17. Ceza Dairesi 2019/2338 E. , 2019/12481 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel mahkemece sanık hakkında hırsızlık suçundan verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Müştekinin soruşturma aşamasındaki 19.03.2015 tarihli beyanına göre, kamyonetin kasa altında korumalı olarak demir saç ile kapalı bulunan akünün demir saç kırılmak sureti ile çalınması şeklindeki eylem nedeni ile sanık hakkında mala zarar verme suçu yönünden zamanaşımı süresi içerisinde işlem yapılması mümkün görülmüştür.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hâkimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Müştekinin kolluktaki ifadesinde, aracın alt kısmında korumalı olarak demir saç ile kapatılmış akünün sacın kırılması sureti ile çalındığını beyan ettiği gözetildiğinde, sanığın eyleminin suç tarihinde yürürlükte bulunan, 28/06/2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun"un 62. maddesi ile değişik 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 142. maddesinin 2. fıkrasının (h) bendine konu kilitlenmek suretiyle muhafaza altına alınmış eşya hakkında hırsızlık suçunu oluşturduğu ve bu suçun cezasının alt sınırının 5 yıl hapis cezası olarak belirlendiği gözetilmeden 5237 sayılı TCK"nın 142/1-e maddesi uyarınca temel cezanın 3 yıl hapis cezası olarak belirlenmesi suretiyle sanık hakkındaki suç vasfının belirlenmesinde yanılgıya düşülmesi,
2- Müştekinin olay günü saat 00.00 da aracını park ettiğini ve sabah aracına baktığında hırsızlık yapıldığını anladığını beyan ettiğinin anlaşılması karşısında; suçun gece işlendiğine ilişkin kanıtlar denetime olanak verecek biçimde gösterilmeden, sanık hakkında hükmedilen cezadan TCK"nın 143/1. maddesiyle arttırım yapılması,
3- 5237 sayılı TCK"nın 61/1. maddesine göre malın değerinin az ya da çok olması, cezanın temel cezanın belirlenmesinde alt sınırdan uzaklaşmak için bir kriter olup, hırsızlık suçuna konu malın değerinin az olmasının TCK"nın 145. maddesinde ayrı olarak düzenlenmesi, kanun koyucunun hırsızlık suçunda malın değerinin az olmasına verdiği önemi göstermektedir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 15.12.2009 gün ve 6/242-291 sayılı içtihadında belirtildiği üzere, "...daha çoğunu alabilme olanağı varken yalnızca gereksinimi kadar ve değer olarak az olan şeyi alma" görüşünün, TCK"nın 145. madde uygulamasında bütünüyle reddedilmesi mümkün değil ise de, maddenin yalnızca bu tanımlamayla sınırlandırılması da olanaklı değildir. 145. maddenin gerek ilk şekli, gerekse değiştirilmiş biçimi; ortak tanımlama ile, hırsızlık suçunun konusunu oluşturan değerin az olmasını temel almaktadır.
TCK"nın 145. maddesine göre, faile verilen cezada indirim yapılabilmesi için malın değerinin az olması yeterli olup, hâkim indirim oranını TCK"nın 3. maddesinde öngörüldüğü üzere “İşlenilen fiilin ağırlığıyla orantılı” olacak şekilde saptamalıdır. Değer azlığı nedeniyle ceza vermekten vazgeçme kararı verilecek ise; malın değerinin azlığı yanında “Suçun işleniş şekli ve özellikleri” de dikkate alınmalıdır. TCK"nın 145. maddesinin uygulanmasında hâkime takdir hakkı tanınmış olup, hâkim takdir hakkını kullanırken keyfiliğe kaçmadan, her somut olaya uygun, yasal ve yeterli gerekçe göstermek suretiyle uygulama yapmalıdır.
Somut olayda ise; kıymet takdir tutanağına göre 70 TL değerindeki aküyü çaldığının anlaşılması karşısında, sanık ... hakkında suçun işleniş şekli ve özelliği itibariyle ceza vermekten vazgeçilemeyecek ise de, suçun konusunu oluşturan malın değerinin az olması nedeniyle TCK"nın 145. maddesi gereğince verilen cezadan, belirlenecek oranda indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi,
4-T.C. Anayasa Mahkemesi"nin, TCK"nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda TCK"nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ...’in temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, aleyhe temyiz bulunmadığından yeniden hüküm kurulurken 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nun 326/son maddesi uyarınca sanığın kazanılmış hakkının gözetilmesine, 15/10/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.