Tehdit - Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2016/6956 Esas 2020/5092 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
4. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/6956
Karar No: 2020/5092
Karar Tarihi: 10.03.2020

Tehdit - Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2016/6956 Esas 2020/5092 Karar Sayılı İlamı

4. Ceza Dairesi         2016/6956 E.  ,  2020/5092 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Tehdit
    HÜKÜM : Beraat

    Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
    Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede:
    1)Müştekinin iddialarını kısmen doğrulayan ve soruşturma aşamasında alınan beyanlarından olaya ilişkin görgüleri olduğu anlaşılan tanıklar ... ve ..."nın kovuşturma aşamasında dinlenmeden, eksik inceleme sonucu sanık hakkında yazılı şekilde hüküm kurulması,
    2)Tehdit fiili, kişinin ruh dinginliğini bozan, iç huzurunu, bilinç ve irade özgürlüğünü ihlal eden bir olgudur. Fiilin mağdur üzerinde ciddi bir korku yaratabilmesi açısından sonuç almaya objektif olarak elverişli, yeterli ve uygun olması gerekir. Ayrıca tehdidin somut olayda muhatap üzerinde etkili olması şart değildir. Bu nedenle mağdurun korkup korkmadığının araştırılması gerekmez.
    Tehdit suçunun manevi öğesi genel kasttan ibaret olup suçun yasal tanımındaki unsurlarının bilerek ve istenerek işlenmesini ifade eder. Olayda tasarlamanın varlığı aranmadığı gibi, saikin de önemi yoktur.
    Kavga ve tartışma sırasında haksız bir fiilin kendisinde husule getirdiği şiddetli öfke ve elemin (gazabın) failin iradesini etkileyen bir etken olarak kusur yeteneğinde meydana getirdiği azalma nedeniyle koşulları varsa ancak yasal indirim nedeni olarak kabul edilebilmesi olanaklı ise de, önceden ilke boyutunda kastı kaldıran ve suçun oluşumunu engelleyen bir husus olarak kabulü mümkün değildir.
    Bu açıklamalar doğrultusunda, sanığın müştekiyi telefonla arayarak "ananı avradını sinkaf edeceğim, senin canını almaya geleceğim" ayrıca müştekinin çalıştığı dershaneye giderek "... benim hayatımı mahvetti, bende onun hayatını mahvedeceğim" şeklinde sözleri söylediği iddia edilmesi karşısında, öfkenin suç kastını kaldırmayacağı, tehdit suçunda tasarlama öğesinin bulunmadığı, söylenen sözlerin objektif olarak elverişli ve yeterli olması nedeniyle olayda tehdit suçunun unsurlarının oluştuğu gözetilmeden, kanuni olmayan gerekçeyle beraat kararı verilmesi,
    3)Eylemin TCK’nın 106/1-1. maddesi kapsamında kaldığının ve suçun subütunun kabulü halinde ise; 02/12/2016 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanığa isnat edilen TCK"nın 106/1. maddesi kapsamındaki tehdit suçunun uzlaştırma kapsamında bulunduğu anlaşılmış olmakla, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
    Kanuna aykırı ve o yer Cumhuriyet savcısının temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden HÜKMÜN 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 10/03/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.










    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.