12. Ceza Dairesi 2019/5872 E. , 2020/2483 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle Yaralama
Hüküm : TCK"nın 89/4, 62/1, 50/1-a, 52/2-4. maddeleri uyarınca mahkumiyet
Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi gereği düşünüldü;
Dosya içeriğine göre; sanığın idaresindeki araçla yerleşim yeri içinde, iki şeritli, bölünmüş, asfalt kaplama, düz, tepe üstü yolda, gündüz vakti sol şeritte seyir halindeyken dönel kavşağa geldiğinde yolun yüzeyinin ıslak olması sebebiyle direksiyon hakimiyetini kaybederek, aynı istikamette sağ şeritte seyir halinde olan katılan ..."in idaresindeki araca çarpması ve çarpmanın etkisiyle katılan ...’in yolun sağ tarafında bulunan uçuruma savrulması şeklinde meydana gelen ve sanığın .... kusurlu olarak bir kişinin basit tıbbi müdahale ile giderilebilir, bir kişinin de kemik kırığı olacak şekilde yaralanması ile neticelenen olayda;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 23/01/2018 tarih, 2017/463 Esas, 2018/20 Karar sayılı ve 23/01/2018 tarih, 2015/962 Esas, 2018/16 Karar sayılı ilamlarında vurgulandığı üzere, sanık hakkında hükmolunan adli para cezasının ödenmemesi halinin infaz aşamasında değerlendirilmesi gerektiği dikkate alındığında, 5237 sayılı TCK"nın 52/4. maddesine yönelik uygulama bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanık müdafinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 07/07/2009 tarih 2009/9-62-191 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde TCK"nın 61/1. maddesinin (g) bendinde yer alan "failin güttüğü amaç ve saiki" gerekçesine ve (f) bendinde yer alan ""failin kasta dayalı kusurunun ağırlığı"" gerekçesine dayanılamayacağının gözetilmemesi;
Kanuna aykırı olup, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden hükmün (1). fıkrasından “sanığın kastına dayanan kusurunun ağırlığı ile suç sebep ve saikleri” ibaresinin çıkarılması ve hükümdeki diğer hususların aynen bırakılması suretiyle, sair yönleri usul ve Kanuna uygun bulunan hükmün, isteme uygun olarak DÜZELTİLEREK ONANMASINA; 09/03/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.