13. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/1850 Karar No: 2018/9377 Karar Tarihi: 15.10.2018
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2017/1850 Esas 2018/9377 Karar Sayılı İlamı
13. Hukuk Dairesi 2017/1850 E. , 2018/9377 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki sözleşmenin feshi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, davalının internet üzerinden canlı ders adı altında çocuklara eğitim verdiklerini söyleyerek dava konusu sözleşmeyi imzalattıklarını, ancak sonradan Milli Eğitim Bakanlığı"nın bu yönde bir çalışmasının olmadığını öğrendiğini belirterek davaya konu sözleşmelerin iptalini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, taraflar arasında düzenlenen sözleşmelerde sözleşmenin bir nüshasının davacı tarafından elden teslim alındığının davacının el yazısı ile yazılı olmasına rağmen 14 gün içinde cayma hakkının olduğu konusunda bilgilendirildiğine dair ibarenin el yazısı ile yazılı olmaması nedeniyle, davacının cayma hakkını süreye bağlı olmaksızın kullanabileceğini, ancak davacının dava dilekçesinde ve duruşma sırasındaki beyanlarında ifade ettiği cayma gerekçesi itibari ile iyi niyetli olduğunun kabul edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davacı, davalıdan satın aldığı hizmetin ayıplı olduğunu ileri sürerek, sözleşmenin feshi iadesi istemiyle eldeki davayı açmıştır. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Taraflar arasındaki sözleşme ilişkisi 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun hükümlerine tabi olup gerek sözleşme tarihinden sora yürürlüğe giren 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun hükümlerine dikkate alınarak davanın sonuçlandırılması hatalıdır. Hal böyleyken, mahkemece, 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun hükümlerine göre sözleşmelerin değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçeyle hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. 2-Bozma nedenine göre davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenle davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 15/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.