Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/4118
Karar No: 2014/24650

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2014/4118 Esas 2014/24650 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2014/4118 E.  ,  2014/24650 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : İstanbul 5. İş Mahkemesi
    Tarihi : 13.11.2013
    No : 2009/1080-2013/689

    Dava, itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
    Mahkemece ilamında belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne, icra inkar isteminin ise reddine karar verilmiştir.
    Hükmün, davacı Kurum avukatı ve davalılar avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi .. tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    1-Davacı Kurum temyizi bakımından;
    21.07.2004 gün ve 25529 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak, öngördüğü istisnalar dışındaki hükümleri yayım tarihinde yürürlüğe giren, 14.07.2004 tarih ve 5219 sayılı “Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ve ayrıca 5236 sayılı Kanun, katsayı artışı da uygulanmak suretiyle bu kanunların yürürlük tarihinden sonra yerel mahkemelerce verilen hükümler yönünden 2013 yılı için 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 427’nci maddesindeki temyiz (kesinlik) sınırını 1.820,00 TL. olarak değiştirmiştir.
    Kesinlik sınırı kamu düzeni ile ilgilidir. Temyiz sınırı belirlenirken yalnız dava konusu edilen taşınır malın veya alacağın değeri dikkate alınır. Faiz, icra (inkar) tazminatı, vekalet ücreti ve yargılama giderleri hesaba katılmaz.
    Alacağın bir kısmının dava edilmiş olması halinde temyiz (kesinlik) sınırının saptanmasında alacağın tamamının gözetilmesi; tümü dava konusu yapılan bir alacağın kısmen kabulünde ise temyiz (kesinlik) sınırının belirlenmesinde kabul ve reddedilen miktarların esas alınması, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Geçici 3. maddesi delaletiyle, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 427’nci maddesi hükmü gereğidir.
    İnceleme konusu davada, temyiz denetimine konu ve mahkemece kabul edilmeyen inkar tazminatına ilişkin kısım, temyiz edilebilir nitelik taşımadığından, anılan karara karşı temyiz yoluna başvurulması olanaksızdır.
    O hâlde, davacı Kurum vekilinin temyiz dilekçesinin kesinlik nedeniyle Reddine;
    2-Davalılar temyizleri bakımından ise;
    17.01.1966–09.12.1971 tarihleri arasındaki zorunlu 506 sigortalılığı ve askerlik borçlanması ile 01.04.1991 tarihinden itibaren 506 sayılı Kanunun 53’üncü maddesi gereğince maluliyet aylığı alan davalılar murisi Salih’in, 17.04.1991 tarihindeki vefatından sonra, hak sahibi sıfatıyla eşi Makbule’ye 15.05.1991 tarihinden itibaren ölüm aylığı bağlandığı, fakat, muris Salih’in 20.04.1982–17.04.1991 tarihleri arasında devam eden vergi kaydı nedeniyle, 1479 sayılı Kanun ve 2829 sayılı Kanun uygulanmak üzere bağlanan ölüm aylığının başlangıcından itibaren davalı Kurumca kesilerek 13.03.2006 tarihli işlemle 15.05.1991–22.03.2006 tarihleri arasında ödenen aylıklar için yersiz ödeme borcu tahakkuk ettirildiği, bu arada, hak sahibi Makbule’nin de 31.03.2007 tarihinde vefat ettiğinin anlaşılması nedeniyle, mirasçı sıfatıyla aylıkların yersiz ödendiği iddiası ile takibe geçildiği anlaşılan davaya konu somut olayda; mahkemece, davacı Kurumun alacaklı olduğu kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmiş ise de; verilen kararın yanılgılı değerlendirmeye dayalı olduğu anlaşılmaktadır.
    Davanın yasal dayanaklarından olan 1479 sayılı Yasanın 5754 sayılı Yasanın 81. maddesi ile değiştirilen ve yürürlükte bulunan Ek Geçici 6. maddesine göre, “5510 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadar T.C. Emekli Sandığı, Sosyal Sigortalar Kurumu ve 506 sayılı Kanunun geçici 20"nci maddesinde belirtilen emekli sandıkları ile kanunla kurulu diğer emekli sandıklarınca kendilerine yaşlılık, malûllük veya ölüm aylığı bağlananlar, 01.10.1972 tarihinden itibaren 1479 sayılı Kanun kapsamı dışında sayılırlar. Ancak, bu Kanuna tabi hizmet süreleri, diğer kurum ve sandıklara bildirilmiş ise, bu hizmetler geçerli sayılır.”
    01.04.1991 tarihinden itibaren malulüyet aylığı bağlanırken uyuşmazlık konusu 20.04.1982–17.04.1991 tarihleri arası dönemde 1479 sayılı Yasa kapsamında Bağ-Kur hizmetleri bildirilmeyen davalılar murisi sigortalının, 1479 sayılı Yasanın, 5754 sayılı Yasanın 81. maddesi ile değiştirilen ve yürürlükte bulunan Ek Geçici 6. maddesine göre, 1479 sayılı Yasa kapsamı dışında bulunduğu, buna göre, 506 sayılı Yasa kapsamındaki malullük aylığı tahsisine esas sigortalılık süreleri ile davalı Kurum’un tahsis işleminin başlangıçtan itibaren geçerli olduğu ve ayrıca 2829 sayılı Kanunun amacının hizmet birleştirmeye zorlamak değil, hizmet birleştirilmesi suretiyle aylığa hak kazanabilme olanağı sağlamak olduğu hususları gözetilmeksizin, yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    Mahkemenin, yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular doğrultusunda bir karar vermesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O halde, davalılar avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları nazara alınmalı ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılara iadesine, 24.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi