11. Ceza Dairesi Esas No: 2017/12883 Karar No: 2019/7594
Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/12883 Esas 2019/7594 Karar Sayılı İlamı
11. Ceza Dairesi 2017/12883 E. , 2019/7594 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgede sahtecilik HÜKÜM : Mahkumiyet
1- Başka suçtan tutuklu bulunan sanığa istinabe suretiyle ifadesi alınırken öncesinde usulüne uygun şekilde iddianame tebliğ edilmediği, CMK"nın 176/4. Maddesi uyarınca sorgusu sırasında okunan iddianame ile sorgu tarihi arasında en az bir hafta süre bulunması gerektiğide gözetilmeden iddianamenin okunmasından sonra duruşmaya ara verilmesini isteme hakkı olduğu hatırlatılmayarak savunma hakkının kısıtlanması, 2- Suça konu belge sayısı da nazara alınarak TCK"nin 61. maddesi uyarınca alt sınırdan uzaklaşmak suretiyle hüküm kurulabileceği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması, 3- Suça konu belge akıbeti hakkında karar verilmemiş olması, 4- Yargılama gideri olarak hesaplanan miktarın CMK"nin 324/4. maddesine 6352 sayılı Kanun’un 100. maddesiyle eklenen değişiklik doğrultusunda terkin edilecek miktarın altında kalması nedeniyle hazineye yükletilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, yasaya aykırı 5- 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanığın ve Cumhuriyet savcısının temyiz talepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 05/11/2019 tarihinde Üye ..."ın bir başka suçtan yargı çevresi dışında tutuklu bulunan sanığın hükmün verildiği oturumda hazır bulundurulmayarak savunma hakkının kısıtlandığı yönündeki ek gerekçesiyle oy birliğiyle karar verildi.
EK GEREKÇE
Dairemizin 05/11/2019 tarih, 2017/12883 Es., 2019/7594 Kr. sayılı çoğunluğun bozma gerekçesine aşağıda belirttiğim ek gerekçe ile katılmıyorum. Yerel mahkemece sanığın yokluğunda hüküm verildiği oturumda bir başka suçtan yargı çevresi dışında tutuklu olduğu anlaşılmaktadır. Yargı çevresi dışında bir başka suçtan tutuklu sanığın karar duruşmasına getirilmemesi ya da CMK’nin 196/4. maddesi kapsamında SEGBİS yöntemi ile son savunma ve son söz hakkının hatırlatılmaması savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğurmuştur. CMK’nin 196/5. maddesine göre “..Yargılamanın yapıldığı yargı çevresi dışındaki.. nakledilmiş olan sanığın, sorgusu yapılmış olmak koşulu ile hazır bulundurulmasına gerek görmeyen oturumlar için getirilmemesine mahkemece karar verilebilir.” Dolayısıyla hükmün verildiği oturumda sanığın mutlaka hazır edilmesi ve son savunmasının sorulması ve son sözünün verilmesi zorunludur. Getirmenin fiilen mümkün olmadığı durumlarda da CMK’nin 196/4. maddesi kapsamında SEGBİS yöntemi ile son savunmasının sorulması ve son sözünün verilmesi mümkündür. Yerel mahkemece yargılamanın yapıldığı yargı çevresi dışında bir başka suçtan tutuklu bulunan sanıkla ilgili olarak CMK’nin 196/4 ve 5. fıkralarına aykırı davranılmak suretiyle son savunması sorulmamış dolayısıyla son sözü de verilmeyerek savunma hakkı kısıtlanmıştır. Bu sebeblerle yerel mahkeme kararının öncelikle CMK’nin 196/4 ve 5. maddesi kapsamında savunma hakkının kısıtlandığı gerekçesi ile bozulması gerektiği düşüncesindeyim. 05/11/2019