13. Hukuk Dairesi 2016/2088 E. , 2018/9383 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki muarazanın meni davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, eczacı olduğunu 4 reçete nedeniyle davalı yanca cezai işlem uygulandığını anılan işlemin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, eski provizyon sisteminin bahse konu ilaçların hastalara teslimine ve ödeme yapılmasına izin verdiğini, davalı kurumun 62.753,21 TL bedelli borç bildirimi yaptığını, hakkında uygulanan cezai işlemlerin mevzuata ve sözleşmeye uygun olmadığını ileri sürerek, uygulanan cezai işlemin iptalini istemiştir.
Davalı, davanını reddini dilemiştir.
Mahkemece, yapılan yargılama, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı eldeki dava ile davalı Kurum tarafından uygulanan cezai işlemin iptalini istemiş; davalı hastalar, ...... yönünden "T" değerlerinin uygun olmadığı, .....yönünden güvenlik izlem formunun olmadığı,... yönünden sağlık kurulu raporu olmadığı ve reçetenin ilgili uzman tarafından yazılmadığı bu nedenle davalı hakkında cezai işlem uygulandığı, ... yönünden ise uygulanan cezai işlemin itiraz üzerine iptal edildiğini savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Mahkemece, yapılan yargılamada alınan 05.05.2014 tarihli bilirkişi raporunda; davalı tarafından uygulanan cezai işlemin yerinde olduğu bildirilmiştir. 07.04.2014 tarihli bilirkişi raporunda;..... hakkında düzenlenen reçeteler hakkındaki değerlendirmenin ... tarafından yapılmasının gerektiği,... hakkında düzenlenen reçeteler için gerekli işlemler yapılmadığından ..."dan bir talepte bulunamayacağını bildirmiştir. Mahkemece, her iki raporu düzenleyen bilirkişilerden heyet oluşturarak 26.02.2015 tarihli ek rapor alınmış, alınan raporda bilirkişiler daha önce sundukları raporlarındaki görüşlerinden ayrılarak; ... hakkında yazılan reçetenin 2005 yılı... uygulamasına uygun olduğu, ...." skorunun uygun olmadığı ancak tedavi kararının doktorun planı olduğu,..... hakkında ön izleme formunun olmadığını, ancak tespit edilen ve hata olarak değerlendirilen ön izleme formu yokluğunun sonradan telafi edilebilirliğinin düşünülebileceği,... hakkında düzenlenen reçetenin... hükümlerine aykırılık gösterdiği bildirilmiştir. Görüldüğü üzere aynı bilirkişilerden alınan rapor kendi içerisinde çelişkili ve yetersizdir. Hal böyleyken, konuya ilişkin sözleşme ve mevzuat hükümleri de irdelenerek (SUT vb) tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda ve itirazlarını da karşılar şekilde en az üç kişiden oluşan bağımsız bir bilirkişi heyetinden taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınmak sureti ile hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, çelişkili bilirkişi raporlarına dayanılarak yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenle kararın BOZULMASINA, 2. bentte gösterilen nedenle davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek olmadığına, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.