kendisine ödendiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
    C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    D) Temyiz:
    Kararı yasal süresi içinde taraf vekilleri temyiz etmiştir.
    E) Gerekçe:
    1-Davalı vekilinin temyizi açısından;
    5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu"nun 5.maddesine göre iş mahkemesinden verilen kararlar tefhim ve tebliğ tarihinden itibaren 8 gün içinde temyiz olunabilir. Bu süre içinde temyiz dilekçesinin hakime havale edildikten sonra temyiz defterine kaydının yaptırılması ve harcının yatırılması gerekir. 6100 Sayılı HMK geçici 3. Madde 1. Fıkrasına göre; “Bölge adliye mahkemelerinin, 26/9/2004 tarihli ve 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun geçici 2 nci maddesi uyarınca Resmî Gazete’de ilan edilecek göreve başlama tarihine kadar, 1086 sayılı Kanunun temyize ilişkin yürürlükteki hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” 2. Fıkrasına göre; Bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun 26/09/2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 454 üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.
    Miktar ve değeri temyiz kesinlik sınırını aşmayan taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararlar HUMK.nun 427/2 maddesi uyarınca temyiz edilemez.
    Kesinlik sınırı kamu düzeni ile ilgilidir. Temyiz kesinlik sınırı belirlenirken yalnız dava konusu edilen taşınır malın veya alacağın değeri dikkate alınır. Faiz, icra (inkar) tazminatı, vekalet ücreti ve yargılama giderleri hesaba katılmaz.
    Birleştirilen davalarda, temyiz sınırı her dava için ayrı ayrı belirlenir.
    İhtiyari dava arkadaşlığında, temyiz sınırı her dava arkadaşının davası için ayrı ayrı belirlenir.
    Karşılık davada, temyiz sınırı asıl dava ve karşılık dava için ayrı ayrı belirlenir.
    Tespit davalarında, temyiz sınırı tespit davasının öncüsü olduğu eda davasının miktar ve değerine göre belirlenir.
    Temyiz sınırından fazla bir alacağın tamamının dava edilmiş olması halinde, hükümde asıl istemin kabul edilmeyen bölümü temyiz sınırını geçmeyen tarafın temyiz hakkı yoktur. Kısaca temyize konu edilen miktara bakılarak kesinlik belirlenir.
    Alacağın bir kısmının dava edilmesi halinde, kısmi davada kesinlik sınırı dava edilen miktara göre değil, alacağın tamamına göre belirlenir.
    Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 06.06.1975 gün ve 1975/6-8 sayılı içtihadında, “ 5521 sayılı yasada açık düzenleme olmamakla birlikte, bu yasanın 15. maddesindeki düzenleme gereği HUMK.nun 427 maddesindeki kesinlik sınırının iş mahkemelerinde verilen kararlarda da uygulanması gerektiği, grup halinde açılan davaların salt iş mahkemelerine özgü bir dava türü olmadığı, bu nedenle seri olarak açılan davalarda her dosya için kesinlik sınırına bakılması gerektiği” açıkça belirtilmiştir.
    Dosya içeriğine göre temyize konu edilen miktar 835,93 TL olup, karar tarihi itibariyle 1.890,00 TL olan kesinlik sınırı kapsamında kaldığından davalının temyiz isteminin H.U.M.K."nun 427/2, 432/4 maddeleri uyarınca REDDİNE, nisbi temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine,
    2-Davacı vekilinin temyizi açısından;
    a-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    b-Somut uyuşmazlıkta; davacı, 01/10/2011-31/12/2012 tarihleri arasında davalının ... Şehir Projesinde özel güvenlik elemanı olarak çalıştığını ve projenin bittiği gerekçesi ile bir kısım çalışanla birlikte işten çıkarılarak başka bir projede görevlendirilmediğini iddia etmiştir. Davalı ise davacının 20.12.2012 tarihinden itibaren işe gelmediğini ve devamsızlık nedeniyle iş akdinin istifa ettiği düşünülerek 23.12.2012 de sonlandırıldığını savunmuştur.
    Davacının kıdem ve ihbar tazminatı istemi, nakil yetkisinin işveren tarafından kötüye kullanıldığına ilişkin delil bulunmaması ve davacının yeni görev yerine gitmeyip işe başlamamakta ısrar etmesi nedeniyle iş akdinin feshinde haklı sayılamayacağı gerekçeleriyle reddedilmiştir.
    İşyerinde güvenlikten sorumlu operasyon müdürü ve personel sorumlusu olarak çalışan iki davalı tanığı, davacıya mevcut projenin bitmesi nedeniyle yeni bir projede çalışmasının teklif edildiğini ancak davacının yeni projede çalışmayı kabul ettiği halde gelip işe başlamadığını açıklamışlardır. Ancak dosya kapsamında davacıya yeni bir proje de çalışmasının teklif edildiğini gösterir yazılı bildirim ve benzeri bir delil bulunmamaktadır. Davacıya sadece mevcut projenin 31.12.2012 tarihinde sona ermesi nedeniyle 01.01.2013 tarihinden itibaren şirket merkezinde görevlendirildiğine ilişkin yazılı bildirim yapılmıştır. Davacı hakkında düzenlenen devamsızlık tutanakları da davacının çalıştığı mevcut projenin sona ermesinden önceki tarihlere ilişkin olup, sözkonusu tutanakların hangi tarihte tutulduğu da belli değildir. Ayrıca davacı tanığının projenin bitmesi nedeniyle davacının işten çıkarıldığını doğrulaması ve fazla mesai alacağı olan davacının haklı nedenle iş akdini feshetme hakkı varken sebepsiz olarak iş akdini feshetmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu da gözetildiğinde, iş akdinin davalı işveren tarafından haklı neden olmadan feshedildiği anlaşıldığından, davacının kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin kabulü gerekirken yazılı gerekçe ile reddi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    F) Sonuç:
    Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine, 19/02/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi