10. Hukuk Dairesi 2014/17727 E. , 2014/24661 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Elazığ İş Mahkemesi
Tarihi : 18.04.2014
No : 2013/403-2014/457
Dava, davacının eksik hesaplanan yaşlılık aylığı miktarının tespiti ve aylık farklarının tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi .. tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasanın 61 ve geçici 82. maddeleridir. 506 sayılı Yasanın 61. maddesine göre, yaşlılık aylıklarının hesabında 31.12.1999 tarihine kadar katsayı esasına dayalı gösterge sistemi uygulanmakta iken, 4447 sayılı Yasa ile anılan maddede değişiklik yapılması sonucu, 01.01.2000 tarihinden itibaren katsayı esasına dayalı gösterge sistemi yürürlükten kaldırılmış, sigortalının her takvim yılına ait prime esas kazancı, kazancın ait olduğu takvim yılından itibaren aylık talep tarihine kadar geçen takvim yılları için, her yılın Aralık ayına göre Devlet İstatistik Enstitüsü tarafından açıklanan kentsel yerler tüketici fiyatları indeksindeki artış oranı ve gayrisafi yurt içi hasıla sabit fiyatlarla gelişme hızı kadar ayrı ayrı artırılarak bulunan yıllık kazançlar toplamının, toplam prim ödeme gün sayısına bölünmesi suretiyle bulunacak ortalama günlük kazancın 360 katı, aylığın hesaplanmasına esas ortalama yıllık kazancı oluşturması esası getirilmiştir. Ancak bu sistem, 01.01.2000 tarihinden sonra sigortalı olarak çalışmaya başlayıp, emekli olanlara uygulanacağından, 506 sayılı Yasaya 4447 sayılı Yasanın 17.maddesi ile eklenen geçici 82.maddesi ile, 01.01.2000 tarihinden önce çalışmaya başlayıp, bu tarih sonrası da çalışmaya devam edenler için, eski ve yeni sistemin birleşiminden oluşan karma sisteme göre aylık bağlanacağı hükme bağlanmıştır.
Somut olayda, 06.05.1969 tarihinden itibaren 506 sayılı Yasaya tabi 6737 gün sigortalılığı bulunan davacıya, askerlik borçlanması sonucu 600 günlük süre ile birlikte 7337 günlük hizmeti üzerinden 13.10.2000 tarihli tahsis talebi üzerine 01.11.2000 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı tahsis edildiği, davacının yaşlılık
aylığının eksik hesaplandığı gerekçesiyle yeniden hesaplanmasını talep ederek dava açmış olduğu anlaşılmaktadır.
Mahkemece, Dairemizin bozma ilamına uyularak, bozma ilamında belirtilen ilkelere göre hazırlandığı bildirilen bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulmuş ise de, davacının 01.01.2000 tarihi öncesindeki prime esas kazançlarına göre anılan tarih öncesi aylık miktarının hesabında, 506 sayılı Yasanın Ek 34. maddesinin “Malullük, yaşlılık ve ölüm aylıklarının hesabına esas alınacak üst gösterge, sigortalının işten ayrıldığı veya öldüğü tarihten önceki malüllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödenmiş son on takvim yılının prim hesabına esas tutulan kazanç tutarlarına göre bulunacak ortalama yıllık kazanç esas alınarak tespit edilir.” düzenlemesi ile Ek 35. maddede belirtilen, üst gösterge tablolarının tavan göstergesine göre hesaplanacak aylıkların aylık bağlama oranının % 50 olduğu, anılan maddenin 2. fıkrası ile üst gösterge tablosunun tavan göstergesi ile gösterge tablosunun tavan göstergesi arasında bağlanacak aylıklarda aylık bağlama oranını belirleme yetkisinin Bakanlar Kuruluna verilmiş olup Bakanlar Kurulunun 1987/11994 sayılı Kararı ile üst göstergelerin taban aylık bağlama oranının % 50 olarak belirlendiği, bilahare 1992/2607 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile üst gösterge tablosunda her bir göstergenin taban aylık bağlama oranının ayrı ayrı olmak üzere % 50 ila % 59,9 arasında belirlendiği gözetilerek, 01.01.2000 öncesi aylık miktarının tespitinde esas alınması gereken aylık bağlama oranı üst gösterge tablosu esas alınarak belirlenerek, yapılacak hesaplamaya göre karar verilmesi gerekirken, Dairemizin bozma ilamında da belirtilen yasal ilkelere uygun olmayan bilirkişi raporu esas alınarak, hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 24.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.