Hukuk Genel Kurulu 2013/1852 E. , 2015/1129 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Akhisar Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 13/03/2012
NUMARASI : 2011/1448 E-2012/401 K.
Taraflar arasındaki “alacak” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Akhisar Sulh Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 07.05.2009 gün ve 2006/346 E.-2009/669 K sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 08.07.2011 gün ve 2010/522 E-2011/8578 K sayılı ilamı ile;
(...Davacı vekili, müvekkili tarafından Akhisar merkez ve çevre köyleri Tütün Tarım Satış Kooperatifine 11.10.1999 tarihinde Tarım Satış Kooperatifleri ve Birlikleri kredi sözleşmesine dayanılarak 550.000.000.000,00 TL tutarında kredi açıldığını, kooperatif tarafından kredinin teminatı olarak ortaklardan alınan müşterek ve müteselsil borç senetlerinin bankaya temlik edildğini, temlik eden alacaklının da tasarruf hak ve yetkisi bulunmadığını, dolayısıyla borçlunun borcundan kurtulması için kural olarak bocunu yeni alacaklıya ödemesi gerektiğini, kooperatif ortakları ile müşterek borçlu ve müteselsil borç senedi başlığı altında düzenlenen sözleşmelerde bu hususun belirtildiğini ileri sürerek borç senedine istinaden 2.057,00.TL alacağın asıl borçlu H.. A.. ve davalı kefillerden dava tarihinden itibaren faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir
Davalı H.. A.. vekili, koşulları oluşmuş bir alacağın temliki işleminin bulunmadığını, müvekkilinin kooperatife ödeme yaparak borçtan kurtulduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, Akhisar 2.İcra Müdürlüğü"nün takip dosyasında Akhisar merkez ve çevre köyleri Tütün Tarım Satış Kooperatifi tarafından borçlular K. Ö., A. Ö., H.. A.. ve K. Y. aleyhine 9 Kasım 1999 tarih ve 342 nolu 30.06.1999 vade tarihli müşterek ve müteselsil borç senedinden dolayı icra takibi yapıldığı, dosyanın 03.01.2001 tarihinde infaz edilerek işlemden kaldırıldığı, dolayısıyla davalıların dava konusu borcu icra dosyasına yatırıp icra dosyasının infaz edildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen ve aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Dava, müşterek-müteselsil borç senedinin davacı bankaya temliki nedeniyle alacak istemine ilişkindir.
Mahkemece, davadışı kooperatif tarafından davalılar aleyhine aynı borç senedine dayalı olarak girişilen icra takibi nedeniyle yapılan ödemeler gözetilerek, temlik işleminin davalılara bildirilmesinden önce borcun sükut ettiği kabul edilerek davanın reddi cihetine gidilmiştir.
Ancak, dava konusu müşterek-müteselsil borç senedi ile davalıların sadece ana para olarak 180.000.000 TL tutarında borçlanmış olmalarına karşın, kooperatif tarafından girişilen icra takibinin 152.000.000 TL asıl alacak üzerinden başlatılmış olması nedeniyle davaya konu borç senedinde belirtilen borcun tümüyle sükut ettiğinin kabulü doğru değildir. Mahkemece, davacı banka tarafından dosyaya bildirilen hesaplama biçimine ilişkin beyan dilekçesi ve borç senedinin 1. maddesine uygun şekilde bilirkişi incelemesi yaptırılarak, davadaki istem olan 31.12.2005 tarihi itibariyle, varsa bakiye borç miktarının saptanması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. Davacı vekilinin bu yöne ilişen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına bozulması gerekmiştir...)
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davacı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, alacak istemine ilişkindir.
Mahkemece, davalılar tarafından borcun ödenmiş olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekilinin temyizi üzerine karar, Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde gösterilen nedenlerle bozulmuştur.
Yerel Mahkemece, önceki kararda direnilmiş; hükmü temyize davacı vekili getirmiştir.
Hukuk Genel Kurulundaki görüşme sırasında, işin esasına girilmeden önce Yerel Mahkemece direnme olarak adlandırılan kararda yeni gerekçeye yer verilmesinin yeni hüküm teşkil edip etmediği, hususu ön sorun olarak incelenmiş, ve Yerel Mahkemenin değerlendirmesinin gerekçeyi güçlendirme niteliğinde olduğu, yeni hüküm niteliğinde olmadığı oybirliği ile kabul edilerek işin esasının incelenmesine geçilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davacı bankaya temlik olunan senede bağlı borcun tamamının davalılar tarafından ödenip ödenmediği noktasında toplanmaktadır.
Dava dışı kooperatif ile davalılar arasında tanzim olunan “Müşterek ve Müteselsil Borç Senedi” başlıklı senet metninin son paragrafında yer alan ibareyle alacağın davacı Ziraat Bankasına temlik olunacağı ve aynı senet metninde borcun öncelikle kooperatife ödeneceği de belirtilmiş durumdadır.
Dava dışı kooperatif ile davacı banka arasında tanzim olunan “Tarım Satış Kooperatifleri ve Birlikleri Kredi Sözleşmesi”nin “Ek Şartları” başlıklı belgenin 4. maddesi ile de; kooperatif ortaklarından teminat olarak alınacak borç senetlerinin kredi kullandırılmadan önce T.C. Ziraat Bankasına temlik ve teslim olunacağı hüküm altına alınmıştır. Bu itibarla, alacağın temlikinin geçerli bir şekilde oluştuğunun kabulü gerekir.
Kural olarak geçerli olan bu sözleşme davacıya alacak hakkı bahşetmektedir. Ne var ki temellük edene teslim edilen senet metninde de açıkça belirtildiği üzere; borcun öncelikle kooperatife ödeneceği yönündeki düzenleme karşısında, sözleşme serbestîsi kuralları içerisinde bu hükmün davacı bankayı da bağlayacağı tabiidir.
Bunun yanı sıra, mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 167.maddesi (6098 sayılı TBK 188.maddesi) uyarınca borçlu, temlik edene karşı haiz olduğu def’ileri, temellük edene karşı da ileri sürme hakkına sahiptir.
Dosya içeriğinde mevcut bulunan TTA Akhisar Yaprak Tütün İşleme Müdürlüğünün 9 Kasım 1999 tarih ve 342 nolu dava konusu müşterek müteselsil borç senedine ilişkin Kurum tarafından davalılardan A.. Ö.."in tütünü satın alınırken 280.111.000 TL kesinti yapıldığı, davalılardan H.. A.."nın tütünü satın alınırken ilgili firma tarafından 780.000.000 TL"nin senet için kesinti yapıldığına ilişkin yazı içeriğinden kooperatif tarafından girişilen icra takibi ile başlatılan asıl alacağın bakiye borç miktarının icra takibi öncesinde kesintilerle ödendiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, temlik alan davacı banka tarafından bu dava ile talep edilebilecek bir borç bulunmadığı anlaşılmış olduğundan, aynı hususa işaret eden direnme kararı isabetlidir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararının onanması gerekmiştir.
S O N U Ç : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile direnme kararının yukarıda açıklanan gerekçelerle ONANMASINA, 01.04.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.