22. Hukuk Dairesi 2017/24196 E. , 2019/17667 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesinin işverence haksız olarak feshedildiğini belirterek kıdem ve ihbar tazminatları ile ödenmediğini ileri sürdüğü bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili; husumet itirazında bulunmuş, davacının müvekkilinden herhangi bir alacağının bulunmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve bilirkişi raporlarına göre; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık, işçinin kullandırılmayan izin sürelerine ait ücretlere hak kazanıp kazanmadığı noktasında toplanmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu"nun 59.maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada, sözleşmenin sona erme şeklinin ve haklı nedene dayanıp dayanmadığının önemi bulunmamaktadır.
Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlamalıdır. Bu konuda ispat yükü üzerinde olan işveren, işçiye yemin teklif edebilir.
Somut olayda; dava dilekçesinde, kullandırılmayan izin sürelerine ait ücretlerin ödenmediği belirterek yıllık izin ücreti alacağı talebinde bulunulmuştur. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının 9 tam yıl hizmet süresi karşılığı toplam 180 gün yıllık izin hakkı olduğu tespit edilerek hesaplama yapılmıştır.
Davacının 9 yıllık çalışma süresi boyunca hiç yıllık izin kullanmaksızın çalışmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu hususu dikkate alınarak, mahkemece; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 31. maddesine göre hakimin davayı aydınlatma yükümü gereği davacı asilden, yıllık izinlerini kullanıp kullanmadığı, kaç gün yıllık izin kullandığı, kaç gün kullanmadığı sorularak netleştirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken bu hususlar gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
3- Yıllık izinle ilgili düzenlemeler nisbi emredici nitelikte olup işçi lehine genişletilmeleri mümkündür. 4857 sayılı İş Kanunu"nun 53. maddesinde; işçilere verilecek yıllık ücretli izin süresinin, hizmet süresi 1 yıldan 5 yıla kadar (beş yıl dâhil) olanlara 14 günden,
5 yıldan fazla 15 yıldan az olanlara 20 günden,
15 yıl (dâhil) ve daha fazla olanlara 26 günden az olamayacağı düzenlenmiştir.
Yukarıdaki bilgiler ışığında, kabule göre; davacının yıllık ücretli izin süresinin belirlenmesinde ilk 5 yıl için yılda 14 gün, bakiye 4 yıl için ise 20 gün üzerinden olmak üzere toplam 150 gün yıllık ücretli izin süresinin bulunduğunun kabulü gerekirken, tüm dönem için yılda 20 gün üzerinden hesaplama yapılan bilirkişi raporunun hükme esas alınması da hatalı olmuştur.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 30.09.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.