14. Hukuk Dairesi 2016/8425 E. , 2019/6371 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 02/03/2015 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair verilen 12/04/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir.
Davacılar vekili, dava konusu 262 ada 1, 142 ada 158, 262 ada 64, 380 ada 78, 168 ada 9 ve 191 ada 58 parsel sayılı taşınmazlar üzerindeki ortaklığın satış yoluyla giderilmesine karar verilmesini talep etmiş, daha sonra 191 da 58 parsel sayılı taşınmaz yönünden davayı atiye bıraktıklarını beyan etmiştir.
Bir kısım davalı, davanın reddini savunmuş; davalı ... ortaklığın aynen taksim yoluyla giderilmesini istemiş ve dava konusu 380 ada 78 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan ağaçlar ile 262 ada 1 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan petrol istasyonunun ruhsatının kendisine ait olduğunu; davalı ... ise dava konusu 380 ada 78 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan evin kendisine ait olduğunu beyan ederek muhdesat iddiasında bulunmuştur.
Mahkemece, dava konusu 191 ada 58 ve 262 ada 64 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davanın reddine; diğer taşınmazlar yönünden davanın kabulüne, taşınmazlar üzerindeki ortaklığın satış yoluyla giderilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı ... temyiz etmiştir.
1)Paydaşlığın (ortaklığın) satış suretiyle giderilmesine ilişkin davalarda taşınmaz üzerinde bulunan bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçaların (muhdesat) kime ait olduğu konusunda uyuşmazlık olup da bunlar üzerinde bazı paydaşların (ortaklar) hak iddia etmeleri ve öncelikle bu uyuşmazlığın giderilmesini istemeleri halinde o paydaşa görevli mahkemede dava açmak üzere 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 165. maddesi uyarınca uygun bir süre verilmelidir. Mahkemece verilen süre içerisinde dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, açılmadığı takdirde o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilmesi gerekir.
Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçalar (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği yüzdelik (%...) oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesi de bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır.
2)Ortaklığının giderilmesi istenen taşınmaz üzerinde intifa hakkı var ise bu hak sahibinin davaya dahil edilmesi zorunludur. Satış suretiyle ortaklığın giderilmesi istenen taşınmaz üzerinde 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihinden önce kurulmuş bir intifa hakkı varsa taşınmazın 14.03.1960 tarihli ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca intifa hakkı ile yükümlü olarak satılması gerekir.
İntifa hakkı sahibi yalnız başına bu hakkının paraya çevrilmesini, taşınmazın intifasız satışını isterse diğer paydaşların muvafakati aranmaksızın taşınmazın intifasız satışına karar verilmelidir.
İntifa hakkı 01.01.2002 tarihinden sonra kurulmuş ise, Türk Medeni Kanununun 700. maddesi uyarınca "Bir paydaşın kendi payı üzerinde intifa hakkı kurması halinde, diğer paydaşlardan biri intifa hakkının kurulduğunun kendisine tebliğinden başlayarak üç ay içinde paylaşma isteminde bulunursa; satış yoluyla paylaşmada intifa hakkı, buna ilişkin paya düşecek bedel üzerinde devam eder.
Bu genel açıklamalardan sonra somut olaya gelince; davalı ..., gerek yargılama esnasında gerekse temyiz dilekçesinde dava konusu 380 ada 78 parsel sayılı taşınmazda bulunan evin ve ağaçların kendisine ait olduğunu savunmuştur. Bu durumda mahkemece, dava konusu 380 ada 78 parsel sayılı taşınmazda bulunan evin ve ağaçların (muhdesatın) anılan davalıya ait olduğu hususunda tarafların ittifak edip etmedikleri üzerinde durularak ittifak etmiyorlarsa, muhdesat iddiasında bulunan davalıya bu konuda dava açmak üzere süre verilmesi ve dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi; açılacak davanın niteliği ve sonucuna göre de gerekirse bilirkişiden ek rapor alınarak anılan evin bulunduğu dava konusu taşınmazın tespit edilen toplam değerinin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiğinin yüzdelik oran kurulmak suretiyle belirlenmesi ve muhdesata isabet eden kısmın muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedelin ise tapu kaydı ve mirasçılık belgesindeki payları oranında tüm paydaşlara dağıtılması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
Dava konusu 262 ada 1 parsel sayılı taşınmazda Delta Petrol Ürünleri Ticaret Anonim Şirketi lehine intifa hakkı olduğu, ancak adı geçen şirketin davada yer almadığı anlaşıldığından, davada yer almasının sağlanması gerekir.
Ayrıca, satışına karar verilen taşınmazların satış bedeli üzerinden alınması gereken binde 11,38 oranında karar ve ilam harcının paydaşlardan satış bedelinin dağıtılmasına ilişkin oranlarda alınmasına karar verilmesi gerekirken, harcın paydaşlardan hangi oranda alınacağının belirtilmemesi de doğru değildir.
Mahkemece, değinilen hususlar gözardı edilerek, eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ...’ın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 08.10.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.