Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2018/3956 Esas 2019/2757 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/3956
Karar No: 2019/2757
Karar Tarihi: 29.04.2019

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2018/3956 Esas 2019/2757 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacı, eşi olan müvekkilinin bilgisi olmadan tapuda kayıtlı taşınmazlara teminat ipoteği konulduğunu savunarak davalı eşin müteselsil kefilliğinin hükümsüz olduğunun tespitine ve ipoteklerin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı, davanın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, eşinin ticaretle ilgisinin olmadığını ve borcunu ödeyebilmek için teminat verdiğini iddia etmiştir. Mahkeme ise, eşlerden birinin mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça, kefil olabilmesi için diğerinin yazılı rızasının gerektiğini belirtmiştir. Aynı kanuna göre, kefaletin şekline, kefil olma ehliyetine ve eşin rızasına ilişkin hükümler başka ad altında yapılan diğer sözleşmelere de uygulanabileceği, ancak gerçek kişilerce yapılan kişisel güvence verilmesine ilişkin sözleşmeler dışında diğer tür sözleşmelere bu hükümlerin uygulanmayacağı belirtilmiştir. Bu nedenle mahkeme, davanın reddine karar vermiştir. Kanun maddeleri ise; Türk Borçlar Kanunu'nun 584. ve 603. maddesidir.
19. Hukuk Dairesi         2018/3956 E.  ,  2019/2757 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki ipoteğin kaldırılması davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
    - KARAR -
    Davacı vekili, davalı ..."ın müvekkilinin eşi olduğunu, aralarındaki evlilik birliğinin halen devam ettiğini, davalı eş adına tapuya kayıtlı taşınmazların ve halen birlikte yaşadıkları evin üzerine 11/07/2013 tarihli 10978 yevmiye nolu resmi senet ile 200.000,00 TL bedel karşılığında teminat ipoteği ile ipotek konulduğunu, davalı ..." ın bu ipotekle ilgili müvekkilini bilgilendirmediğini ve muvafakatini almadığını iddia ederek, davalı eş ..." ın müteselsil kefilliğinin kesin hükümsüz olduğunun tespitine, .... İlçesi ... Mahallesi 1283 ve 1284 parsel sayılı taşınmazlardaki ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı şirket vekili, davacının açmış olduğu davanın muvazaalı, haksız ve hukuka aykırı olduğunu, ..."ın ise ev hanımı olduğunu, ticaretle ilgisinin olmadığını, borçlarını ödeme düşüncesiyle oğlunun üzerine kurulu şirkete teminat verdiğini, davacının kötü niyetli olduğunu, ayrıca ipotek verilen taşınmazın üzerinde aile konutu şerhi olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Diğer davalı davaya cevap vermemiştir.
    Mahkemece, yapılan yargılamaya göre, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 584. maddesi uyarınca eşlerden biri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça, ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabilecegi, aynı kanunun 603. maddesine göre de kefaletin şekline, kefil olma ehliyetine ve eşin rızasına ilişkin hükümler, gerçek kişilerce, kişisel güvence verilmesine ilişkin olarak başka ad altında yapılan diğer sözleşmelere de uygulanacağı, ancak eşin rızasına ilişkin hükümlerin, sadece gerçek kişilerce yapılacak, kişisel güvence verilmesine ilişkin sözleşmeler için geçerli olacağı, gerçek kişilerce verilmiş olsalar da ayni teminat sözleşmeleri veya tüzel kişilerce verilen kişisel teminat sözleşmelerinin, bu kapsamda değerlendirilemeyeceği, davalılar arasında yapılan işlemin ayni teminat sözleşmesi kapsamında olduğu, Türk Borçlar Kanununun kefalette eşin rızasını arayan hükümlerinin iş bu davada değerlendirmeye alınamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
    Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle ipotek tesis olunan taşınmazların tarla vasfında olup aile konutu olmadığı anlaşılır olmasına göre davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 29/04/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.