12. Ceza Dairesi 2020/190 E. , 2020/2486 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanık ..."ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 179/3-2, 62, 50/1-a, 52/4. maddeleri uyarınca 500,00 Türk Lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Çivril Asliye Ceza Mahkemesinin 17/12/2015 tarihli ve 2015/879 esas, 2015/1078 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 10/04/2018 tarihli ve 2014/15-487 esas, 2018/151 sayılı kararında belirtildiği üzere, temyiz ve istinaf kanun yollarından geçmeksizin kesinleşen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararların ülke sathında uygulama birliğine ulaşmak ve ciddi boyutlara ulaşan hukuka aykırılıkların toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesi amacıyla olağanüstü bir kanun yolu olan kanun yararına bozma konusu yapılabileceği gözetilerek yapılan incelemede,
Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Ceza Dairesinin 11/04/2019 tarihli, 2018/3622 esas, 2019/1015 sayılı bozma ilamında da belirtildiği üzere; sanığın 1,01 promil alkollü olarak sevk ve idare ettiği araçla yaralamalı trafik kazasına sebebiyet vermesi şeklinde meydana gelen olayda, Çivril Cumhuriyet Başsavcılığınca trafik güvenliğini tehlikeye sokma ve taksirle yaralama suçlarının ayrı ayrı oluştuğu kabul edilerek evrakın tefrik edilmesi suretiyle iki ayrı kamu davası açıldığı, davaların Çivril Asliye Ceza Mahkemesince de ayrı ayrı görüldüğü, (taksirle yaralama suçundan açılan kamu davasının Çivril Asliye Ceza Mahkemesinin 2019/750 esas numarasına kayden derdest olduğu) ancak trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunun soyut tehlike suçu olması, taksirle yaralama suçunun ise zarar suçu olması karşısında, her iki dosyanın birleştirilerek sanığın bilinçli taksirle yaralama suçundan cezalandırılmasına, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan ise karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi gereğince Çivril Asliye Ceza Mahkemesinin 17/12/2015 tarihli ve 2015/879 esas, 2015/1078 sayılı kararının bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 19/12/2019 gün ve 94660652-105-20-17277-2019-Kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden ihbar ve mevcut evrak tebliğ kılınmakla;
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19.02.2008 tarihli, 2008/19-2008/31 sayılı kararında vurgulandığı üzere, kanun yararına bozma yöntemi, karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılıkların toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesini ve ülke genelinde uygulama birliğine ulaşılmasını sağlama amacını taşıyan olağanüstü bir denetim muhakemesi yolu olup, gerek kesin hükmün otoritesinin korunması zorunluluğu, gerek olağanüstü bir denetim yolu olması nedeniyle dar kapsamlıdır. Kanun yararına bozma yoluna temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşmiş hüküm ve kararlara karşı gidilmesi nedeniyle kesin hükmün otoritesinin bütünüyle zedelenmemesi amacıyla bu yola başvurabilmek için hukuka aykırılık halinin ciddi boyutlara ulaşması gerekmektedir. Nitekim, 14.11.1977 gün, 1977/3-2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da, hükümdeki her türlü hukuka aykırılığın, kanun yararına bozma konusu yapılamayacağı kabul edilmiştir.
Sanığın 101 promil alkollü vaziyette sevk ve idaresindeki araç ile yaralamalı trafik kazasına sebebiyet verdiği, sanık hakkında trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan ve taksirle yaralama suçundan ayrı ayrı iddianame düzenlenmek suretiyle iki farklı dava açıldığı, sanık hakkında trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 179/3-2, 62, 50/1-a, 52/4. maddeleri uyarınca 500 Türk Lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği ve kararın kesinleştiği; hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin karardaki hukuka aykırılıkların ancak davanın düşmesi veya hükmün açıklanması halinde temyiz kanun yolu ile incelenebileceği anlaşılmakla;
Kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen ihbarnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına nazaran yerinde görülmediğinden, Çivril Asliye Ceza Mahkemesinin 17/12/2015 tarihli ve 2015/879 esas, 2015/1078 sayılı kararına yönelik kanun yararına bozma talebinin 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak REDDİNE, dosyanın gereği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 09/03/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.