Esas No: 2022/9501
Karar No: 2022/16025
Karar Tarihi: 23.06.2022
Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2022/9501 Esas 2022/16025 Karar Sayılı İlamı
4. Ceza Dairesi 2022/9501 E. , 2022/16025 K."İçtihat Metni"
KARAR
Tehdit suçundan sanık ...'nun, basit yargılama usulü uygulanmak suretiyle yapılan yargılaması sonunda, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 106/1-2. cümle, 43/1, 62/1 ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 251/3. maddeleri gereğince 22 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezasının 5237 sayılı Kanun'un 58. maddesi gereğince mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine dair ... 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 14/01/2021 tarihli ve 2020/451 esas, 2021/22 sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 24/12/2021 gün ve 2021/136664 sayılı istem yazısıyla dava dosyasının kanun yararına bozulması talebiyle Dairemize gönderilmesi üzerine,
Dairemizin 21/03/2022 gün ve 2022/1099 Esas, 2022/7959 Karar sayılı kararıyla;
"5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 50. maddesinin 1. fıkrasında, kısa süreli hapis cezasının suçlunun kişiliğine, sosyal ve ekonomik durumuna, yargılama sürecinde duyduğu pişmanlığa ve suçun işlenmesindeki özelliklere göre, adlî para cezasına veya diğer tedbirlere çevrilebileceğine yer verilmiş, aynı maddenin 3. fıkrasında ise, "Daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olmak koşuluyla, mahkûm olunan otuz gün ve daha az süreli hapis cezası ile fiili işlediği tarihte onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş bulunanların mahkûm edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, birinci fıkrada yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilir." hükümleri düzenlenmiştir.
5237 sayılı TCK'nın 61.maddesinin 5. fıkrasında; “Yukarıdaki fıkralara göre belirlenen ceza üzerinden sırasıyla teşebbüs, iştirak, zincirleme suç, haksız tahrik, yaş küçüklüğü, akıl hastalığı ve cezada indirim yapılmasını gerektiren şahsi sebeplere ilişkin hükümler ile takdiri indirim nedenleri uygulanarak sonuç ceza belirlenir”, aynı maddenin 8. fıkrasında “Adlî para cezası hesaplanırken, bu madde hükmüne göre cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesine yönelik artırma ve indirimler, gün üzerinden yapılır. Adlî para cezası, belirlenen sonuç gün ile kişinin bir gün karşılığı ödeyebileceği miktarın çarpılması suretiyle bulunur.” hükümleri düzenlenmiştir.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunun "Basit yargılama Usulü" başlıklı 251/3. maddesinde "Beyan ve savunma için verilen süre dolduktan sonra mahkemece duruşma yapılmaksızın ve Cumhuriyet savcısının görüşü alınmaksızın, Türk Ceza Kanununun 61 inci maddesi dikkate alınmak suretiyle, 223 üncü maddede belirtilen kararlardan birine hükmedilebilir. Mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir." hükmü yer almaktadır.
İncelenen somut olayda; anılan Kanun hükümleri dikkate alınarak yapılacak değerlendirmeye göre, 25/12/2019 günlü suç tarihinden önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş sanık hakkında hükmolunan otuz gün ve daha az süreli hapis cezasının, TCK'nın 50/3. maddesindeki amir hüküm gereğince, anılan maddenin 1. fıkrasında belirtilen seçenek yaptırımlardan birisine çevrilmesi zorunluluğu gözetilmeden, hapis cezasına hükmedilmesi ve sanık hakkında tehdit suçundan sonuç olarak hükmedilen cezadan CMK’nın 251/3. maddesi uyarınca ¼ oranında indirim yapılması gerektiği gözetilmeden TCK'nın 62. maddesinden önce CMK'nın 251/3. maddesi uyarınca indirim yapılması hukuka aykırıdır.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın kanun yararına bozma istemi doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
1- Tehdit suçundan sanık ... hakkında, ... 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 14/01/2021 tarihli ve 2020/451 esas 2021/22 karar sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2- Karardaki hukuka aykırılık sanığa daha hafif bir cezanın verilmesini gerektirmekle, aynı Kanun maddesinin 4-d fıkrası uyarınca, dosyadaki belge ve bilgiler ile sanığın kişisel, sosyal ve ekonomik durumu da gözetilerek,
3- Tehdit suçundan TCK'nın 106/1-2.cümle, 43/1, 62 ve CMK'nın 251/3. maddeleri uyarınca verilen 22 gün hapis cezasının, TCK'nın 50/1-a, 52/2 maddeleri uyarınca günlüğü takdiren 20 TL'den paraya çevrilerek, sanığın 440 TL adli para cezasıyla CEZALANDIRILMASINA,
TCK'nın 52/4 maddesi gereğince adli para cezasının birer ay ara ile 24 eşit taksitler halinde ödenmesine,
4- Kararın diğer yönlerinin olduğu gibi bırakılmasına, dosyanın Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na TEVDİİNE, oy birliğiyle karar verilmiştir.”
