16. Ceza Dairesi Esas No: 2018/6190 Karar No: 2019/1051 Karar Tarihi: 20.02.2019
Silahlı terör örgütüne üye olma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2018/6190 Esas 2019/1051 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Yargılanan kişi \"silahlı terör örgütüne üye olma\" suçundan mahkum edilmiştir. Temyiz başvurusu esastan reddedilmiş ve mahkumiyet kararı onanmıştır. Mahkeme, sanığın cezasında artırım yapılmasının doğru olduğunu belirtmiş ve Anayasa Mahkemesinin bir iptal kararını da dikkate almıştır. Kararda bahsi geçen kanun maddeleri şunlardır: Türk Ceza Kanunu'nun 314/2, 62, 53, 58/9, 63. maddeleri ve Terörle Mücadele Kanunu'nun 5/1 maddesi.
16. Ceza Dairesi 2018/6190 E. , 2019/1051 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ceza Dairesi Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma Hüküm : TCK"nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK"nın 62, 53, 58/9, 63. maddeleri uyarınca mahkumiyet kararına ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddi Temyiz edenler : Sanık ve müdafii
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle; Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü; Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi; Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Sanık hakkında hüküm kurulurken 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 5/1. maddesi uyarınca hükmolunan cezada yarı oranında artırım yapılırken 7 yıl 15 ay hapis cezasına hükmedilmesi gerekirken, 8 yıl 3 ay hapis cezasına hükmedilmesi sonuç ceza doğru tayin edildiğinden bozma sebebi yapılmamış; Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas - 2015/85 Karar sayılı iptal kararının TCK 53. maddesinin uygulanması yönünden infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür. Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanık ve müdafiinin temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddiyle hükmün ONANMASINA, 20.02.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.