18. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/9917 Karar No: 2016/8636 Karar Tarihi: 30.05.2016
Yargıtay 18. Hukuk Dairesi 2015/9917 Esas 2016/8636 Karar Sayılı İlamı
18. Hukuk Dairesi 2015/9917 E. , 2016/8636 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi KAYYIM ADAYI : ...
Dava dilekçesinde, 296 ada (1) parsel sayılı taşınmaza 3561 sayılı Yasa uyarınca kayyım tayin edilmesi istenilmiştir. Mahkemece, taşınmazın paydaşlarından ... oğlu ....ın paylarının idaresiyle ilgili kayyım tayin edilmiş, ...oğlu ...."a ait pay bakımından dava reddedilmiş, hüküm davacı vekili tarafından ...oğlu .... yönünden temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dava dilekçesinde; dava konusu taşınmaza 3561 sayılı Kanun gereğince kayyım atanması istenilmiş,mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Dava konusu... parsel sayılı taşınmazın 2/16 payı tapuda ...oğlu ... adına kayıtlıdır. Taşınmaza ait bu kayıt 1957 tarihinde ..."nin kararına istinaden hükmen oluşturulmuş, o tarihten beri de tedavül görmemiştir. Dosyaya sunulan... sayılı ve 07.10.2004 tarihli veraset ilamı ise; ...oğlu ..."ın mirasçılarını göstermektedir. Veraset ilamı ibraz edilen ...oğlu ..."ın soyadının sonradan “...” olarak tashihine ilişkin bir hüküm mevcut olmadığı gibi, tapuda isim tashihine ilişkin bir hüküm de bulunmamaktadır. Buna göre; dosyaya sunulan veraset ilamında gösterilen “...oğlu ...” ile tapu kayıt maliki “...oğlu ....”ın aynı kişi olduğunu gösteren bir belge veya bilgi yoktur. Duruşmada tanık olarak dinlenen ..."ın alt soyunun, ... ile ...."ın aynı kişi oldukları yönündeki beyanına, davada menfaatleri olduğundan itibar edilemez. O halde, dava konusu taşınmazda paydaş ..."ın sağ olup olmadığı ve mirasçısı bulunup bulunmadığı tespit edilemediğine göre; Hazinenin hak ve menfaatlerinin korunması için bu kişiye ait payın idaresi için de 3561 sayılı Kanunu"nun 2. maddesi gereğince mahkemece mahallin en büyük mal memurunun yönetim kayyımı olarak atanması gerekirken yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 30.05.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.