I- İTİRAZ NEDENLERİ:
“... 2. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen kararın Kanuna aykırı olduğundan bahseden ihbarname içeriği yerinde görülüp 5271 sayılı CMK'nın 309/4-d maddesine göre bozma kararı verilerek Dairece kurulan yeni hükümde, tayin olunan sonuç cezanın adli para cezasından ibaret olması durumunda, bozmaya konu hükümde yer alan TCK nın 53 ve 58. maddelerine ilişkin uygulamanın bozma kapsamı dışında tutulup tutulamayacağının belirlenmesine ilişkindir.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309 ve 310. maddelerinde düzenlenen kanun yararına bozma kurumu; hâkim veya mahkemelerce verilip istinaf ya da temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılıkların giderilmesini sağlayan olağanüstü bir kanun yoludur. 5271 sayılı Kanun’un 309. maddesinin 4. fıkrasında, kanun yararına bozma sonrası yapılacak işlemler, bu işlemleri gerçekleştirecek merciler ve bozma kararının etkileri, bozulan hüküm veya kararın türü ve bozma nedenlerine göre ayrım yapılarak ayrıntılı olarak gösterilmiştir. Düzenlemede; kanun yararına bozmanın sonuçları ve bozma sonrasındaki uygulama saptanırken, öncelikle "karar" ve "hüküm" ayrımı gözetilmiş ayrıca mahkûmiyet hükmü ile davanın esasını çözen veya çözmeyen diğer hükümler bakımından farklı uygulama ve sonuçlar öngörülmüştür.
Bozma nedenleri; 5271 sayılı CMK'nin 223. maddesinde tanımlanan ve davanın esasını çözmeyen bir karara ilişkin ise, aynı Kanun'un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca; kararı veren hâkim veya mahkemece gerekli inceleme ve araştırma sonucunda yeniden karar verilecektir. Bu halde yargılamanın tekrarlanması yasağına ilişkin kurallar uygulanamayacağı gibi, davanın esasını çözen bir karar bulunmadığı için, verilecek hüküm veya kararda, lehe ve aleyhe sonuçtan da söz edilemeyecektir. Mahkûmiyete ilişkin hükmün, davanın esasını çözmeyen yönüne veya savunma hakkını kaldırma veya kısıtlama sonucunu doğuran usul işlemlerine ilişkin olması halinde ise, anılan fıkranın (b) bendi uyarınca kararı veren hâkim veya mahkemece yeniden yapılacak yargılama sonucuna göre gereken hüküm verilecek, ancak bu halde verilen hüküm, önceki hükümle belirlenmiş olan cezadan daha ağır olamayacaktır. Davanın esasını çözen mahkumiyet dışındaki diğer hükümlerin bozulmasında ise anılan fıkranın (c) bendi uyarınca aleyhte sonuç doğurucu herhangi bir işlem yapılamayacağı gibi, "tekriri muhakeme" yasağı nedeniyle kanun yararına bozma kapsamında yeniden yargılama da gerekmeyecektir.
5271 sayılı CMK'nın 4. fıkrasının (d) bendi gereğince bozma nedeninin hükümlünün cezasının kaldırılmasını gerektirmesi halinde ise cezanın kaldırılmasına karar verilecek, daha hafif
bir cezanın verilmesini gerektirmesi durumunda bu hafif cezaya Yargıtay ceza dairesince doğrudan hükmedilecektir. Bu halde yargılamanın tekrarlanması yasağı bulunduğundan, Yargıtay ceza dairesince hükmün bozulması ile yetinilmeyip, bozma konusu yapılan kararın yerine verilmesi gereken karar, doğrudan ilgili daire tarafından verilecektir.
TCK'nın 58/6. madde ve fıkrası uyarınca, tayin olunan ceza, sonuç itibariyle adli para cezasından ibaret olduğunda, cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına karar verilemeyecek, 5237 sayılı TCK nun 53/1 maddesindeki düzenlemeye göre de, kişi kasten işlemiş olduğu suçtan hapıs cezasına mahkum olması durumunda mahkumiyetin sonucu olarak bu maddede öngörülen belli haklardan yoksun bırakılmasına da hükmedilir şeklindeki düzenleme karşısında, sanık hakkında adli para cezası verildiği durumdu, TCK nun 53. maddedeki haklardan yoksun bırakılmasına hükmedilemeyecektir.
