16. Hukuk Dairesi 2018/2479 E. , 2020/6493 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; "yapılan araştırma ve incelemenin karar vermeye yeterli bulunmadığı belirtilerek, mahallinde yeniden keşif yapılarak varsa mera tahsis kararı ve haritalarının uygulanması, yerel bilirkişiler ve tanıkların beyanı alınarak taşınmazın kadim mera olup olmadığı, kaçak ve yitik kişilerden kalıp kalmadığının aydınlatılması, komşu 130 ada 278 sayılı mera parselinin öncesinin kadim mera olup olmadığının araştırılması, çekişmeli taşınmazlarla mera parseli arasında ayırıcı unsur bulunup bulunmadığının belirlenmesi; taşınmazlarının öncesinin ne olduğu ve davalılar lehine kazanım şartlarının oluşup oluşmadığının incelenmesi; gerektiğinde beyanlar arasındaki çelişkilerin giderilmesi, fotoğraflarla desteklenmiş denetime elverişli bilirkişi raporlarından faydalanılması, komşu parsellere ilişkin dava dosyalarındaki ziraat bilirkişi raporları ve bu kararların kesinleşme tarihlerinin dikkate alınması" gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli tşınmazların tespitinin iptali ile mera olarak sınırlandırılmalarına ve özel sicile kaydedilmelerine karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine vekili ve bir kısım davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece her ne kadar, bozma ilamına uyulup uyulmaması konusunda bir karar verilmemiş ise de bozma ilamı doğrultusunda mahallinde keşif yapılmak üzere ara karar kurulduğuna göre bozma ilamına eylemli olarak uyulduğu kuşkusuzdur. Bozma ilamına uyulmakla, bozma ilamı lehine olan taraf yararına usuli müktesep hak oluşur. Bu hakkın zedelenmemesi için bozma gereklerinin eksiksiz yerine getirilmesi zorunludur. Ne var ki, dosyada geçerli hiçbir keşif bulunmadığı ve taşınmazın aynına ilişkin davalarda taşınmaz başında keşif yapılması zorunlu bulunduğu halde gerekçe gösterilmeksizin keşif ara kararından fiilen dönülmek suretiyle karar verilmesi ve hükmüne uyulan ve yukarıda özetlenen bozma ilamında, keşif zaptının ve davaya konu 130 ada 276 parsel sayılı taşınmaz hakkında düzenlenen fen raporunun dosya içerisinde bulunmadığı belirtilerek; mahallinde yeniden keşif yapılarak ve yerel bilirkişiler dinlenerek ilgili haritalar da uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin ne olduğunun aydınlatılması gereğine değinilmiş olduğu halde mahkemece, bozma ilamının hiçbir gereği yerine getirilmeksizin hüküm kurulması isabetsizdir. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayanılarak hüküm kurulması hukuken mümkün değildir.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için mahkemece, önceki bozma ilamında değinildiği şekilde mahallinde yeniden yöntemince keşif ve uygulama yapılarak tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda bildirdikleri ve bildirecekleri deliller toplanmalı, mahallinde yapılacak keşifte komşu köyden yerel bilirkişiler ve aynı yöntemle belirlenecek taraf tanıkları, tüm tespit bilirkişileri, 3 kişilik ziraat mühendislerinden oluşan bilirkişi kurulu ve fen bilirkişi huzuruyla keşif icra edilmeli, varsa mera tahsis kararı ve haritaları uygulanıp kapsamları belirlenmeli, mera tahsisi yoksa, yerel bilirkişiler, taraf tanıkları ve tespit bilirkişilerinden taşınmazların kaçak ve yitik kişilerden kalıp kalmadığı, kimin ne zamandan beri ve ne şekilde zilyet ettiği, komşu 130 ada 278 sayılı mera parselinin öncesinin geleneksel biçimde kullanılan kadim mera olup olmadığı, çekişmeli taşınmazlar ile komşu mera parseli arasında ayırıcı nitelikte unsur bulunup bulunmadığı araştırılmalı, mahkemenin, taşınmazların konumu ve niteliğine ilişkin gözlemi tutanağa geçirilmeli, taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından, ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, taşınmazların öncesinin mera, yaylak veya kışlak olup olmadığı, taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olması halinde imar ve ihyaya konu edilip edilmediği, imar ve ihyaya konu edilmiş ise, ihyanın hangi tarihte başlayıp, ne zaman bitirildiği, zaman içinde sınırlarında mera yönünden genişleme olup olmadığı, hususunda yerel bilirkişi ve tanıklardan maddi olaylara dayalı, ayrıntılı bilgi alınmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanakları ve dayanakları ile denetlenmeli, yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin tutanaktaki beyanlara aykırı düşmesi halinde tespit bilirkişileri tanık sıfatıyla dinlenilerek beyanlar arasındaki çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeli, Hazine"nin dayandığı kayıtlar zemine uygulanarak uyup uymadığı belirlenmeli, 3 kişilik ziraat mühendislerinden oluşan bilirkişi kurulundan komşu parsellerle karşılaştırmalı biçimde ve komşu parsellerin dava dosyalarındaki bilirkişi raporları da değerlendirilerek çekişmeli taşınmazların toprak yapısı, eğimi, bitki deseni ve diğer yönlerden komşu mera parselinden nasıl ayrıldığı, mera ile arada doğal ya da yapay ayırt edici bir sınır bulunup bulunmadığı ve taşınmazların meradan açılan bir yer olup olmadığını açıklayıp, tarımsal niteliğini belirten, taşınmazların değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş somut verilere dayalı ayrıntılı rapor alınmalı, fen bilirkişisine keşif ve uygulamayı denetlemeye elverişli, çekişmeli taşınmaz ile komşu mera parselinin konumlarını yan kesit krokisi ile gösteren rapor ve harita düzenlettirilmeli, taşınmazın etrafında bulunan taşınmazlara ilişkin dava dosyalarındaki ziraat bilirkişi raporları ve taşınmazların kesinleşme durumları da nazara alınmalı, yapılan araştırma ve inceleme sonucu taşınmazların öncesinin mera olduğunun anlaşılması halinde meralar üzerinde sürdürülen zilyetliğin hukukça bir değer taşımayacağı düşünülmeli, taşınmazların çevresinde bulunan komşu parsellerin tapu kayıtları ve hükmen kesinleşenlerin dava dosyaları getirtilerek ne şekilde kesinleştikleri belirlenmeli, komşu parsellerin kesinleşme durumları nazara alınmalı, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece bu hususlar yerine getirilmeksizin eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz, davacı Hazine ve bir kısım davalılar vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden bir kısım davalılara iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.12.2020 gününde oybirliği ile karar verildi.