Hukuk Genel Kurulu 2013/1725 E. , 2015/1138 K.- YÜKSEK GERİLİM HATTININ KOPARAK YANGINA SEBEP OLDUĞU İDDİASI
- RÜCUEN TAZMİNAT
- ÖĞRETİM ÜYESİ BİLİRKİŞİ
"İçtihat Metni"Taraflar arasındaki “rücuan tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 17. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 10.05.2011 gün ve 2009/207 E., 2011/156 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 05.12.2012 gün ve 2011/13877 E., 2012/19964 K. sayılı ilamı ile,
(...Davacı vekili, 10.09.2008 tarihinde davalı ..."a ait yüksek gerilim hattına ait toprak telinin kopması ve kopan tellerin sigortalı işyerinin orta gerilim hatlarını koparması sonucu meydana gelen yüksek gerilim neticesinde alevli yangın meydana geldiğini ve sigortalı işyerinde hasar oluştuğunu, 7.790,92 TL hasar bedelini sigortalısına ödediğini ileri sürerek 7.790,92 TL tazminatın faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, kopan toprak telinin gerilimsiz olduğunu, bu nedenle davacının sigortalısının orta gerilim hattına zarar vermeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece; iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, hasarın davalı .."nın YG hattının, firmanın OG hattına düşmesi ve telleri mekanik olarak koparması sonucu oluştuğu, bu nedenle mekanik kopma sonucu oluşacak zararlardan davalının sorumlu olduğu, davacı sigorta şirketince yapılan toplam 7.790,92 TL hasar ödemesinin, iletim hattı yenilenmesi ve trafo kontrol indirme bindirmeye yönelik olan 4.887,00 TL"lık kısmından davalı ....."ın sorumlu olduğu, olayın oluşunda, sigortalı şirketin kusursuz olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 4.877,00 TL"nın faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Davacı, davalıya ait yüksek gerilim hattının koparak, sigortalısına ait orta gerilim hattına düşmesi sonucu çıkan yangın nedeniyle sigortalısının zarara uğradığını ileri sürerek işbu davayı açmıştır. Davalı ise yangının, davacı sigortalısı tarafından, zarar gören orta gerilim hattından yeniden elektrik alınması sırasında meydana geldiğini, illiyet bağının bulunmadığını savunmuştur. Mahkemece görüşüne başvurulan bilirkişi heyeti, davalının kısmi kusurlu olduğunu belirtmiş ve mahkemece bu rapor esas alınarak hüküm tesis edilmişse de davalı bu rapora karşı ciddi itirazlar ileri sürmüştür. Gerçekten de yangın, davalıya ait yüksek gerilim hattının kopması sonrası değil, davacının sigortalısının yeni bir işlem yapması sırasında meydana gelmişse zararla davalıya ait yüksek gerilim hattının kopması arasında illiyet bağının bulunduğundan söz edilemez. Her ne kadar hükme esas alınan bilirkişi raporunda, yangının, davalıya ait yüksek gerilim hattının koparak davacıya ait orta gerilim hattına düştüğü sırada, trafonun arızalandığı, bu arızanın gözle görülebilir olmadığı, davacı sigortalısının da orta gerilim hattından yeniden elektrik almak isterken bu arızanın ortaya çıktığı ve yangının meydana geldiği belirtilmişse de, davacı sigortalısı tacir olup basiretli davranmak yükümlüğü altındadır. Bu halde davacı sigortalısına düşen, kendine ait orta gerilim hattında meydana gelen hasar sonrasında işin uzmanlarına tesisatını kontrol ettirmektir. Bu durumda mahkemece belirtilen hususlar nazara alınarak, içlerinde öğretim üyesi bilirkişilerin bulunduğu yeni bir heyetten davalının ciddi itirazlarını karşılayacak şekilde yeni bir rapor alınmak ve sonucuna göre bir karar vermek gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle davalı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir....)
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davalı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
S O N U Ç : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanun"un 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 01.04.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.