İncelenen somut olayda;
... 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 14/01/2021 tarihli ve 2020/451 esas, 2021/22 sayılı kararıyla sanık hakkında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 106/1-2. cümle, 43/1, 53, 62/1 ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 251/3. maddeleri gereğince 22 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezasının 5237 sayılı Kanun'un 58. maddesi gereğince mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmiş, Dairece ihbarname içeriğini yerinde görerek, 25/12/2019 günlü suç tarihinden önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş sanık hakkında hükmolunan otuz gün ve daha az süreli hapis cezasının, TCK'nın 50/3. maddesindeki amir hüküm gereğince, anılan maddenin 1. fıkrasında belirtilen seçenek yaptırımlardan birisine çevrilmesi zorunluluğu gözetilmeden, hapis cezasına hükmedilmesi ve sanık hakkında tehdit suçundan sonuç olarak hükmedilen cezadan CMK’nın 251/3. maddesi uyarınca ¼ oranında indirim yapılması gerektiği gözetilmeden TCK'nın 62. maddesinden önce CMK'nın 251/3. maddesi uyarınca indirim yapılmasını hukuka aykırı bulmuş, tehdit suçundan sanık ... hakkında, ... 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 14/01/2021 tarihli ve 2020/451 esas 2021/22 karar sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca bozulmasına; aynı Kanun maddesinin 4-d fıkrası uyarınca, dosyadaki belge ve bilgiler ile sanığın kişisel, sosyal ve ekonomik durumu da gözetilerek tehdit suçundan TCK'nın 106/1-2.cümle, 43/1, 62 ve CMK'nın 251/3. maddeleri uyarınca verilen 22 gün hapis cezasının, TCK'nın 50/1-a, 52/2 maddeleri uyarınca günlüğü takdiren 20 TL'den paraya çevrilip sanığın 440 TL adli para cezasıyla cezalandırılmasına, TCK'nın 52/4 maddesi gereğince adli para cezasının birer ay ara ile 24 eşit taksitler halinde ödenmesine, kararın diğer yönlerinin olduğu gibi bırakılmasına karar verilmiş ise de,
Sanık hakkında tayin olunan sonuç cezanın adli para cezasından ibaret olması karşısında, TCK'nın 58/6. madde ve fıkrası uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejimine göre cezanın çektirilmesine karar verilemeyeceği, keza hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olan TCK'nın 53/1. maddesindeki hak yoksunluğunun uygulanmayacağı gözetilmeyerek, bozmaya konu hükümde yer alan TCK nın 53 ve 58. madde uygulamalarına ilişkin kısımlar bozma kapsamı dışında tutulup, "kararın diğer yönlerinin olduğu gibi bırakılmasına" karar verilmesi Kanuna aykırı görülerek olağanüstü itiraz kanun yoluna başvurulmuştur.
SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1) Yüksek Dairenizin, 21/03/2022 gün ve 2022/1099 esas, 2022/7959 sayılı kararının kaldırılması,
2) ... 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 14/01/2021 tarih ve 2020/451 esas, 2021/22 sayılı kararının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesinin 4. fıkrasının (d) bendi uyarınca, TCK nın 53 ve 58. maddeleriyle ilgili uygulama kısımlarının da hükümden çıkarılması suretiyle bozulması,
3) Yüksek Daireniz aksi kanaatte ise dosyanın Yüksek Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmesi, 5271 sayılı CMK'nin 308. maddesi uyarınca itirazen arz ve talep olunur..” talep edilmiştir.
II- KARAR
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itiraz gerekçeleri yerinde görülmekle, 6352 sayılı Kanunun 99. maddesiyle eklenen 5271 sayılı CMK'nın 308. maddesinin 3. fıkrası uyarınca İTİRAZIN KABULÜNE,
Dairemizce verilen 21/03/2022 gün ve 2022/1099 esas, 2022/7959 kararının sonuç ve karar bölümünün 3. bendinden sonra gelmek üzere
"... 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 14/01/2021 tarih 2020/451 esas, 2021/22 karar sayılı ilamından TCK'nın 53 ve 58. maddelerinin uygulanmasına ilişkin bölümlerin çıkartılmasına" ibaresinin eklenmesine
Karardaki diğer kısımların aynı şekilde bırakılması suretiyle DÜZELTİLMESİNE,
Dosyanın Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na TEVDİİNE, 23/06/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.